Nostalji sözcüğü bizde eski hatıraları anma anlamında kullanılır.
Geçmişe olan özlemi ifade eder.
Aslına bakarsanız tam yaşlıların işidir.
Gelecekten umudunu kesmeyi işaret eder.
Oysa…
Toplumun yüzü hep ileriye dönüktür.
Geçmiş ; sadece tecrübe/deneyim oluşturmak için vardır.
Yoksa…
Övünmek ya da yerinmek için değil…
Bizim gibi beklentilerin zor gerçekleştiği toplumlarda nostalji ;moral bulma ilacı olarak kullanılmaktadır.
Böylece kendimizdeki eksikliği geçmişteki başarılarla gidermek isteriz.
Kurtuluşu mazide aramak…
Ne garip bir ruh hali değil mi?
Şimdi…
Bunları niçin yazıyorum.
Karabük’le ilgili olarak sosyal medyada bazı sohbetlere ister istemez tanık oluyoruz.
Geçmişi terennüm eden.
Dün ve bugünü karşılaştıran.
İnsan bunları dinleyince kendini rüyada hissediyor.
Zaman tünelinden içeriye gidip bahsi geçen o güzel anları yaşamak istiyor.
Ama nafile….
Gerçekten işin siyasi yönü bir yana ama…
O anlatılanlar ile…
Burada yaşadıklarımız ve gördüklerimizin uzaktan yakandan birbirleriyle ilgileri yok.
Her şey gerçekten çok farklı..
Tarihsel anlamda bir kopukluk var.
Kentin sosyolojisi değişmiş.
Sosyal yaşantı ve kültürün geçmişle bir alakası yok.
Postmodernitenin ne olduğunu bu kent yaşantısına bakarak daha iyi kavrıyorsunuz.
Tarih bu kentte tersine üretim yapmaya başlamış.
Yani…
Hafıza kazaya uğramış.!