BİRBİRİNİ TANIMAYAN İNSANLAR

BİRBİRİNİ TANIMAYAN İNSANLAR

Yayın: 04.04.2022 15:22
Paylaş:
A+ A-

Tanışmak birbirine selam vermektir. Barışı salık vermektir. ‘Benden, sadece sana değil, hiç kimseye zarar gelmez’i taahhüt etmektir.

Oysa çağımızın sorunlarından biri de birbirimizi tanışmak için bile olsa kâle almamaktır. Bilmem kaç katlı apartmanlardaki bırakın insanları, komşular bile birbirini tanımıyor. Artık, komşu komşunun külüne değil, güler yüzüne muhtaç.

İşyerlerinde bile insanlar artık birbirlerini (tanımıyorlar), her iki anlamda da. Size yaşadığım bir olayı anlatayım dostlar. Ankara’da bir iş yerine davetliyiz. Gittik muhabbet ediyoruz. Orada çalışan bir çalışan, bir pop şarkısının da söylediği gibi “Merhaba, merhaba” diyerek bize bir şeyler söylüyor. Evet, anlıyorum bize “hoş geldiniz” dediğini ama tarz-ı muhabbeti ilginç geliyor. Acaba tanışık olduğu iş arkadaşlarına da bu minvalde muamele ediyor, diye sormadan edemiyorum kendime.

Metrolardaki kalabalıklar, alabalıklar gibi tek tek yüzüyor gibi geliyor. Elbette metroda muhabbet edelim demiyorum lakin bu kalabalıklar beni yoruyor. Aynı manzume, şehir içi ve şehirlerarası otobüs yolculuklarında da geçerli. Uçak yolculuğunu da unutmayalım.

Eğer kadına şiddeti önleyemiyorsak, savaşa hayır diyemiyorsak, mazluma şefkati gösteremiyorsak, zulme uğrayanları, şiddetten kaçanları; esmer-sarışın ayırmadan, en azından kalbimizde barındıramıyorsak, kendimizden başkasını tanımamaktan ötürü bu götürüler başımızda diyebilmeliyiz.

“Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım/Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz!” diye haykıran Yunus Emre’miz; işleri zorlaştırmadan, kolay kılmanın yolunun şartını belki de tanış olmaktan geçtiğini vurgulamış olamaz mı?

Yüce Kitabımız Kur’an’da: “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” şeklinde buyuruyor. (Hucurât-13)

Birbirimizden farklı olmanın sebebi, belki de tanışmamıza vesile olacağının habercisi diyebilmektir, ne dersiniz?

İnsan, önce kendini bilmeli canlar. Çünkü kendini bilenler, kendini bilenleri aramak ve belki de bulmakla yükümlüdürler. Bulmanın garantisi yok, ama aramak; tanış olmak güzel şey, vesselam!

“Önce yoldaş, sonra yol” denirken; yola çıkarken tanış olmanın önemi vurgulanmak istenmiştir gibi geliyor insanın aklına, değil mi?

İnşallah, yola beraber çıktıklarımızı, yolda karşılaştıklarımızla karıştırmıyoruzdur!

Bir de; sonradan “birbirlerini tanımayan insanlar” var ki; onlar, birbirlerini hiç tanımamış insanlar olarak tarihe geçeceklerdir.

 

Satılmış Ümit ÇETİNKAYA

Eğitimci-Yazar

[email protected]

Mart 2022

Manzikert

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kışı Kızılırmak Deltası’nda geçiren besicilerin göç yolculuğu başladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – İLYAS GÜN – Samsun'da, Kızılırmak Deltası'ndaki kışlaklarda kalan besiciler, yazı geçirecekleri Karagöl Dağı'ndaki yaylalara gitmek için küçükbaş hayvanlarıyla yaklaşık 1 ay sürecek yolculuklarına başladı.

Hayvanlarını kış döneminde Kızılırmak Deltası'nda barındıran besiciler, havaların ısınmaya başlamasıyla hazırlıklarını tamamlayıp, Karagöl Dağı'nın eteklerinde yer alan bin ila 1500 rakımlı yaylalara gitmek üzere yola çıktı.

Deltadan yüzlerce küçükbaş hayvanıyla hareket eden besicilerin zorlu yolculuğu, yaklaşık 1 ay sürecek. Günde 10 ile 15 kilometre arasında mesafe katedecek besiciler, yolculuk boyunca hayvanlarını belirli aralıklarla sağacak.

Yazı yaylada geçirecek besiciler, ekim veya kasım aylarında yeniden deltaya dönecek.

10 yaşından bu yana besicilik yapan 48 yaşındaki Mustafa Coşkun, AA muhabirine, sıcak ve nemli havanın hayvanların hastalanmasına neden olduğunu, bu nedenle yaz aylarında serin yerleri tercih ettiklerini söyledi.

Yaklaşık bir ayda yaylaya ulaştıklarını belirten Coşkun, “Çünkü hayvanlarımızı otlatarak gidiyoruz. Akşam mola veriyoruz, sabahın ilk ışıklarıyla yeniden yola çıkıyoruz. Yaklaşık 5 ay yaylada kalıyoruz, kışın daha sıcak olan Kızılırmak Deltası'nı tercih ediyoruz. İşimiz çok zor ama mecbur yapıyoruz.” dedi.

Besici Eyüp Çobanoğlu da yaklaşık 1 aylık yolculuklarının oldukça zorlu geçeceğine işaret etti.

Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Sorumlusu Kadir Yılmaz ise deltanın göçmen kuşların yanı sıra büyükbaş ve küçükbaş hayvan besicileri için de önemli bir yer olduğunu dile getirdi.

Manda ve koyunculuk yapan besicilerin yılın belirli aylarında deltada hayvanlarını otlattıklarını anlatan Yılmaz, “Besiciler kışı deltada geçiriyor. Eylül ayının sonlarına doğru deltaya yaylalardan gelen besiciler, birkaç ay burada kaldıktan sonra tekrar yaylalara hayvanlarını otlatmaya götürüyor. Kış aylarında 2 bin ila 3 bin arasında koyun deltada kışlıyor.” diye konuştu.

Yılmaz, havaların ısınmasıyla koyun sürülerinin deltadan ayrılmaya başladığını vurgulayarak, göçmen kuşlarla koyun sürülerinin deltada görsel şölen sunduğunu, yerli ve yabancı turistlerin de hem kuşları hem de besicilerin geçişini takip ettiğini sözlerine ekledi.