Çaykur Rizespor-Konyaspor maçının ardından

Çaykur Rizespor-Konyaspor maçının ardından

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.02.2024 16:36
Paylaş:
A+ A-

RİZE (AA) – Trendyol Süper Lig'in 24. haftasında konuk ettiği TÜMOSAN Konyaspor ile 0-0 berabere kalan Çaykur Rizespor'da teknik direktör İlhan Palut, “Maçın özeti; ofansif anlamda daha agresif, bitirici olmamız gerekiyordu, defansif manada takım savunması yaparken sertliğimizi biraz daha artırmamız gerekiyor.” dedi.

İlhan Palut, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, yeteri kadar hücum girişimi yakaladıklarını ancak sonunu getiremediklerini belirtti.

İkinci yarının başında uzunca süre oyunu kontrol ettiklerine değinen Palut, “Bunu bir şekilde sonuçlandıramadık. Rakibimiz de son anlarda gelmeye başladı. Adam savunması yapmakta zorlandık. Pozisyon buldular. Sonuç olarak iki takım da gol atmayı başaramadı. Maçta biraz daha tempo yapsak karşılaşmayı kazanabilirdik ama bir yandan savunma yönünden hiçbir şekilde kendimizi güvende hissetmedik. Maçın özeti; ofansif anlamda daha agresif, bitirici olmamız gerekiyordu, defansif manada takım savunması yaparken sertliğimizi biraz daha artırmamız gerekiyor. Fazla fırsat, fazla geçiş şansı tanıdık.” diye konuştu.

Her puanın değerli olduğunun altını çizen Palut, “Çalışmalara devam edeceğiz. Aldığımız bir puan da değerli, kaybettiğimiz 2 puan da önemli. Oyuncularımız ellerinden geleni yaptı ama daha iyisini yapabilir, olmalıyız. Oyuncularımızın biraz daha kararlı, agresif olmaları gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Transfer çalışmalarının devam ettiğine değinen Palut, üç bölgeye transfer planlaması yaptıklarını, takımdan göndermeyi düşündükleri oyuncu olmadığını dile getirdi.

Palut, VAR kayıtlarının açıklanacak olmasını da şeffaflık açısından değerli bulduğunu sözlerine ekledi.

– Konyaspor cephesi

TÜMOSAN Konyaspor Teknik Direktörü Fahrudin Ömerovic, oyunu hızlı oynayan, kaleye çok hızlı topu götürmek isteyen, aynı zamanda sert baskıyla oynayan zor bir rakibe karşı mücadele ettiklerini kaydetti.

Belli anlarda çok baskı yediklerini aktaran Ömerovic, “Daha fazla topu kontrol etmek, daha fazla ikinci bölgede doğru paslarla boşluklar bulmak istedik. İkinci opsiyonumuz aynı zamanda duran toplardı. Bunu da yapamadık. Çaykur Rizespor kendi istediği oyunu başardı ama genel olarak biz de istediğimiz oyunu oynadık. Sonuç olarak bir puan için memnun olabilirim ama bu durumda olduğumuz için iki puan kaybettiğimizi düşünüyorum. Oyuncuların verdiği aksiyon, verdiği mücadeleye teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Her müsabakanın final maçı olduğunu kaydeden Ömerovic, “Son haftalarda Antalya ve Gaziantep maçında öndeyken kalemizde gol gördük. Özellikle, Başakşehir maçı bizim tam ters giden bir maç. Maçta 2-0 öndeyken maçı vermemiz nedeniyle psikolojik olarak zaten takım gergindi. Başakşehir maçından sonra oyuncuların gösterdiği reaksiyon, oyun, inanç, direnç çok iyiydi. Her maç, final maçı. İki hafta arka arkaya kazanan takım bir anda yükseliyor. Biz de bundan sonra yukarı çıkmanın mücadelesini vereceğiz.” şeklinde konuştu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.