CEHALETLE SAVAŞMAK

CEHALETLE SAVAŞMAK

Yayın: 21.11.2021 19:14
Paylaş:
A+ A-

“En büyük savaş…
Cahilliğe karşı yapılan savaştır.
Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır.”
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ten alıntılandığım bu sözler günümüzde de önemini korumaktadır.
Gerçekten…
Acınacak durumdayız…
Neden?…
Çünkü okumuyoruz…!
Çok konuşuyoruz.
Konuştuğumuz kadar okumuyoruz.!
O nedenle konuştuklarımız tat vermiyor.
Hatta bilgi kirliliğine bile neden oluyor.
****
Japonya’da bir kişi yılda 25 kitap okuyor.
İsveç’te 7 kitap
Fransa’da bu sayı 6’ya düşüyor.
Bizdeki duruma bakalım.
Yılda 6 kişiye bir kitap düşüyor.
Yani….
Türkiye’de gerçek anlamda bir okuma sorunu var …
Siz bakmayın kitap okuma yarışmalarına.
Hepsi aldatmaca…
Yarışma ile okuma olur mu Allah aşkına…
Ya da ceza ile kitap okuma…
Okuma duygusu içten gelecek…
****
Anlaşılacağı üzere genlerimizde okumaya karşı göre ayarlanmış çok özel bir alan var.…
Neden?
Çünkü okumayı işkence olarak görüyoruz…
Okumak bize göre külfetli bir eylem ne yazık ki…!
Okuduğunuz en son kitabı sorsak kafanızı kaşıyacağınıza eminiz…
Ha sahiden unutuyordum…
Bir de kitaba para mı verilir diyen içimizde aç gözlü, çok bilmiş kurnazlar var …!
Onlara göre hayat; varsa yoksa para…!
Amel defterlerini para ile açıp para ile kapatıyorlar.
Sonra da karşımızı geçip nasihat veriyorlar.
Sloganları da çok kabadayıca…
“Paran kadar konuş”
Cürete bakar mısınız?
*****
Bir de …
Durmadan okumayı sorgulayan…
Aşağılayan…
Bir grup var…
“Okudun da ne oldun” diyor.
Bir başkası da okumayı yok sayarcasına “kaç paralık adamsın” diyor…
………………………
Ben bu nitelemeler karşısında küçük dilimi yutmuş durumdayım.
Söyleyecek söz bulmakta zorlanıyorum…

****
İlk ayet;oku diyor…
Kur’an; okumak demek…
İslam dini, okumaya çok önem veriyor…
İyi ama biz niye okumuyoruz?…
Dinimiz emrettiği halde…!
****
Bir toplum da okuyanlar,okuduğu için horlanıyorsa…
Ya da okuma , sadece para kazanma açısından değerlendiriliyorsa…
O toplumun hali ne olur?
Söz dinlemez olur…
Korona virüs ile mücadelede neden başarılı olamıyoruz.?
Sağlık Bakanının ve yetkililerin uyarılarını hiçe sayıyoruz.?
Ve…
Aşı olmamakta direniyoruz.
Cehalet yüzünden değil mi?

4 kişi görüş bildirdi

  1. Gönderen

    İlk ayet “oku” demiyor. “Yaratan rabbinin adı ile oku” diyor. Arada çok fark var. Yaradanını inkar eden kişi tırlar dolusu kitap hatim etse bile cahildir. Ebû Cehil Mekke feth edilmeden önce Mekke’nin en ileri geleniydi. Kureyşliler onu bilge kişi olarak tanır ve kendisine Ebul Hakem (bilgeliğin babası) derlerdi. Peygamberimiz ise ona Ebu Cehil (Cehaletin babası) dedi….

  2. Şimdi gogle var ya

    Şimdi pek okuyan yok lazım olan bilgiyi gogleden öğreniyo insanlar.O zaman okuma yazmamı varmış.Ginede oku emrine uymak lazım okumak lazım deyilmi

  3. Hür Kalyoncu

    Sayın Gönderen Bey.yazımızın anlamını kavrayamamışsınız.İnanın sizin adınıza çok üzüldüm.Bu kültürlü halinizle bir de demagoji yapmaya çalışmışsınız.Kur’an,kıraat etmek ve tilavet demektir.Bunun anlamı da okumaktır.Alak suresinin birinci ayeti sizin dediğiniz gibidir.3 ayette ise oku,Rabbin sonsuz lütüf ve kerem sahibidir.4.ayett ise kalemle yazmayı öğreten odur diyor.Okumayan bir insan Allah’ın bilim sıfatını kavrayamaz.O nedenle herkes okumaya değer verir.Çocuklarını okuması için okullara gönderir.Ebu Cehil’e neden bilgeliğin babası dendiğini anlamadan yorum yapmak sizin için büyük bir talihsizlik olmuş.Müslümanların Firavunu olan bu putperest,Daran Nedve üyesi.Yani o dönem Mekke Aristokratların bir araya geldiği soylular meclisi.Kendisi buraya üye.Karar alma mekanizmasında önemli bir kişi.Aynı zamanda Mahzum sülalesinin reisi.O nedenle kendisine Ebul Hakem yani bilgeliğin babası ünvanı veriliyor.Aynı zamanda çok zengin olduğu için itibarlı bir kişi.Yoksa bilge,okumuş olduğu için bu ünvan verilmemiş.Ben de sizin yazınızı okuyunca Ebu Cehil’in Oxford üniversitesinden mezun olduğunu sandım.Yok öyle bir şey.Yaradan rabbinin adıyla oku…Ama lütfen okuma yaparken anakronizma yapma….!

  4. enerji

    hür hocam bilgiyle adam dövmek budur, ağzına sağlık.Yarım yamalak,ordan burdan elde edilen bilgilerle ahkam kesmemek lazım.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: “Yeşil çeliğe mutlaka damga vurmamız gerekiyor”

Anadolu Ajansı
Yayın: 11.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, demir-çelik sektörünün yeşil dönüşüm sürecinin en önemli aktörlerinden olacağını belirterek, “Yeşil çeliğe Türkiye olarak mutlaka damga vurmamız gerekiyor.” dedi.

Çelik sanayisinin yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşımlarla yeşil dönüşümündeki yol haritalarını tartışmak amacıyla Tosyalı Holding ana sponsorluğunda düzenlenen “Yeşil Çelik Zirvesi – Green Steel Summit 2024”, İstanbul'da gerçekleştirildi.

SteelData organizasyonuyla düzenlenen zirvenin “altın sponsoru” Tatçelik ve Huawei Smart PV Türkiye olurken, Energy Nova AŞ Güneş Enerjisi Sistemleri “enerji sponsoru”, Ağır Haddecilik AŞ ve Metsims Sustainability Consulting şirketleri ise “bronz sponsoru” oldu.

Yeşil Çelik Zirvesi kapsamında,”ETS, CBAM Uyum Süreci, Uygulamalar, Mevzuat ve Beklentiler” ve “Karbonsuzlaşma Yöntemleri, Hammaddeler ve Teknolojiler” başlıklı paneller düzenlendi.

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) ve Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, sürdürülebilirliğin artık zorunluluk olduğunu söyledi.

Tosyalı, “Avrupa Yeşil Mutabakatı bir fırsat. Yeşil ekonomiye geçiş sürecini ekonomik ve endüstriyel bir fırsata çevirme imkanı. Demir-çelik sektörü de bu yeşil dönüşüm sürecinin en önemli aktörü olmaya aday. Çünkü çelik hayatımızın her noktasında bizimle.” ifadelerini kullandı.

– “Çelik sektörü kendi öz kaynaklarıyla yatırım ve yeşil dönüşümlerini gerçekleştirdi”

Daha büyük bir değişimin eşiğinde olduklarını dile getiren Tosyalı, “Yeşil çeliğe Türkiye olarak mutlaka damga vurmamız gerekiyor. Endüstriyel üretim için mutlaka yeni enerji kaynakları lazım bunun da hidrojen olduğu görülüyor” diye konuştu.

Türkiye'nin dünya çelik üretiminde üst sıralarda yer aldığını hatırlatan Tosyalı, kadar çelik sektörünün kendi öz kaynaklarıyla yatırım ve yeşil dönüşümlerini gerçekleştirdiğine işaret etti.

Avrupalı rakiplerinin kamusal destekle beslendiğinden söz eden Tosyalı, çelik sektörünün bütün oyuncularının bu değişimi yapmaya gücünün yeteceğini kaydetti.

Yenilenebilir enerji, hidrojen, rüzgar ve elektrikli araçlar ve birbiriyle ilintili sektörlerin hepsinin çeliğe bağlı olduğunu ifade eden Tosyalı, şu şekilde konuştu:

“Net Sıfır çağı başlayacaksa bunun yolu demir-çelik sektörünün dönüşümüyle açılacak. Bu dönüşümün temel birkaç ayağı var. Üretimde temiz enerji kaynaklarının kullanılması en önemli gündem maddesi. Çünkü şu anda küresel çelik üretiminde fosil yakıtlar yüzde 75'lik bir paya sahip. Yoğunluk kömürde. O yüzden temiz enerji yatırımları sektörümüz için en kritik konu.”

– “5 yıl içinde dünyanın en büyük 20 çelik şirketi arasında olma doğrultusunda ilerliyoruz”

Fuat Tosyalı, sektörde yeşil çelik üretimi için tüm koşulların mevcut olduğunu söyledi.

Tosyalı Holding olarak yeşil dönüşüm konusunda ilk aksiyon alan demir çelik şirketi olduklarını belirten Tosyalı, şunları kaydetti:

“Bizim işimizin sadece bir parçası değil, tamamı sürdürülebilirlik. Öyle ki Cezayir'de devam eden yatırımlarımız, Türkiye'deki yeni devreye aldığımız Tosyalı Demir Çelik İskenderun Tesisi tamamen sürdürülebilirlik odaklı. Üretimin sürdürülebilirliği için Endüstri 4.0 yatırımlarına ağırlık veriyoruz. Yapay zeka algoritmalarına ve iş süreçlerinin takibi için dijital teknolojilere önemli yatırımlar yapıyoruz. Bu sayede hem üretimin devamlılığı ve verimliliğini hem de enerji tasarrufunu sağlıyoruz, aynı zamanda emisyonlarımızı da düşürüyoruz. Örneğin İskenderun İkinci Organize Sanayi Bölgesi'nde hayata geçirdiğimiz ve üretime başladığımız Tosyalı Demir Çelik İskenderun Tesisi'nde Quantum Furnace teknolojisini kullanıyoruz ve bu Türkiye'de bir ilk.”

Kömür bazlı enerjiye yaslanmak yerine her zaman dünyanın geleceğini düşünerek dikkatli adımlar attıklarını, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiklerini vurgulayan Tosyalı, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Uzun süredir güneş enerjisine ciddi yatırımlar yapıyoruz. Biz Tosyalı olarak 5 yıl içinde dünyanın en büyük 20 çelik şirketi arasında yer alma hedefi doğrultusunda ilerliyoruz. Bunu da sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarla başaracağımıza inanıyoruz. Dünyanın sayılı yeşil çelik üreticilerinden biri olarak anılmak, bizim için en büyük ödül olacaktır.”