ÇEKİRDEK

ÇEKİRDEK

Yayın: 28.09.2022 16:18 |Güncelleme: 29.09.2022 09:43
Paylaş:
A+ A-

Millet olarak “çekirdek” denen güzel bitkiye ne kadar bağlıyız, değil mi dostlar. Çekirdek denen şey, yenen bir şey elbette. Hiç çekirdek koklayan görmedim, kahve çekirdeği haricinde.

Çekirdeği olan birçok meyve var: Ay çekirdeği, kabak çekirdeği, kayısı çekirdeği, karpuz çekirdeği, kahve çekirdeği. Bunların; kavrulmuşu, tuzlusu, çiği, dakotası, beyazı, siyahı vb. olabiliyor.

Mesela; ay çekirdeğinin dakotasıyla tanıştıktan sonra bırakamadım. Bir zamanlar TRT’de yayınlanmış olan “Tutunamayanlar” ve “Leyla ile Mecnun” adlı diziler gibi birçok dizi ve filmde çekirdek yenen sahneler de mevcuttu. Hele Zafer Algöz ve ekibin çekirdek yeme ve ağzından püskürtme sahneleri ne kadar da komikti. Çekirdek yemek gerçekten bir kültürdü.

Kabak çekirdeğinde çinko olduğu söyleniyor. Onun da çeşitleri var: tuzlusu, tuzsuzu, uzun gibi olanı, kabuğu ince olanı, kabuğu biraz kalın olanı.

Kayısı çekirdeğini fazla yiyemezsiniz mesela. Anında yoğun etkisini gösterir ve kendinizi rahatsız hissedersiniz.

Karpuz çekirdeğini yiyemiyoruz maalesef. Belki de onunda faydalı bir etkisi ve tarafı vardır.

Kahve çekirdeğine gelince, belki de insanoğlunun en çok tükettiği türlerinden. Yemen’den geldiği söylenir. Türlü türlü aroması vardır. Bir “Acı Kahve” ne güzel gider. Kırk yıl hatırı vardır. Üç artı biri, sütlüsü, kremalısı da cabası.

Dostlar! Çekirdeğin insanı saplantılı hale getiren bir tarafı var, malum. Aslında bu durum; insanın hayatıyla ne kadar da benzer: çekirdek yemeyi, insanın nefsani tarafıyla benzeştirsek yeridir. İnsanlar olarak çekirdek yemeyi, onu bitirene kadar kesemiyoruz. Sonuçta önümüzdeki çekirdekler birer birer bitiyor. Sonunda da diyoruz ki; keşke hepsini yemeseydim! Eyvah! İş işten geçiyor.

Şimdi muhabbeti burada kesiyor ve bir dakikanız varsa, yazıma baştan başlamanızı ve çekirdekle hayatımızın kavramsal olarak ne kadar da benzer olduğunu tahayyül ederek tekrar okumanızı istirham ediyorum.

 

  1. Ümit ÇETİNKAYA

Eğitimci-Yazar

[email protected]

16 Ağustos 2022

Malazgirt’te yazdığım son yazım.

 

Yorumlar

  1. Ahmet Sezai

    Çitlembik yenmez mi? Kalemine sağlık hocam.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kışı Kızılırmak Deltası’nda geçiren besicilerin göç yolculuğu başladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – İLYAS GÜN – Samsun'da, Kızılırmak Deltası'ndaki kışlaklarda kalan besiciler, yazı geçirecekleri Karagöl Dağı'ndaki yaylalara gitmek için küçükbaş hayvanlarıyla yaklaşık 1 ay sürecek yolculuklarına başladı.

Hayvanlarını kış döneminde Kızılırmak Deltası'nda barındıran besiciler, havaların ısınmaya başlamasıyla hazırlıklarını tamamlayıp, Karagöl Dağı'nın eteklerinde yer alan bin ila 1500 rakımlı yaylalara gitmek üzere yola çıktı.

Deltadan yüzlerce küçükbaş hayvanıyla hareket eden besicilerin zorlu yolculuğu, yaklaşık 1 ay sürecek. Günde 10 ile 15 kilometre arasında mesafe katedecek besiciler, yolculuk boyunca hayvanlarını belirli aralıklarla sağacak.

Yazı yaylada geçirecek besiciler, ekim veya kasım aylarında yeniden deltaya dönecek.

10 yaşından bu yana besicilik yapan 48 yaşındaki Mustafa Coşkun, AA muhabirine, sıcak ve nemli havanın hayvanların hastalanmasına neden olduğunu, bu nedenle yaz aylarında serin yerleri tercih ettiklerini söyledi.

Yaklaşık bir ayda yaylaya ulaştıklarını belirten Coşkun, “Çünkü hayvanlarımızı otlatarak gidiyoruz. Akşam mola veriyoruz, sabahın ilk ışıklarıyla yeniden yola çıkıyoruz. Yaklaşık 5 ay yaylada kalıyoruz, kışın daha sıcak olan Kızılırmak Deltası'nı tercih ediyoruz. İşimiz çok zor ama mecbur yapıyoruz.” dedi.

Besici Eyüp Çobanoğlu da yaklaşık 1 aylık yolculuklarının oldukça zorlu geçeceğine işaret etti.

Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Sorumlusu Kadir Yılmaz ise deltanın göçmen kuşların yanı sıra büyükbaş ve küçükbaş hayvan besicileri için de önemli bir yer olduğunu dile getirdi.

Manda ve koyunculuk yapan besicilerin yılın belirli aylarında deltada hayvanlarını otlattıklarını anlatan Yılmaz, “Besiciler kışı deltada geçiriyor. Eylül ayının sonlarına doğru deltaya yaylalardan gelen besiciler, birkaç ay burada kaldıktan sonra tekrar yaylalara hayvanlarını otlatmaya götürüyor. Kış aylarında 2 bin ila 3 bin arasında koyun deltada kışlıyor.” diye konuştu.

Yılmaz, havaların ısınmasıyla koyun sürülerinin deltadan ayrılmaya başladığını vurgulayarak, göçmen kuşlarla koyun sürülerinin deltada görsel şölen sunduğunu, yerli ve yabancı turistlerin de hem kuşları hem de besicilerin geçişini takip ettiğini sözlerine ekledi.