“Çılgın Hırsız 4” filmi 5 Temmuz’da sinemaseverlerle buluşacak

“Çılgın Hırsız 4” filmi 5 Temmuz’da sinemaseverlerle buluşacak

Yayın: 03.07.2024 16:37
Paylaş:
A+ A-

Universal Pictures ve Illumination Entertainment’ın fenomen animasyon serisi “Çılgın Hırsız”ın 4’üncü filmi, 5 Temmuz’da vizyona giriyor.

Chris Renaud ve Patrick Delage’nin yönettiği filmin Özdilek AVM Cinetime’da yapılan basın gösterimine, sinema yazarları ve eleştirmenleri katıldı.

Serinin bir önceki filmi “Çılgın Hırsız 3″ten tam 7 yıl sonra hayranlarıyla buluşan filmde, Will Ferrell, Sofia Vergara, Joey King, Stephen Colbert ve Chloe Fineman tarafından seslendirilen yepyeni karakterler yer alıyor.

Yapımcılığını Chris Meledandri ve Brett Hoffman’ın üstlendiği filmde, senaryo ise Ken Daurio ve Mike White imzasını taşıyor.

Filmi izlemeye gelen Zümranur Yılmaz,  filmi çok beğendiğini belirterek, “Serinin önceki filmlerini de dijital platformlardan izlemiştim. Bu filmde kötüler biraz mutluydu. ‘Minyonlar’ı seven herkese izlemelerini tavsiye ederim. Hem anne babaların hem de çocukların keyifle izleyeceği bir film olmuş.” dedi.

Filmin konusu ise şöyle:

“Gru ve Lucy ile kızları Margo, Edith ve Agnes’in ardından Gru ailesinin yeni üyesi, babasına eziyet etmeye kararlı Gru Junior’ı kucaklarına almasıyla yeni bir bölüme başlıyor. Gru, yeni bir düşman olan Maxime Le Mal ve onun çekici ama tehlikeli kız arkadaşı Valentina ile karşı karşıya kalır ve ailece kaçmak zorunda kalırlar.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Uzmanından saman nezlesine karşı uyarılar

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.07.2024 00:45
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Medicana Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Özcan Oğurlu, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan alerjinin mevsimsel olması durumunda şikayetler görülür görülmez hekime başvurarak tedaviye başlanması önerisinde bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre saman nezlesi olarak da adlandırılan alerjik rinit, hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, gözde sulanma, burun ve gözde kaşıntı gibi şikayetlere neden oluyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uzm. Dr. Özcan Oğurlu, ilkbahar ve yaz aylarında artış gösteren saman nezlesinin, bulaşıcı olmadığını, alerjik hastalıkların çoğunun kalıtsal olduğunu ve iç-dış mekanlardaki çeşitli alerjenlerin saman nezlesini tetiklediğini belirtti.

Astımı olan kişilerde saman nezlesinin daha çok görüldüğünü saman nezlesi olanlarda da astımın ortaya çıkma olasılığının arttığını kaydeden Oğurlu, saman nezlesinin, havada bulunan alerjen adlı küçük parçacıklara karşı vücudun geliştirdiği reaksiyon sonucunda ortaya çıktığı bilgisini paylaştı.

Oğurlu, “Alerjenleri burnumuzdan soluduğumuzda, eğer alerjik bir hassasiyet varsa, çeşitli reaksiyonlar sonucunda histamin adı verilen bir madde açığa çıkar. Bunun sonucunda da çeşitli belirtiler gözlemlenir.” ifadelerini kullandı.

– Saman nezlesi ile soğuk algınlığı karıştırılmamalı

Saman nezlesinin hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık gibi belirtileri olduğunu aktaran Oğurlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Soğuk algınlığı bulaşıcı bir hastalıkken, saman nezlesi bulaşıcı değildir. Saman nezlesinde ateş olması beklenmez. Soğuk algınlığında ise kas ve eklem ağrıları olması beklenir. Saman nezlesi, ilkbahar ve yaz aylarında artış gösterirken, soğuk algınlığı daha çok kış aylarında görülür. Eğer hassasiyet varsa ağaç, çimen, çiçek ve bitkilerden gelen polenler, küf mantarları, ev tozu akarları, evcil hayvanların tüyleri ve çeşitli böcekler, alerjik nezle bulgularının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Mevsimsel alerjiler, dış ortamda havada bulunan polenlerin arttığı ilkbahar ve yaz aylarında daha çok görülür. Evcil hayvanlardan ve ev tozu akarlarından kaynaklanan iç ortam alerjileri yılın her döneminde görülebilir.”

– Antikor testleri yapılarak tanı konur

Oğurlu, tanı konurken vücudun alerjenlere karşı ürettiği bir antikor olan immünoglobulin E (IgE) ölçümünün yararlı olduğuna işaret ederek, “Spesifik olarak herhangi bir maddeye karşı vücudun ürettiği immunoglobulin E seviyesi ölçülerek, gıda ve solunum alerjisi olup olmadığı belirlenerek alerji türü tespit edebilir. Herhangi bir alerjene karşı hassasiyetin anlaşılabilmesi için deri prick testi de yapılabilir. Deri prick testinde, ön kol derisinde oluşturulan küçük deliklere alerjen uygulanır ve gelişen reaksiyon ölçülür. Böylece neye karşı alerjiniz olduğu belirlenebilir.” ifadelerini kullandı.

Antihistaminik ilaçların tedavide önemli rol oynadığını vurgulayan Oğurlu, bu ilaçların tablet ve sprey formlarından yararlandığını aynı zamanda kortizon içeren burun spreylerinin de tedavide işe yaradığını aktardı.

Sprey şeklinde kullanıldığı için kortizonun sistemik yan etkilerinin ortaya çıkmadığını vurgulayan Oğurlu, “Bu tür ilaçları kullanmaktan endişe etmemeliyiz. Yine burun akıntısını ve tıkanıklığını giderecek dekonjestan ilaçlardan da yararlanılır. Bunların sistemik yan etkileri olabileceği için uzun süre kullanmak istemeyiz. Alerjik sürece etki eden lökotrien reseptör blokeri gibi başka ilaçlardan da yararlanılabilir. Belirli bir alerjene duyarlılık varsa, bu duyarlılığı ortadan kaldırmak için, aşı tedavisi de denilen immunoterapiden de yararlanılır.” açıklamalarında bulundu.

Bütün hastalıklarda olduğu gibi alerjik hastalıklarda da korunmanın çok önemli olduğunu belirten Oğurlu, şunları kaydetti:

“Şikayetler mevsimselse ve özellikle belli bir ayda başlıyorsa şikayetler başlar başlamaz, hatta başlamadan önce hekime başvurulması ve tedaviye başlanması ile bulguların ortaya çıkması önlenebilir. Polen sayısının yüksek olduğu ilkbahar ve yaz aylarında arabaların ve evlerin camları kapalı tutulabilir. Elektrikli süpürgelerde ve klimalarda filtreler kullanılabilir. Ev tozu akarlarına karşı korunmak için ev içinde toz çıkarabilecek halı kilim, battaniye gibi ev eşyaları daha az kullanılabilir. Yastıklarda ve yataklarda koruyucu kılıflar kullanılabilir. Evcil hayvanlar yatak odalarından uzak tutulabilir.”