Yazının başlığı çok ilginç değil mi?
Bu ülkede 28 Nisan 1993 tarihinde İstanbul’un Ümraniye ilçesinde Hekimbaşı çöplüğü metan gazı sıkışması sonucunda patladı.
Bunun sonucunda 27 kişi yaşamını yitirdi.
12 kişi ise kayboldu.
Kaybolanların cesedi dahi bulunamadı.
Tarihimizde 28 Nisan 1993’de meydana gelen bu olaya “ÇÖPLÜK FACİASI” adı verilmektedir.
Yıllarca tarih anlatımı yapan bir hoca olarak nihayet literatüre girmiş ilginç bir olayla karşılaşmış bulunuyorum.
Ve gerçekten çok şaşkınım.!
Neden derseniz anlatayım.
Tarih; insanlar ,ülkeler,devletler arasındaki ilişkileri konu alır.
Oysa burada insan-çöplük ilişkisi tarih yapıyor.
Nasıl mı?…
Çöpleri belediye önlem almadan bir yere döküyor.
Oysa..
Çöp dökülen alanın altında 2 metre derinliğinde su geçirmez kil bulunması gerekiyor.
Bir de metan gazının çıkışını sağlayacak plastik bacalar.
Bunların hiçbirisi yapılmıyor.
Sonunda…
4.5 yıl sonra Ümraniye Çöplüğü patlıyor.
Olan kime oluyor.?
Tabi bu çöplüğün etrafına gecekondularını yapmış olan yoksul insanlara.
Ruhsatsız gecekonduların hepsi havaya uçuyor.
Garibanlar yaşamını yitiriyor.
Olan halka oluyor.
Biz böyle durumlarda suçlu aramayı,bulmayı çok severiz.
Önlem almak yerine bu şekilde bir tutum sergileriz.
Bakın dönemin başbakanı Sayın Tansu Çiller suçlu olarak kimleri bulmuş.
Çöplüğün etrafına izinsiz olarak gecekondu kuranları…
Yani garibanları….
Ancak bir durum var ki bu hayret verici nitelik taşıyor.
Ruhsatsız olarak gösterilen gecekonduların hepsinin elektrik ve su aboneliği var.
Belediye bu uygulamasıyla gecekonduları resmiyete geçirmiş.
O nedenle Sayın Başbakanın tutumu ve suç yakıştırması dudak uçuklatıcı vaziyette şaşkınlık taşıyor.
Şimdi sözü nereye getireceğim.
Karabük’te ve Safranbolu’da çok uzun zamanda beri çöplük sorunu baş ağrıtıyor.
Karabük’te Katı Atık Bertaraf Tesisi kurmak için KARÇEV kuruluyor.
Vali ve Belediye Başkanı’da KARÇEV üyesi olarak burada yer alıyorlar.
Bölgenin Sesi gazetesinde Hertelden köşesinde Sayın Ahmet Gölbek dünkü yorumunda;Katı atık Bertaraf tesisini kurmak için paralar harcandı ama bir netice alınamadı diyor.
Diğer taraftan SAFRANBOLU ÇÖPLÜĞÜ patlar mı patlamaz mı sınırında…
Metan gazı kokusu ve yangınlar ürkütücü nitelikte…
Sosyal medyada bu konuda ilginç yazışmalar oluyor.
Bir de tabi yukarıda anlattığımız Ümraniye’de 1993’de yaşanan ÇÖPLÜK FACİASI olayı var.
Hepsini topladığınızda şöyle bir sonuç çıkıyor ortaya…
Türkiye’de insana değer verilmiyor.
“Ölenler ölür kalan sağlar bizimdir” anlayışında herhangi bir değişiklik yok.
O zaman da insanın aklına şöyle bir soru geliyor.
Bu ülkede yönetime tabi olanlar ne işle meşgul oluyorlar acaba?
Bir bilen var mı?…