CUMHURİYETE KARABÜK’TEN BAKMAK

CUMHURİYETE KARABÜK’TEN BAKMAK

Yayın: 26.10.2020 07:49
Paylaş:
A+ A-

Cumhuriyet kenti Karabük..
Bu niteleme insanın içinde her zaman bir sıcaklık ve alaka oluşturur.
Söyleme biçimi adeta sizlere, bir gücü simgeler…
Sanki cumhuriyet sözcüğü ilk kez bu mekanda söylenmiş gibi bir his uyandırır…
Evet öyküye biraz gerilerden başlarsak şöyle dememiz gerekir:…
İmparatorluk yıkılmıştır.
Elde avuçta bir şey yoktur.
Genci ,yaşlısı umumi harpte(I.Dünya Savaşı) adeta yok olup gitmiş,acı türkülere esin kaynağı olmuştur.
Ülke ,kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayamamaktadır.
Ne varsa,ihtiyaç namına dışarıdan gelmektedir.
Bir avuç insan ve yoksul halk bitkin kara kara düşünmektedir.!
Lozan Antlaşmasıyla bağımsızlığına kavuşmuş ancak ekonomik açıdan büyük bir ızdırap çeken ülkede, sanayi hamleleri gerçekleştirmek için bir dizi toplantılar yapılmakta,kongreler düzenlenmektedir.
Ülkede burjuva sınıfı yoktur.
Yatırımları gerçekleştirecek sermayedar sınıfı yaratmak gerekir.
Özel girişimciliği destekleyen özendiren yasalar çıkarılır ancak bir türlü istenilen sonuç alınamaz…
Devlet ekonomiye müdahale etmek zorunda kalır.
İmparatorluğun özel mülkiyeti kabul etmeyen , sınıfsız yapısı genetik sürekliliğini yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinde de ne yazıktır ki devam ettirir.
Önce işe ;özel girişimin gücünün yetmediği alanlarda devlet büyük yatırımları kendi eliyle gerçekleştirir biçiminde bir düşünce ile başlanır.
Devletçilik adını alan ve dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bu ekonomik sistem Türkiye’de uygulamaya konur.
1929’da ABD’de başlayan ve etkileri bütün kapitalist ülkelerde hissedilen ekonomik kriz dünyayı sarsarken,Türkiye bundan en az etkilenen ülke olarak,kendi oluşturduğu modelini uygulamaya başlar…
Çünkü Teşvik-i Sanayi Kanunu yani özel teşebbüsü destekleme politikası başarısızlığa uğramıştır.
Devletçi model uygulanmadan önce ilk beş yıllık sanayi planı hazırlanır.
Artık fabrikalar açılacak ve ülke,tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçecektir.
Bu anlayışın ağır sanayi yatırımlarını içeren coğrafyasında da ,o zamanlar bir mahalle hüviyetindeki Karabük yer alır.
İlk ağır sanayi kuruluşunun İkinci Dünya Savaşı’nın dayattığı güvenlik sebebiyle çanak içinde bir vadi görüntüsü sergileyen bu topraklara yatırım yapılmasına,İktisat Vekilinden daha çok o zamanın Genelkurmay Başkanı olan Mareşal Fevzi Çakmak’ın hazırladığı rapor yön verir.
Karabük ,Öğlebeli’ne bağlı 13 mahallelik kimsenin görse bile hatırlamakta zorluk çekeceği bir yer konumundadır.
Sonra1935 yılında tren istasyonuna isim babalığı yapar.
3 Nisan 1937’de zamanın Başbakanı İsmet Paşa’nın,İngiliz Büyükelçisi Persi Loren ve Brassert firması yetkilisi Mr.Brassert ile birlikte Demir-Çelik tesislerinin yapılması için attığı harç ,yörenin geleceğini bir anda değiştirir.
Tarihe, Cumhuriyetin ilk ağır sanayi kuruluşu Karabük’e kuruldu biçiminde çok önemli bir not düşülmesine yol açar.
Karabük yatırımı ülkeye uğurlu gelir.
Türk mucizesi kavramı, kendisini sadece düşman karşısında Kurtuluş Savaşı’nda değil aynı zamanda ekonomi alanında da göstermiş, büyük bir övünçle tarihe geçme başarısı göstermiştir.
Oluşan zenginlik çerçevesinde, planlı bir anlayışla mimari açıdan yeni bir kentin inşası işi başlamış ve ortaya çok güzel bir şehir ortaya çıkmıştır.
Devletçi ekonomi ile birlikte yeni bir şehir doğmuştur.
O kent ,Yenişehir adıyla mimarlık tarihi derslerine konu olacak biçimde gelecek kuşaklar için koruma altına alınmak zorundadır.
Daha doğrusu Yenişehir, Cumhuriyet’in Karabük’e armağanıdır.
Bir tarih ve kültür birikimi olan bu mekanı ayakta tutabilecek miyiz.?
Büyük muamma…!
Hem de ne muamma…

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bolu’da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” düzenlendi

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.05.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

BOLU (AA) – Bolu'da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” gerçekleştirildi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İl Kadın Girişimciler Kurulunca sıfır atık ve geri dönüşüm konularında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen program TSO konferans salonunda yapıldı.

Vali Yardımcısı Abdullah Şen, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, çevrenin çok önem arz ettiği bir asırda yaşandığını vurguladı.

Şen, bu konuda toplumun topyekun mücadelesinin gerekliliğine dikkati çekerek, “Toplumsal katılım açısından farkındalık gerekiyor. Bu konu katılımcılardan hane halkına kadar çok detaylı olması lazım. Evlerdeki duyarlılık, şuur, bakanlığımızın ve belediyelerimizin koymuş olduğu geri dönüşüm kutularına çöp atarken de öne çıkmalı.” diye konuştu.

Bolu TSO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Ayarcan, artan tüketim ve üretim faaliyetlerinin doğal kaynakların tükenerek çevre kirliliğinin artmasına yol açtığını belirtti.

Sürdürülebilir geri dönüşüm ve sıfır atığın, iş dünyasında da çevresel etkileri en aza indirerek doğal kaynakları korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Ayarcan, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, atığın miktarının azaltılması, toplama sisteminin kurulması ve atıkların geri dönüştürülebilmesinin her yeni günde daha çok önem kazandığını kaydetti.

TOBB Bolu İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Emine Yüce de sıfır atığın sadece azaltmak değil aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının değişmesi anlamına da geldiğinden bahsetti.

Tüketim alışkanlıklarının değiştirilerek kaynakların daha bilinçli kullanılmasının sürdürülebilir yaşam tarzının benimsenmesi anlamına geldiğini de söyleyen Yüce, “Ülkemizde başlatılan Sıfır Atık Projesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla küresel çevre hareketine dönüşmüştür. Tüketimin arttığı günümüzde, satın aldığımız ürünlerden kullandığımız malzemelere kadar her gün bilinçli seçimler yapmak, alışkanlıklarımızı, seçimlerimizi ve üretim süreçlerimizi tabiata uyumlu hale getirmek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından sunum yapan TOBB Çevre Müdürlüğü uzmanı Esin Özarslan, sıfır atık ve geri dönüşüm konularında Türkiye ve Avrupa'da yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

Programda ayrıca, tarımda ve sanayide sürdürülebilirlik, sanayide sıfır atık stratejileri ve uygulamaları, iklim değişikliği, yeşil mutabakat ve karbon ayak izi oturumları gerçekleştirildi.