Daikin, Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin iklimlendirmesini yaptı

Daikin, Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin iklimlendirmesini yaptı

Anadolu Ajansı
Yayın: 10.10.2023 04:12
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Daikin, Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi'nde iklimlendirme çözüm ortağı oldu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, kilisenin ibadet derslik alanları, balo ve toplantı salonlarında VRV iç ve dış üniteleri ile çözüm sağladı.

Aynı zamanda Daikin Madoka Kumanda ve iTouch Manager ile de kontrol imkanı sundu.

İbadet derslik alanları, toplantı ve balo salonlarında Daikin VRV iç ünite olarak orta basınçlı gizli tavan tipi (FXSQ-A), düşük statik basınçlı gizli tavan tipi (FXDQ-A3) ve tek yöne üflemeli kaset tipi (FXKQ-MA) iç üniteler tercih edildi.

FXSQ-A orta basınçlı gizli tavan tipi iç ünite, sadece 245 milimetre yükseklikte (300 mm kurulum yüksekliği) iç ünite olması ile dar tavan boşluklarına rahat montaj imkanı sunuyor, 25 dB(A)'ya kadar düşen ses seviyesi ile de konforu artırıyor. Özel olarak geliştirilen DC fan motoru sayesinde de daha düşük enerji tüketimi sağlıyor.

Düşük ses seviyesine sahip FXDQ-A3 iç ünitelerin de tercih edildiği projede, minimum seviyede ses yüksekliğine sahip ürünler ile estetik açıdan da efektif bir çözüm sunuldu. Özel olarak geliştirilen DC fan motoru sayesinde ürün, daha düşük enerji tüketimi sağlıyor ve opsiyonel kendi kendini temizleyen filtre aksesuarı ile düzenli filtre temizliği sağlayarak maksimum verimlilik, konfor ve güvenilirlik sunuyor.

FXKQ-MA iç ünite de kompakt boyutları ile dar bir tavan boşluğuna kolay bir şekilde monte edilebiliyor, böylece ibadethanenin estetik tasarımına uyum sağlıyor. Aşağı hava üfleme, önden hava üfleme (opsiyonel menfezle) veya ikisinin bir kombinasyonu ile optimum hava akımı koşulları oluşturularak ziyaretçilere konforlu bir iç hava ortamı sunuluyor.

Dış ünite olarak RXYQ-U standard heat pump, RYYQ-U sürekli ısıtmalı heat pump ve 1 adet RXYCQ-TV1 Compact Mini VRV de projede tercih edildi.

Projeye aynı zamanda uzaktan kontrol çözümleri ile değer ve konfor katan Daikin, 41 adet Madoka kumanda ve 1 adet iTouch Manager ile çözüm sağladı.

iTouch Manager ile yüksek erişime sahip en fazla 4 ve normal erişime sahip en fazla 16 kullanıcıya kadar kullanıcı profili oluşturulabiliyor. Kumanda, 512 -grup halinde toplam 512- iç üniteyi bireysel olarak kontrol edebiliyor ve toplam yönetim noktası en fazla 650 olabiliyor.

Kontrol paneli ile Açma/Kapama, fan hızı, önden ısıtma/soğutma gibi ayarların kontrolü tek bir yerden yapılabiliyor. Aynı zamanda sıcaklık durumuna göre otomatik mod değişimi yapılarak tasarruf ve konfor sunuluyor. Bununla birlikte ek bir modül kullanmaya gerek kalmadan VRV sistemleri dışındaki (chiller, AHU, vb.) sistemleri de kontrol edebilme imkanı sunuyor. Opsiyonel genişletme modülleri veya opsiyonel yazılım olarak ek işlevler sunuyor.

2018 IF Tasarım Ödülü'ne sahip “Madoka” kumandayla da Daikin, estetik ve fonksiyonu bir arada sunuyor. Elektrik düğmesi ölçülerinde, 85 x 85 milimetre ebadıyla son derece kompakt bir yapıya sahip olan Madoka, ışıltılı mat beyaz, metalik ve mat siyah 3 farklı renk seçeneğiyle her arka plana mükemmel uyum sağlayarak iç mekan tasarımında büyük kolaylık oluşturuyor.

Daikin kalitesiyle tasarlanan Madoka kumandalar VRV, Sky Air, Altherma, Hava Perdesi, VAM/VKM ısı geri kazanımlı havalandırma ve klima santrali ürün gruplarına bağlanarak toplam çözüm sunuyor.

Madoka Assistant uygulaması ise tüm bu cihazlara bluetooth üzerinden uzaktan bağlantı ve detaylı kontrol imkanı sağlıyor.

Sadece 1 kumanda ile 16 iç üniteyi kontrol etme imkanı sunan Madoka'nın fonksiyonları kullanım sırasında maksimum esneklik sağlıyor. Ürünün fonksiyonları proje tipine göre uyarlanabildiğinden otel, ofis gibi ticari alanlardan villa, apartman gibi konut seçeneklerine kadar geniş bir yelpazede uygulama alanı sağlıyor.

Sadece oda sıcaklığını ve uyarıları gösteren “standart” veya tüm fonksiyonların ikonlarının göründüğü detaylı mod seçeneklerine sahip olan Madoka kumanda, şık görüntüsünün yanı sıra sezgisel dokunmatik 3 düğmesinin yardımıyla açma/kapatma, çalışma modları ve sıcaklık ayarı, fan devri, kanat kontrolü, filtre işareti ve sıfırlama, hata ve hata kodu okuma gibi temel ayarları yapmayı mümkün kılıyor.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu “Gazze” tablosuna izin vermeyince sokak sergisi iptal edildi

Anadolu Ajansı
Yayın: 18.05.2024 20:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – ENES TAHA ERSEN – Fransa'nın İstanbul Başkonsolosluğu, Fransız Kültür Merkezi tarafından organize edilen sokak sanatı sergisindeki Türk grafiti sanatçısının Gazze konulu çalışmasına sansür uygulayınca sergi iptal oldu.

Fransız Kültür Merkezi, bugün yapılması planlanan “Olimpiyat Oyunları” temalı sokak sanatı sergisinin iptal olduğunu davetlilere attığı maille duyururken, iptal nedenini kamuoyuna açıklamadı.

AA muhabirinin iptale ilişkin sorularını yanıtlamaktan kaçınan kültür merkezinin, Fransız Başkonsolosluğunun Gazze konulu tablonun sergilenmesine izin vermediği için sergiyi iptal etmek zorunda kaldığı öğrenildi.

Çalışması sansüre maruz kalan ve diğer sanatçılar tarafından da sansüre karşı desteklenen grafiti sanatçısı Muhammed Emin Türkmen, yaşananlarını AA'ya anlattı.

MET takma adıyla tanınan Türkmen, Gazze konulu çalışmasına sansür uygulanmasına diğer sanatçıların da tepki gösterdiğini ve serginin Başkonsolosluğun ısrarıyla iptal edilmek zorunda kaldığını dile getirdi.

– Gazze'yle ilgili eser aylar önce görüşüldü

Yaklaşık 3 ay kadar önce Fransız Kültür Merkezinin kendisi ile iletişime geçerek olimpiyat oyunları temalı sokak sergisine davet ettiğini ve kendisinin de bu davete olumlu yanıt verdiğini söyleyen Türkmen, Gazze ve olimpiyatları birleştiren bir konuya sahip eser ile sergiye katılacağını, bunun için herhangi bir problem olup olmadığını aylar öncesinden ilgililerle görüştüklerini ifade etti.

Dünyanın bir ucunda insanlar katledilirken sadece olimpiyatları konu alan bir sergi yapmanın doğru olmayacağını, bu insanlara ses olmamanın komik, gerçeklikten uzak ve vicdanen rahatsız edici olacağını Fransız Kültür Merkezi yetkilileri ile yaptıkları görüşmede dile getirdiğini kaydeden Türkmen, şunları anlattı:

“Fransız Kültür yetkilileri ve diğer sanatçı arkadaşlar bu talebime olumlu yaklaştılar. Ancak bu süreçte, benden eserimde, herhangi bir hakaret unsurunun bulunmamasını rica ettiler. 'Fransa sanat ve fikir konusunda özgürlükler ülkesidir.' dediler ve bu yaklaşım ile açıkçası önce beni mutlu ettiler. Ben zaten hakareti, ifade özgürlüğü olarak kabul eden bir sanatçı değilim. Ancak sonrası konuştuğumuz gibi ilerlemedi.”

– “İnsanların acısını dile getiremeyeceksem bu sergide olmamın da bir anlamı yok”

Fransız Kültür Merkezi yetkililerinin serginin açılmasına 2 gün kala acil bir toplantı düzenlenmesini talep ettiklerini ve sonrasında eserinin sergide gösterilemeyeceğinin kendisine beyan edildiğini belirten Türkmen, şu ifadeleri kullandı:

“Serginin açılışına 2 gün kala bana bir telefon geldi. Küratörümüz bir toplantı yapmamız gerektiğini belirtti. Toplantıda bana bu sergide bu tema içerisinde eserlerimi sergileyemeyeceğim beyan edildi. Ben de diğer sanatçı arkadaşlarımızın emeğini ziyan etmemek için uğraş verdim. Ancak onlar, alınan bu kararın Fransız Başkonsolosluğunun kararı olduğunu bana ilettiler. Ben eserimde düzeltme yapabileceğimi belirtmeme rağmen konsolosluğun Filistin ile alakalı bir eseri bu sergide görmek istemediklerini belirttiler.”

Türkmen, kendisi ile birlikte sergide eserleri sergilenecek 5 sanatçının emeğinin boşa gitmemesi adına süreci yapıcı bir şekilde çözüme kavuşturmaya çalıştığını, ancak Başkonsolosluk kararının kesin olması nedeniyle programda hazırladığı tablonun sergilenemeyeceği, sadece farklı bir çalışma hazırlaması durumunda programa katılım sağlayabileceğinin kendisine söylendiğini aktardı.

Türkmen, şöyle devam etti:

“Başka bir temaya dönüştüremeyeceksem eserimin sergilenemeyeceği bana iletildi. Ben bu motivasyon ile sergiye katıldım ve en başında çalışacağım konuyu zaten kendilerine iletmiştim. Nitekim en başında bu konuyla ilgili bir problem olmamış, kendileri de bunu kabul etmişti. Fakat bu tutum Başkonsolosluğun kararı ile değişti. 'Eğer ben oradaki insanların acısını dile getiremeyeceksem zaten benim bu sergide olmamın da bir anlamı yok.' diyerek çekilme kararı aldım.”

Türkmen ayrıca Fransız Başkonsolosluğunun kararının ardından sergiye katılan diğer 5 sanatçı ve küratörün de “Sen yoksan ve sana bir sansür uygulanacaksa bizim de burada bulunmamızın bir anlamı yok.” diyerek programdan çekildiklerini, bunun üzerine serginin iptal edildiğini açıkladı.

– “Eserimde 'Olimpiyatlar Filistin'de olsa nasıl olurdu' konusunu anlatmaya çalıştım”

Sergide gösterilmek üzere hazırladığı tablo ile ilgili bilgiler veren Türkmen, şunları söyledi:

“Bu çalışmada konumuz olimpiyatlar olduğu için eserimde, 'Olimpiyatlar Fransa'da değil de Filistin’de olsaydı nasıl olurdu?' konusunu anlatmaya çalıştım. Bir an oradaki çocukların kaçışmaları, düşen bombalar canlandı. Bu tablo aslında bize şunu anlatıyor: 2040 olimpiyatlarına katılma ihtimali olan 15 bin çocuk İsrail tarafından öldürüldü. Eserin ismi: Gerçek Olimpiyatlardı (Real Olympics) Bu gerçek olimpiyatlarda bu çocuklara, yarışı kazanması durumunda sadece yaşama hakkı tanınıyor. Yani ikinci olma şansları yok çünkü ölüyorlar. Ben burada bunu anlatmak istedim.”

Hazırladığı tablonun yanı sıra Fransız Kültür Merkezi'nde kendine ayrılan bölümde evrensel barış mesajları, Gazze'de yaşananlar ile dünyanın bakış açısını gösteren ifadelerin yer aldığını belirten Türkmen, hiçbir hakaret unsuruna yer vermemesine rağmen eserine sansür uygulandığını kaydetti. Türkmen, şunları aktardı:

“Bu aslında tek başına bir tablo değildi. Bu tabloların asıldığı bir sokak duvarı oluşturmuştum enstitü içerisinde. O duvara bu tabloları asacaktım. Duvarda Filistin ile ilgili evrensel mesajlar yer alıyordu sevgi, barış ve özgürlük üzerine. Ben bu tabloları o mesajların yer aldığı duvar üzerine asacaktım ancak Başkonsolosluk kararı buna engel oldu, maalesef eserimin sergilenmesine müsaade edilmedi.”

Gazze'de süren katliama karşı sanatı ile Filistinlilere ses olmaya devam edeceğini belirten Türkmen, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“7 Ekim'den bu yana çok ciddi bir sivil katliamı var Filistin’de. Ben anlam veremiyorum, bütün dünya buna seyirci kalıyor. Ben bu süreç başladığından beri her akşam 'Bu insanlar için acaba ne yapabilirim?' diye düşünüyor, elimden geldiğince sanatımla oradaki insanlara, çocuklara ses olmak için çabalıyorum. Ben öbür dünyaya inanan bir insanım ve orada katledilen çocukların bir gün benim karşıma çıkıp 'Biz orada katledilirken sen ne yapıyordun?' diye soracaklarına inanıyorum. Benim orada onlara verebilecek bir cevabımın olması lazım. Bunu sanatımla yapmaya çalışıyorum. Onlar için yaptıklarım bir işe yarıyor mu bilmiyorum ancak elimden geldiği kadarıyla onlara ses olmaya çalışıyorum, olmaya devam edeceğim.”