Bugünlerde Karabük’ü tanımakta gerçekten güçlük çekiyoruz.
Benim bildiğim Karabük ağır sanayin başkentiydi…
Demir kültürünün merkezi olarak tecrübe ve birikimini ihraç ederdi.
Sanayi ve ona bağlı olarak ticaret kültürü kentin gerçeği idi.
Şimdi Karabük’ü tanımada bir zorluk var ortada.
Türkiye/Karabük sanki bizim adını koyamadığımız bir değişim sürecinden geçiyor.
Gelenekselle/modernite ve postmodernite arasında gidip geliyor.
Bu gidip/gelme ne kadar sürer.?
Bilmek ve tahminde bulunmak mümkün değil…
Değerler sistemi değişime uğramış durumda…
Kültürel açıdan bir farklılaşma yaşanıyor.
Sosyoloji olayları tanımlamada kavram sorunu yaşıyor.
Doğru/yanlış ayırımının ölçütü nedir?
Bunun günümüzde yanıtını vermek çok zor..
Türkiye’de toplumbilime(sosyoloji)ilişkin kavramların tanımlanmasında neden bir güçlük çekilmektedir?
Bunun bence tek bir yanıtı var.
Son 10 yılda kırsal nüfus hızlı bir biçimde kentleşmeye başladı.
Bir de buna Ortadoğulu misafirlerimiz eklendi.
Kentlerin bünyesi yeni gelen nüfusu kendi içinde dönüşüme uğratamadı daha doğrusu “ben”leştiremedi.
Kentlerde “ötekilerin” ortaya çıkmasına yol açtı.
Adam ne yaparsanız yapın kent yaşamına adapte olamıyor.
O zaman içinde yaşadığı kentle hesaplaşmaya başladı.
Amaç;kenti kendine benzetme,var olan kültürü melezleştirme ve ona hakim olma.
İstanbul’da bir zamanların moda kavramı olan kapkaç olayının nedeni bu değil midir?
Kentler ekonomik açıdan da bu insanların ihtiyacına cevap verememektedir.
Kırsal kesimden gelenler ve sığınmacılar kentli gibi yaşamak isteyince var olanı zorlamaya kalkmaktadır
Bunun sonucunda farklı iş kolları ortaya çıkmaktadır.
Sahtecilik ve bununla ilgili yasal olmayan meslekler popülerleşmektedir.
Olay acayip bir boyuta ulaşmaktadır.
Bu süreçte “bana yar olmayanı başkasına yar etmem” düşüncesi ,kenti kapsamı altına almaktadır.
Karabük’ü bu anlamda tanımlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz.
Köy mü,kasaba mı , kent mi?
Bence hepsi iç içe.
Kavramlara sığmayan bir durum var ortada.
Karabük bu nedenle kentleşme sürecini tamamlayamadan hızlı bir dönüşüm yaşamaya başladı.
Kırsal kesimden ve dışarıdan gelenler kente entegre olamadı.
İşçileşemeyen kent Karabük sosyal açıdan bunalımın içine düştü.
Her şeye karşı duyarsızlaştı.
Bu kentte kim kime sahip çıkar.
Kim kimin hakkını arar.
Ortalıkta boşlukta kalmış yanıtlanmamış bir çok soru var.
Yani…
Denklem var…
Bir o kadar da bilinmeyen…!