DÜŞÜNMEYE DAVETİYEDİR…!

DÜŞÜNMEYE DAVETİYEDİR…!

Yayın: 15.10.2020 21:06
Paylaş:
A+ A-

Kültür bir toplumun yaşam biçimidir…
Bu anlamda her yönüyle bizi anlatır.
Bilindiği üzere Türkler çok eski ve köklü bir kültüre sahiptir.
Türk kültürü ulaşabildiği her ortama damgasını vurmuştur.
Gücünü ve kudretini yerel unsurları da içine alarak kendini var eden coğrafyalarda göstermiştir.
Türk kültürünün en önemli özelliği bu anlamda zengin /hoşgörülü ve uyumlu olmasıdır.
Yani, kendisi dışındaki kültürlere her zaman saygı göstermiş ve onların varlığından rahatsızlık duymamıştır.
Bugün Anadolu’da pek çok medeniyete ait kültür unsuru yaşama başarısı gösterebilmişse bunun yegane nedeni hoşgörülü yaklaşımdır.
Adeta Anadolu’da Mevlana hazretleri ile özdeşleştirilmiş olan “hoşgörü” Türk kültürünün aynı zamanda bir tanımı olmaktadır.

****
Günümüzde Türk kültürü büyük bir değişim yaşamaktadır.
Sosyal yaşamda keskin çizgilerle kendini hissettiren başkalaşımlar kültürel yaşamda görülen değişimin en önemli ipuçları olmaktadır.
Teknolojik gelişmeler kültür değişimlerinin esas nedeni olarak dikkat çekmektedir.

****
Dünya saniyede değişim süreci yaşamaktadır.
Değişim ise farklı olmayı zorunlu kılmaktadır.
Bu değişim karşısında şikayetçi olmaktan çok o değişime ayak uyduracak farklılıkları yaratmak,bulmak yaşamdan zevk almanın birinci derecede sırrını oluşturmaktadır.
O zaman ne yapmak gerekiyor?
Zamanın ve mekanın hızla değişimine bağlı olarak hayatı çeşitlendirmek ve her türlü ihtiyaca cevap verecek bir konuma getirmek gerekiyor.
Kültürümüzü yaşatmak ve daha da güçlendirmek istiyorsak değişim karşısında onun hoşgörülü özelliğinden de yaralanarak sürekli devinim içinde olmalıyız.

****
Kültür değişimleri her çağın en önemli sorunlarını oluşturmuştur.
Muhafazakar unsurlar demeyeceğim ama tutucular her zaman bu değişimin karşısında olmuşlardır.
Bu tip toplumların tarihte ilerlemeleri mümkün olmamıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun 17.yüzyıldan sonra bozulma sürecine girmesinde, değişen çağı anlayamaması ve kültür değişimlerine kapalı olması büyük rol oynamıştır.
18.yüzyıla gelindiğinde imparatorluk Batı karşısında 100 yıllık bir gerilik içinde bulunuyordu.
Bu gerilik katlanarak günümüze kadar gelmiş ve Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan hamleler devam ettirilemediği için günümüzde tanımlanmayacak derecede zorlaşan kültürel farklılıkların yaşanmasına ortam hazırlamıştır.
Bugün gelinen noktadan biz kültürel açıdan hangi konumdayız.
Tarihsel süreç içinde kültürümüz ;
-Bozkır Türk Kültürü
-Bozkır Türk+İslam Kültürü
-Bozkır Türk+İslam+Batı Kültürü gibi aşamalardan geçmiştir.
Bu kültürel zenginlik ve yapı içerisinde Türk kültürü şu anda küresel kültürün etkisiyle bir kabuk değişimi yaşamaktadır.
Mesele şudur…
Acaba herkesi etki altına alan bu yapı içerisinde kendimizi tanımlama olanağı bulabilecek miyiz?
Bence bunu düşünmek, geleceğe dönük yapabileceğimiz önemli bir yatırım olacaktır.
Küresel kültür içinde kendimize bir yer bulamazsak sonuç bizi tarifi zor bir kulvarda koşmaya zorlayacaktır…
Onun için herkesi bu konuda düşünce üretmeye davet ediyoruz….!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

TUSAŞ Eğitim Uçakları Baş Uçuş Test Pilotluğu Şefi Özpala, Trabzon’da söyleyişe katıldı:

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.04.2024 20:00
Paylaş:
A+ A-

​​​​​TRABZON (AA) – Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Eğitim Uçakları Baş Uçuş Test Pilotluğu Şefi ve HÜRKUŞ Test Pilotu Murat Özpala, “TEKNOFEST ruhunun bu ülke için öneminin altını çizmeden geçmek istemiyorum. Çok kıymetli Milli Teknoloji Hamlesi dediğimiz şey.” dedi.

Özpala, Trabzon Özdemir Bayraktar Bilim Merkezi'nde düzenlenen “HÜRKUŞ Pilotu ve Uçuş Test Mühendisi ile Hür Bir Söyleşi” adlı programda, Türkiye'nin kendi silahlarını ürettiğini anlattı.

Türkiye'de silah sanayisindeki gelişmelere işaret eden Özpala, “Rahmetli Özdemir Bayraktar amcanın evlatları Selçuk'un, Haluk'un, o ruhu izleyen daha nice insanın bu ülkeye katmaya çalıştığı şeyin arkasında bu ruh var. Milli Teknoloji Hamlesi denilince aklınıza öyle makineler, uçaklar, teknolojik gelişmeler gelmesin, sadece bunlar ürün. Asıl önemli olan onların yapıcıları, arkasındaki irade, ruh, insan gücü, nitelikli kaliteli insanlar.” diye konuştu.

Çocuklara ve gençlere kendilerini geliştirmeleri tavsiyesinde bulunan Özpala, “Cep telefonuyla bilgisayarla şununla bununla gereğinden fazla vakit öldürmeyin. Güzel kitaplar var, okuyun.” dedi.

Hayatı boyunca belli bir disiplin içinde çalıştığını anlatan 53 yaşındaki Özpala, enerjisini çalışmaya borçlu olduğunu dile getirdi.

HÜRKUŞ yapılırken bazı bilim insanlarının bile “Yapılamaz” dediğini belirten Özpala, buna rağmen HÜRKUŞ'un yapıldığını vurguladı.

Özpala, Vecihi Hürkuş'un 2015'te vefat eden kızı Gönül Hürkuş'un 2013'teki ilk uçuş sonrasında yanına gelerek uçağı öptüğünü, babasının hayallerinin gerçekleştiğini gördüğü için mutlu olduğunu belirttiğini anlattı.

TEKNOFEST'in ve Milli Teknoloji Hamlesi'nin önemine değinen Özpala, şu değerlendirmede bulundu:

“TEKNOFEST ruhunun bu ülke için öneminin altını çizmeden geçmek istemiyorum. Çok kıymetli Milli Teknoloji Hamlesi dediğimiz şey. HÜRKUŞ'un 10'uncu yılıydı. 2013'ün Haziran'ında yapmıştık ilk uçuşumuzu. Ben de 10'uncu yılında o gün TUSAŞ'ta bulunan genç arkadaşlarımı bir e-posta ile çağırıp 'Gelin size 10'uncu yıl şerefine bir uçuş yapayım. 10 yıl önce yaptığınız HÜRKUŞ'u keyifle izleyin.' dedim.”

Trabzon Özdemir Bayraktar Bilim Merkezi Genel Koordinatörü Erkut Kalkavan da Türkiye'nin 1 numaralı bröveye sahip ilk pilotu Fesa Evrensev'in Türkiye semalarında ilk kez uçtuğu 26 Nisan 1912'nin tüm dünyada Dünya Pilotlar Günü olarak kutlanması vesilesiyle söyleşi düzenlediklerini ifade etti.

Program, Özpala ve Eğitim Uçakları Baş Uçuş Test Mühendisi Emre Can Kaya'nın katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirmesinin ardından tamamlandı.