Düzce’de besicilik hayallerini gerçekleştiren çift, devlet desteğiyle üretimlerini artırdı

Düzce’de besicilik hayallerini gerçekleştiren çift, devlet desteğiyle üretimlerini artırdı

Anadolu Ajansı
Yayın: 10.04.2024 08:12
Paylaş:
A+ A-

DÜZCE (AA) – GÖKSEL CÜNEYT İĞDE – Düzce'nin Gölyaka ilçesinde “Genç Çiftçi” projesiyle başladıkları besicilikte 8 yılda hayvan sayısını 6'dan 220'ye çıkaran Sevil ve Mesut Ayan, bu yıl 500 büyükbaş hedefine ulaşmayı amaçlıyor.

İlçede halı yıkama dükkanı işleten Mesut Ayan ile özel firmada çalışan eşi Sevil Çerçi Ayan, 8 yıl önce hayvancılık desteklerini araştırdıktan sonra besicilik yapmaya karar verdi. Tarım ve Orman Bakanlığının “Genç Çiftçi” projesine başvuran çift, İlçe Halk Eğitimi Müdürlüğünün besicilik kursunu tamamladı.

Projelerinin onaylanmasının ardından hibe desteğiyle aldıkları büyükbaşlara kiraladıkları 50 metrekare ahırda bakmaya başlayan çift, zaman içerisinde 4 dönüm üzerinde oluşturdukları 1000 metrekare kapalı alanı bulunan çiftlikte hayvan sayısını 220'ye çıkardı.

Destekler kapsamında 6 milyon lira düşük faizli hayvancılık ve 300 bin lira faizsiz yem kredisi ile hayvan başı 2 bin liralık destekten faydalanan çift, Hereford ırkı büyükbaşlarla kırmızı et üretimine devam ediyor.

3 çocuk annesi, 36 yaşındaki Sevil Çerçi Ayan, AA muhabirine, eşiyle çiftlik hayallerini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.

Ayan, çalıştığı firmadan hamileliği dolayısıyla ayrıldığı sırada eşiyle devletin tarım ve hayvancılık desteklerini araştırdıklarını ve eşinin “Genç Çiftçi” projesinden bahsettiğini anlattı.

“Zaten evliliğimiz boyunca hep istiyordu hayvancılık yapmayı ama sürekli erteleme durumu vardı. Sonra 'Tamam, kendi işimizi kuralım.' dedik, başvurduk.” diyen Ayan, zorlu geçen süreçte aldıkları destekle 2016'da 6 hayvanla küçük işletmelerinde işe başladıklarını aktardı.

– Gençlere hayvancılık yapma tavsiyesi

42 yaşındaki Mesut Ayan da hayvan kapasitelerini 500'e çıkartıp ekonomiye daha çok katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirterek, “Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün, hayvanların sağlığının korunmasına yönelik çalışmaları ve kursları var, onlara katılıyoruz. Uyguladıkları aşılama desteklerinden yararlanıyoruz. Alet, ekipman başvurularını da yine müdürlüğümüze yapıyoruz.” diye konuştu.

Devlet destekleri ve hayvancılık kredileriyle çok kolay şekilde besicilik yapılabileceğini, bu sayede ülkenin et ihtiyacına da katkı sağlanacağını vurgulayan Ayan, “Gençlerin, bayanların özellikle bu tür işlere girmesini isterim. Devlet kurumlarının, Ziraat Bankasının çiftçilere sağladığı çok güzel sübvansiyonlu krediler var, bence çok yararlı olur.” dedi.

Ayan, özellikle gençlerin hayvancılıktan memnun kalacaklarına ve güzel kazanç elde edeceklerine değinerek, “Gerçekten bu konuda açık var. Devletimizin bu konuda çok büyük destekleri var. Bunlardan yararlanınca her şey çok daha kolay oluyor.” ifadesini kullandı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Arıcılıkta 50 yılı geride bırakan emekli öğretmen, bilgilerini yeni nesillere aktarıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.05.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – ORHAN KUZU – Karabük'te yaşayan emekli öğretmen Ahmet Çetin, öğretmenlik yıllarında başladığı arıcılıkta yarım asrı geride bıraktı.

Eflani ilçesi Gökgöz köyü Topuzlu Mahallesi'nde arıcılık yapan 74 yaşındaki Çetin, Bolu Erkek İlköğretmen Okulundan 1969'da mezun oldu.

Anadolu'nun çeşitli illerinde öğretmenlik yapan Çetin, 1974'te Eflani ilçesinin Karlı köyü ilkokulunun bahçesinde arıcılığa başladı.

Öğretmenlikten 1995'te emekli olan Çetin, arıcılık faaliyetlerini sürdürdü.

Çetin, 50 yılı geride bıraktığı arıcılığın yaygınlaşması için 18 yıldır il ve ilçe tarım müdürlükleri ile halk eğitim merkezlerinde düzenlendiği kurs ve seminerlerle katılımcılara teorik ve pratik bilgiler aktarıyor.

– “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir”

Ahmet Çetin, AA muhabirine, arıcılığa başladığı yıllarda öğretmenlerin ya hindi yetiştirdiğini ya meyvelik kurduğunu ya da arıcılık yaptığını söyledi.

O yıllarda daire amirleri ve müfettişlerin köy okullarındaki öğretmenleri üretim yapmaya teşvik ettiğini aktaran Çetin, “Üreticilik yapan öğretmenler yazın okulları terk etmezler, bahçede üretim yaparken okulun tesislerini geliştirirler, örnek çalışmalar yaparlardı. O ortamda başladık. O gün bugündür 50 yıl geride kaldı.” dedi.

Çetin, o yıllarda arıcılığı geleneksel yöntemlerle yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Daha sonra bilimsel verilere ulaşabilmek için seminerler, kurslar, arıcılıkla ilgili kitap ve yayınlara ulaşmaya çalıştık. O gün bugündür devam ediyoruz. 2004'te Karabük Arıcılar Birliğini kuruncaya kadar el yordamıyla kendi kendimizi geliştirdik. Arıcılar birliğinin örgütlenmesiyle birlikte bilimsel verilere ulaşmak çok daha hızlı oldu. Tartışmalara, ulusal ve uluslararası düzeydeki kongrelere ve sempozyumlara katıldık. Birikimlerimizi paylaştık, uzmanları dinledik. Onların bilgilerinden faydalanmaya çalıştık.”

Bugün Türkiye'de arıcılıktaki standartların yükseldiğini dile getiren Çetin, Türkiye'nin bal veriminin arttığını, ülkenin yıllık bal üretiminin 100 bin tonu geçtiğini kaydetti.

Çetin, tarımsal ilaçlama ve çevre kirliliğinin olmadığı bölgenin arıcılık için elverişli olduğuna işaret etti.

Arıcılığa 50 yıldır katkıda bulunmaya çalıştığını belirten Çetin, daha çok kişinin bu alana yönelmesi ve bu faaliyeti bilimsel veriler ışığında yapması için kurs ve seminerler düzenlediğini anlattı.

Çetin, uygulamalı eğitimlerin olumlu yansımalarının görüldüğünü aktararak, gerek arı hastalıklarının azalması gerekse bal verimindeki artışların buna bağlanabileceğini söyledi.

Arıların önemine değinen Çetin, “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir. Arıların olmadığı yerde tarımsal verim olmaz. Arıcılık yapan genç kardeşlerimiz aslında doğrudan tarımsal üretimin de artışına katkı sağlamış oluyorlar. Arıcılığa meraklı olan genç arkadaşlarımızı kutluyorum.” diye konuştu.

Çetin, arı sağlığına zarar verecek kontrolsüz tarımsal ilaçlamaları doğru bulmadığını vurgulayarak, “Üreticilerimiz aslında fazla ürün almak amacıyla bu tür çalışmalara giriyorlar ama bir taraftan da arı sağlığını bozan bu tür ilaçlar aslında tarımda verimi düşürüyor.” dedi.