Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Safranbolu Belediye Başkan adayı Emin Yıldız, Birlik Medya’nın canlı yayın konuğu olarak “Seçim Özel” programına katıldı. Yıldız, konuşmasında etkinlik değil, hizmet yapacağını dile getirdi.

“40-50 yıllık sol parti seçmenleri bile beni destekliyor”

“Yıllardır hiçbir şekilde sağ veya merkez, tamamen sola oy vermiş seçmenlerin beni arayarak ‘Biz bugüne kadar hiçbir şekilde sağ partilere oy vermedik ama sen çıkınca iş değişti. Biz sana oy vereceğiz. Çünkü seni biliyoruz. Karakterini biliyoruz.’ dediler. Nasıl bir insan olduğumuzu demek ki iyi anlatmışız. Bunu duyurmak isteyen insanların bize ulaşması beni şaşırttı. Gerçekten de 40-50 yıldır sol partilere oy vermiş insanlar beni arayarak adayın ben olmamdan dolayı hiçbir parti gözetmeksizin, kayıtsız şartsız biz desteğimizi de oyumuzu sana vereceğiz demeleri beni çok şaşırtmıştı. Sürekli olarak beni tanıtma noktasında çalışacaklarını ifade edenler azımsanmayacak kadar fazla. Bu beni aşırı mutlu ve motive etti.”

“Mevcut belediye başkanı sosyal medya belediyeciliği yapıyor”

“Safranbolu Belediye Başkanlığı noktasında iki tane yüz var şu an. Biri medyada görünen, sosyal medyada, gazetelerde çiçekle, böcekle uğraşan, kırk uçurmaya giden sevimli, sempatik bir kadın karakteri var. Ama belediye başkanlığı noktasında, birisinin bir talebi olduğu zaman makama gittiğinde hiçbir şekilde muhatap alamıyor. ‘Ben yapmam, etmem, ben bilirim, sizinle mi uğraşacağım?’ şeklinde. Bundan dolayı da iki tane yüz var. İnsanların tamamen gördüğüne de inanmıyorum. O iki yüzü muhatap olanlar çok iyi biliyor. Safranbolu özellikle turizm olsun, esnaf olsun, muhatap olamadıklarından şikayetçiler. Bizi de bilen biliyor. Her zaman olmazını da konuşuruz, olurunu da konuşuruz. Bin bilsende bir bilene sormak lazım. Biz buna inanıyoruz. Derdi insanlara dokunmak, derdini dinlemek değil. Kamu, kurum, kuruluş, STK’lar hepsinin şu an derdi bu. Gelinir makamda hemen fotoğraf çekilir gidilir. Mevcut belediye başkanı fotoğraf çekilmeyi unuttuğu zaman panikliyor çünkü sosyal medya belediyeciliği yapıyor. Etkinlik yapıyor, hizmet yapmıyor.”

“Manevi duygularımızın her zaman savunucusuyuz”

“Ali Keskinkılıç’ın mitingte gündeme getirdiği bir konu var. Bir ceza dosyası var. Leyla Dizdar Kültür Merkezi’nde Selahattin Demirtaş kitabını sattıran bir belediye başkanı var karşımızda. Safranbolu’da bu oldu. Bunu engelleyebilir miydi? Engelleyebilirdi. Katılımcıların listesini alırsın, yayınevleri belli, hangi kitabın nereden çıktığı da belli. O zaman o sıkıntıyı görebilirdi. Selahattin Demirtaş kitabı ne alaka? Siz bunu nasıl satarsınız diye insanlar karşı karşıya geldi. Ülkücü, milliyetçi çocuklar, gençler orada bu şahsa tepki gösterdiği zaman ortalık karıştı. Buna mevcut Belediye Başkanı ‘yasaklı değil, satılabilir, ben bir şey yapamam.’ dedi. Ceza dosyasının avukatı da benim. Ceza dosyasının içerisindeki alınan ifadeler de neyin ne şekilde olduğu da belli. Bu olay yaşandı. Safranbolu’nun hassasiyeti, karışmaması için biz gündeme getirmedik ama Ali Bey hakkımızı teslim etti. Biz de onun hakkını teslim ederiz. Teşekkür ederiz. Biz sahip çıktık. Her zaman da Safranbolu’nun hassasiyetlerini, milli, manevi duygularımızın her zaman savunucusuyuz. Ondan yana hiç kimsenin şüphesi olmasın. Daha sonrasında bu olayla ilgili, mevcut başkanın bilgisi dahilinde güvenlik kameralarındaki görüntüleri basına servis ettiler. Ulusal basına kadar çıktı. Dosyamızda bulunan kişilerin isimleri, soyisimleri, çalıştıkları kurumlara kadar isim verildi. Hepsi tehdit edildi, hedef haline getirildi. Bu mecliste gündeme getirildiği zaman mevcut belediye başkanı gülerek ‘kim verdi ki, ben de merak ediyorum.’ dedi. Kendi meclis üyesi de ‘Evet, bilginiz var. Biz verdik. Basına biz servis ettik bunu. Gizlilik kararı yok.’ dedi. Gizlilik kararı olmasına gerek mi var? Burada hassas bir durum var. Kişisel verileri vermenize gerek yok. Yazı gelinceye kadar apar topar servis edildi. Bütün yandaş medyalar, bütün bu terör örgütüne yakın yayın organları bizim ülkücü, milliyetçi arkadaşlarımızı tehdit etmeye başladı. Hem oraya gelen kişinin durumuyla alakalı, resimleriyle paylaşıldığına dair hepsinin bilgisini vererek savcılığa da suç duyurusu bulunduk.”

Şehitlerimizin Acısıyla Çelişen Eğlence

“23 Aralık tarihinde Safranbolu’da bir konser etkinliği yapılacaktı. Ama o gün vatan için 12 tane evladımız şehit oldular. O gün konser iptal edildi ve akşamına gelen sanatçılarla vur patlasın çal oynasın eğlendi. Görüntüsü var, videosu var, herşeyi var. 12 tane şehidimiz varken hiç mi saygınız yoktu sizin? Burada gelip oyuna, eğlenceye, yeme içmeye devam edebiliyorsunuz. Bütün ülke yastayken şehitlerimize üzülürken ağlarken siz bunu yapmakta hiçbir beis görmediniz. Bunlar bizim gerçekten sinirinize dokunan şeyler.”

“Vatandaş imar durum belgesini alamaz”

“İmarla ilgili ben bir şey dile getirdim. Mevcut belediye başkanı, ‘Ben mimarım, ben bilirim.’ dedi. Siz imar durumununda hiçbir şey düzeltmediniz. Şu an belediyeye giden vatandaş, benim şu arsam var, imar durum belgesini istiyorum diye imar müdürlüğüne başvurduğu zaman imar durum belgesi alamaz. Alamaz çünkü mevcut çıkan, askıdan inen imar planında içerisinde 18 uygulaması yok. Tapuya da dönüşemez. Kadastroda çıkacak tapular çıkmaz. İmar durumu olmadan, müteahhit ne yapacağını bilemez. Ruhsat kesmek için, projesini hazırlayan belediye sunduğu zaman, ruhsat da kesemez. Olay öyle bir bir yere gelmiş ki yalanı doğru gibi konuşmak marifet olmuş. Asbestli boruları söyledik. Proje yapmaya bile gerek yok. Ama ne oldu daha sonrasında? Senin asbestli boruları bildiğin, halkın sağlığını tehdit ettiğini kabul ettin. Kendi ikrarı üzerine bunu söylüyorum. Gelip de boruya gerek yok, ona gerek yok, projeye gerek yok dedi. Ama bir taraftan da dedi ki, Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü’nün her toplantısında bizim 10 konumuzun 8’i bu eski borular, asbestli borular, sürekli patlıyor. Ben bunu dile getirdim. Kıranköy’ün merkezinde su kaynağına kavuşmuşuz dedim. Dün gece bir kısmını açtılar. Çünkü artık çiçeklerin içinden su çıkıyor. Bir kısmını açtılar, kapattılar. Şimdi tam viraj olan, Kıranköy’deki göbeğin içinden sabah yine kepçeler hazırlanmış çalışıyor. Bir şeye vesile olmuşuz. En azından bir yanlışı düzeltme noktasında faydası olmuş. “

“Meslektaşım baro başkanını bile tanımıyor”

“Ali Bey, Safranbolu’da doğmuş ama Safranbolu’da olmayan bir meslektaşımız. Ben hukuk fakültesini bitirdikten sonra, zaten çocukluğum burada geçti, 17 yıldır Safranbolu ve Karabük Adliyesi dışarısında dosya, duruşma almadım. Meslektaşımızı da bir kere bile Karabük, Safranbolu adliyesinde görmedim. Bir açılışta denk geldi. Meslektaşım baro başkanını bile tanımıyor. Siz Baro Başkanı mısınız diye sordu. İyi niyetinden hiç şüphem yok ama Ali Bey insanları tanıyıncaya kadar kaybedileceği sürede, biz yerin altında olanın da Safranbolu’nun en ücra köşesinde de olup biteni bildiğimiz için o noktada bizim bir tecrübemiz var. Yerelde olan dinamikleri, sıkıntıları daha iyi bildiğimizi düşünüyoruz. Evet, farklı vaatleri de var. Bizim projelerimizi görüyorsunuz. Hepsi yapılabilir projelerle yola çıktık. Orman nasıl izin verecek de o teleferiği yerine getirecek ki ülkede bir deprem gerçeği varken. Bizim bütün kaynaklarımız, deprem bölgesindeki illerimize aktarılmışken hem böyle bir maliyet hem de izin noktasında biraz düşünülmemiş bir proje.” (Kaynak: Sevgi Özdemir)