GEÇTİ BOĞAZIN PAZARI, SÜR HER ŞEYİ MİDEYE!

GEÇTİ BOĞAZIN PAZARI, SÜR HER ŞEYİ MİDEYE!

Yayın: 20.07.2022 17:27
Paylaş:
A+ A-

Beslenme alışkanlıklarımızı acilen değiştirmemiz gerektir diye düşünüyorum. Ama önce değişim ve gelişim kavramlarından başlayalım isterseniz.

Aslında çok yakın kavramlar bu ikisi. Her değişim ileri yönlü olabileceği gibi geri yönlü de olabilir. İnsanın kilosunun artması, mesela 100 kilonun (bir arkadaşımın dediği gibi 0,1 ton eder) üstüne çıkması pozitif bir değişim gibi görülse de, aksine vücut kitle endeksinin alarm verdiği ve pozitif bir gelişimin söz konusu olmadığı anlamına gelir. Vücut geliştirme de buna paralel olarak değerlendirilebilir.

Aynı muhabbet yaş almada ya da yaşlanmada da geçerlidir. İnsan ihtiyarladıkça yaşı büyür ama bu ilerleme onun için iyi yönlü bir değişim olmayabilir çoğunlukla. Bu durumu onlara sorabiliriz: “Genç bilebilse, yaşlı yapabilse” denmez mi bu durumdan söz açıldığında.

Gelelim asıl konuya. Bir gün annemle muhabbet ediyoruz. Çoğumuzun cevabını bildiği “Beyin mi akıllıdır, mide mi anne?” diye soruverdim birden. Sizce eski toprak ne cevap vermiş olabilir? Bu cevabı açık etmeden konuma devam ediyorum.

Yeme alışkanlıklarımız alarm veriyor? Fakir ya da açlık sınırında yaşayan insanların obez ve bunun sonucu olarak göbekli ve kilolu olmaları hiç yadsınmıyor şu devirde.

Toplulukla yapılan şeyler doğruymuş düşüncesi bizi nefsimizin tam on ikisinden vurmakta. Biz de yemekten sonra meyve yemek âdettir. Kaç adet yediğimize bile bakmayız. Bildiğimiz şey: “Elmayı soyda ye, armudu sayda ye!”dir. Ambalajlı ürünleri hışır hışır açmayı ve içinde ne olduğu ya da bize neler sundukları hakkında hiçbir fikrimizin ve zikrimizin olmadığı şeyleri sevmiyor muyuz?

Çoğu planımızı midemize göre yapmıyor muyuz? Amacı direkt söylense asla gitmeyeceğimiz bir yere “Bakım var!” deyince gidivermiyor muyuz? Sanki arabayız ve bize bir servis hizmeti sunacaklar.

Markete girdiğimde bazı ürünlerin reyonlarını nasıl es geçtiğimi ve sadeliğe nasıl bağlı olduğumu söylemeliyim. Aslında bu konu hiç de es geçilmeyecek düzeyde önem arz etmekte. Çünkü çoğu ürün, çoğu platformda hala ucuz olmasa da kolay ulaşılabilir durumda.

Dostlar: “Geçti boğazın pazarı. Sür her şeyi mideye!” demek çok akıl kârı gelmiyor artık. Çünkü türlü yollarla, artık midemize değil, manipülatif yollarla da beynimize de hitap ediyorlar.

Çünkü bizler, midemize gireni kolayca bertaraf edebilirken, maalesef ki beynimize girene pek akıl erdiremiyoruz.

Satılmış Ümit ÇETİNKAYA

Öğretmen-Yazar

[email protected]

Temmuz 2022

Karabük

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kışı Kızılırmak Deltası’nda geçiren besicilerin göç yolculuğu başladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – İLYAS GÜN – Samsun'da, Kızılırmak Deltası'ndaki kışlaklarda kalan besiciler, yazı geçirecekleri Karagöl Dağı'ndaki yaylalara gitmek için küçükbaş hayvanlarıyla yaklaşık 1 ay sürecek yolculuklarına başladı.

Hayvanlarını kış döneminde Kızılırmak Deltası'nda barındıran besiciler, havaların ısınmaya başlamasıyla hazırlıklarını tamamlayıp, Karagöl Dağı'nın eteklerinde yer alan bin ila 1500 rakımlı yaylalara gitmek üzere yola çıktı.

Deltadan yüzlerce küçükbaş hayvanıyla hareket eden besicilerin zorlu yolculuğu, yaklaşık 1 ay sürecek. Günde 10 ile 15 kilometre arasında mesafe katedecek besiciler, yolculuk boyunca hayvanlarını belirli aralıklarla sağacak.

Yazı yaylada geçirecek besiciler, ekim veya kasım aylarında yeniden deltaya dönecek.

10 yaşından bu yana besicilik yapan 48 yaşındaki Mustafa Coşkun, AA muhabirine, sıcak ve nemli havanın hayvanların hastalanmasına neden olduğunu, bu nedenle yaz aylarında serin yerleri tercih ettiklerini söyledi.

Yaklaşık bir ayda yaylaya ulaştıklarını belirten Coşkun, “Çünkü hayvanlarımızı otlatarak gidiyoruz. Akşam mola veriyoruz, sabahın ilk ışıklarıyla yeniden yola çıkıyoruz. Yaklaşık 5 ay yaylada kalıyoruz, kışın daha sıcak olan Kızılırmak Deltası'nı tercih ediyoruz. İşimiz çok zor ama mecbur yapıyoruz.” dedi.

Besici Eyüp Çobanoğlu da yaklaşık 1 aylık yolculuklarının oldukça zorlu geçeceğine işaret etti.

Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Sorumlusu Kadir Yılmaz ise deltanın göçmen kuşların yanı sıra büyükbaş ve küçükbaş hayvan besicileri için de önemli bir yer olduğunu dile getirdi.

Manda ve koyunculuk yapan besicilerin yılın belirli aylarında deltada hayvanlarını otlattıklarını anlatan Yılmaz, “Besiciler kışı deltada geçiriyor. Eylül ayının sonlarına doğru deltaya yaylalardan gelen besiciler, birkaç ay burada kaldıktan sonra tekrar yaylalara hayvanlarını otlatmaya götürüyor. Kış aylarında 2 bin ila 3 bin arasında koyun deltada kışlıyor.” diye konuştu.

Yılmaz, havaların ısınmasıyla koyun sürülerinin deltadan ayrılmaya başladığını vurgulayarak, göçmen kuşlarla koyun sürülerinin deltada görsel şölen sunduğunu, yerli ve yabancı turistlerin de hem kuşları hem de besicilerin geçişini takip ettiğini sözlerine ekledi.