Hani Sizin Kültürünüz ?…

Hani Sizin Kültürünüz ?…

Yayın: 05.06.2015 08:39
Paylaş:
A+ A-

Kentleşme noktasında Karabük’ün sıkıntılarını hep dile getiririz.
Bu sorunlar sıradanlaştıkları için bizim gözümüze pek çarpmaz.
Ancak Karabük’e dışarıdan gelenler için durum böyle değildir.
Kent yaşamında görülen aksaklıklara ilk işaret eden onlardır.
Mesela Karabük Üniversitesini kazanan öğrencileri düşünün…
Ne hayaller kurarak Karabük’e gelmişlerdir.
Hayallerdeki şehrin adı ” Üniversite of Karabük City”
Ne güzel masum güzel bir düş değil mi?
Ancak…
Kim ne derse desin…
Karabük’ü gezdikten sonra böyle bir düşünceye sahip olmak güçleşir.
Öyle değil mi?…
Düşününüz…
Bir kitap alacaksınız.
Kentte donanımlı,ihtiyaca cevap verecek doğru dürüst bir kitapçı yok.
Daha acısı…
Bir sahaf yok.
Bu akademik eğitim yapan bir üniversite öğrencisi için zül bir durum değil midir.?
Ya da…
Donanımlı bir kütüphaneye gidip huzur içinde kitaplarla baş başa çalışmak istiyorsunuz.
Bu mümkün mü?
Değil…
Bu anlamda Karabük noksanlıklarıyla dikkat çeken bir yerleşim yeri olarak gözlere rahatsızlık veriyor.
Üniversite kenti , kültür şehridir diyoruz.
Kültür şehrinde her şeyden önce muazzam bir kütüphane olur.
Öyle değil mi?
Ayrıca…
Kitap fuarları düzenlemeli.
Her yıl kitap fuarı düzenleyen Bartın örneğinde olduğu gibi.
Yazar/çizer erbabı davet edilmeli.
Söyleşiler gerçekleştirilmeli.
Üniversite gençliğinin bu önemli şahsiyetlerle buluşması sağlanmalı.
Bunun yanında kültürel etkinlikler halka dönük yapılmalı.
Edebiyat zevki oluşturacak mekanlar oluşturulmalı.
Daha doğrusu içinde yaşadığımız kenti kendi kültür üretecek hale getirilmelidir.
Karabük “üniversite kenti “ ama…
Kenttin ürettiği kültür üniversite kenti olmanın düzeyinde değil.
Eskiden olduğu gibi sosyal yaşama yönelik kopukluk devam ediyor.
Bir bütünlük sağlanamıyor.
Karabük bu anlamda sorunlu bir kent.
Tarihi,sosyolojik ve psikolojik açıdan değerlendirmeleri konu alan araştırmalara değer veren de yok.
Bizde bilindiği gibi başa bir musibet geldiği zaman işin ehemmiyeti kavranıyor.
Ne demişler:
“Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır.”
Karabük musibetler kenti olmamalıdır.
Karabük bugünlerde seçim münasebetiyle siyasi çekişmenin zirve yaptığı kent konumunda.
Her zaman şunu söyleriz.
Kavga yaparak siyaset olmaz.
Seçimlerde projeler konuşulur.
Vatandaştan öyle oy istenir.
O’nu bunu kötüleyerek bir yere varmak mümkün değil.
Vatandaş kimin çalışıp çalışmadığını çok iyi bilir.
O konuda herkes rahat olsun.
Çirkinleşmeye gerek yok.
Bu tip tartışmalardan kenti kurtarmak için ne yapmalı?
Kenti kültürel anlamda güzelleştirecek aktivitelere önem vermeli.
Bina yapıyorsunuz.
İçi yok.
Madde var.
Mana yok.
Bu anlamda…
Etkinlikler artırılmalı.
Kopukluk,istişaresizlik ve elitçi yaklaşımlardan kaçınılmalı.
Bir kenti kent yapan sadece maddi yatırımlar değildir.
O’nu ileriye taşıyacak,koruyacak düşüncelere de ihtiyaç duyulduğu asla unutulmamalıdır.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Altınbaş Üniversitesi öğretim üyeleri sosyal sorumlulukla ilgili söyleşi gerçekleştirdi

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Altınbaş Üniversitesi, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile gerçekleştirdiği söyleşide sosyal sorumluluk konusunu masaya yatırdı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesinin düzenlediği söyleşide, evsiz bireylere yardım elini uzatan Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüleri ve öğretim üyeleri bir araya geldi.

Açıklamada söyleşideki konuşmasına yer verilen Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner, İşletme Fakültesi öğrencilerinin, Sosyal Sorumluluk ve Kariyer Planlama dersi kapsamında, gruplar halinde, derneğin günlük rutin faaliyetinde, yemeklerin paketlenmesi, taşınması ve dağıtılması sürecinde gönüllü olduklarını belirtti.​​​​​​​

Öğrencilerin, sistematik bir faaliyet dahilinde, dezavantajlı gruplarla iletişim kurarak sosyal fayda yaratılması ve gönüllülük ruhu hakkında deneyim kazandıklarını anlatan Güner, “Bu deneyimin, öğrencilere yaşam boyu benimseyecekleri ve uygulayacakları değer ve prensipleri kazandırdığına eminim. Umarım tüm öğrencilerimiz, yeni gönüllü faaliyetler başlatma için inisiyatif alacak, katılımcı olacak ve çevresine de bu etkiyi aktaracaktır.” ifadelerini kullandı.

Altınbaş Üniversitesi ​​​​​​​​​Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü​​ Öğretim Üyesi Dr. Deniz Akgül, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile ortak gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projesinde, öğrencileriyle birlikte 12'şer kişilik 3 grup halinde 3 akşam yemek dağıtımında aktif rol aldıklarına değindi.

Akgül, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Coşkulu katılımları, gönüllü olarak topluma hizmet etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir öğrenci, küçük bir katkının bile insanların hayatlarında fark yaratabileceğini deneyimledi. Ders kapsamında yapılan bu etkinlik, empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi. Öğrencilerimiz, birlikte çalışmanın ve bir amaç uğruna bir araya gelmenin getirdiği güçlü bağları hissetti. Bu deneyimin, onların gelecekte daha büyük toplumsal sorumluluklar almalarına ilham vermesini umuyorum.”

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Başkanı Evren Tüfekçi de dernek olarak Taksim'de Gezi Parkı civarında yaşamlarını geçiren, ufak kazançlar elde ederek hayatta kalmaya çalışan evsiz bireylere destek olmaya çalıştıklarının altını çizdi.

– “6 bin 430 gönüllümüz var”

Gönüllülüğün sürdürülebilir olmasına dikkati çeken Tüfekçi, “Perşembe günleri tek kişiydim yanıma bir kişi arıyordum. Ama 7 yılda gönüllü ağımız arttı, 6 bin 430 gönüllümüz var. Sizin gibi üniversitelerin, akademisyen ve öğrencilerin desteği bizim için önemli. Gönüllülerimizin yüzde 85-90'ı üniversite öğrencilerinden oluşuyor. İnsanın böyle erken bir döneminde bu farkındalığa varması bireysel gelişimleri ve gelecek hayatları için önemli. Kariyerlerin açısından da önemli. Bu sürecin liselilere kadar inmesi gerekiyor.”açıklamasında bulundu.

Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüsü olarak çalışan Altınbaş Üniversitesi öğrencisi Qasim Ali ise dernekle yaptığı faaliyetlerin empati kurmasına yardımcı olduğunu aktararak, “Beni derinden etkileyen şey ise bu modern dünyada tüm ayrıcalıklar ve kolaylıklara rağmen, insanların hala temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmeleriydi. Bu yüzden bu sosyal sorumluluk bilinci dersini ve Çorbada Tuzun Olsun deneyimini çok değerli buluyorum.” yorumunu yaptı.