Torba yasadan kademeli erken emeklilik çıktı..!

Torba yasadan kademeli erken emeklilik çıktı..!

Yayın: 21.12.2023 11:01 |Güncelleme: 27.12.2023 16:38
Paylaş:
A+ A-

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için umut verici işaret geldi.

Kademeli emeklilik sisteminde aranacak olan prim gün sayısı ise 3600-5000 gün olacak. Bu sayede vatandaşlar 65 yaşını beklemeden 50-55 yaş aralığında erken emeklilik imkanını yakalayacak.  Kademeli emekliliğin 2024 yılında hayata geçeceği tahmin ediliyor.

1998-2008 arasında sigorta girişi bulunanlara erken emeklilik müjdesi verildi. Öte yandan Bağkur prim indirimi ve ev hanımlarına yönelik belli başlı konularda torba yasada yerini aldı.

Sosyal güvencesi olmayan ev hanımları için de sigorta sistemi uygulanacak. Primlerin her ay üçte biri devlet tarafından karşılanacak. Böylece asgari ücrete göre bu tutar aylık olarak bin 430 lira tutuyor.

Bağkur ve SSK primleri eşitlendiğinde ise 5 bin 400 gün olan kısmi emeklilik şartı 4 bin 500 güne çekilebileceği bildirildi.

Çalışan kadınlarda 3 çocuk kadar borçlanma ile 2160 gün, yani 6 yıl kazandırıyor. Tek şartı çocukların sigortadan önce doğması olarak belirlendi.

15 yıl ve 3600 günü dolduranlar emekliliğe hak kazanabiliyor. Kadınlarda yaş şartı 58, erkeklerde 60 yaş olarak biliniyor. Bu imkan 9 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanları bağlıyor. Sonrası tarihler için 4500 prim gününe yıl şartı 25 oluyor. 15 yıl 3600 günü olan erkekler 55 yaş, kadın sigortalı ise 50 yaşını doldurmuşsa kısmi emeklilik hakkından yararlanabiliyor.

Ağır işlerde çalışanlar, madenciler, gazeteciler, gemi adamları gibi mesleklerde çalışanlar sigortalılık sürelerine belli oranda gün eklenerek ve işe girişi geriye çekerek emeklilik imkanına kavuşuyor. Burada eklenen prim süresinin yarısı kadar süre de yaş şartından düşülüyor.

Yurt dışında yaşayan erkek ve kadınlar 18 yaşından sonra çalıştıkları süreleri satın alarak, Türkiye’den emekli olabiliyor.

Torba Yasa görüşmeleri TBMM’de devam ediyor. TBMM genel kuruluna gelecek olan kademeli emeklilik düzenlemesi burada yapılacak oylama ile meclisten geçerse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile resmi gazetede yayınlanacak ve yürürlüğe girecek. Henüz kesin bir tarih verilmese de kademeli emeklilik sisteminin Şubat ayına yetişeceği tahmin ediliyor. (Esra Oğuzkağan Özkan)

18 kişi görüş bildirdi

  1. Celal kaymak

    1997 sgk girişim var yaş 60 beklemek zorundayım öylemi çok saçma hersey tamam cumhur başkanının gönlünü bekliyoruz

  2. Yasar

    Merhaba 2014 sigorta girişim fakat 2017de çalışmaya başladım 1970 doğumluyum ne zaman emekli olabilirim

  3. Erol

    Benim 95 yılından çıraklık eğitimden girişim var ama şuan sayılmıyor sigortaya giriş 2007 gözüküyor 1980 doğumluyum pirim günüm 5200 95 yılına cekerseler borç lanabilirim bunununla ilgili bir yasa veya kanun cikacakmi yoksa 17 yıl bekleyeceğim 60 yaşında emekli oluyorum adaletmi bu mezarda emeklilik oluyor hakkımızı istiyoruz

  4. Serkan

    1/02/2001/vergi mükellefiyim hiç bakur ödemedim bakura giriş tarihimi 8/10/2008/den baza alıyor girişimi vergi mükellefi olduğum tarihe girişimi nasıl yapa bilirim vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkür ederim saygılar

  5. erdogansalis

    Nezamanemekliolurum

    1. Elif

      1993 işe giriş 3345 günüm var 1000 gün doğum borçlanmam var ne zaman emekli olurum

  6. Feride Çiftçi

    Benim sigorta başlangıç tarihi 1.1.1990 pirim gün sayım ise 2084 yaşım 52 çocuk sayısı 2 borçlanma yoluyla emekli olabilir miyim ne yapmalıyım 3600 den faydalanmak için saygılar.

  7. Emine

    1998 Mart Sigorta girişliyim ama evlendikten sonra çalışmadım 1994’te Bir Kızım Oldu 2019’da da çalışmaya başladım ben bu kısmi yasadan nasıl yararlanabiliyorum teşekkürler.

  8. Mutlu

    2004 yılında staj yaptım.2008 yilinda çalışmaya başladım 4245 gün primim var ben bundan yaralanabilirmiyim

  9. Sakine Ece

    Ben 2007 girişim 2tane çocuk borçlanmam var ve ben 1983 Doğum luyum ben de yararlanabilirmiyim

  10. bolgeninsesigazetesi

    Merhaba,
    Sorularınızın kişisel olarak yüz yüze SGK İl ve İlçe Müdürlüklerinde yanıt verileceği bizlere ifade edildi.
    İlk olarak e-Devlet’ten yanıt alabiliyorsanız deneyin, yanıt alamadığınız sorularınız için SGK Müdürlüklerinin sizlerin kişisel bilgilerinize bilgisayar ortamından bakarak yanıtlayabileceğini bildirmek istiyoruz. İlginiz ve okur katkınız için çok teşekkür ederiz.

  11. Sevda

    1997 girişliyim 4400 prim günüm var kısmi emekli olabilirmiyim 1968 doğumluyum yaşım 55 teşekkürler

  12. Fatma

    27 Eylül 1999 başlangıcım var günüm 8030 oldu. 1980 doğumlu 25 yıl boyunca çalışan bir bayanım. Eyt 19 gün ile kaçırmış bütün vasıfları uygun ama emekli olamamışım. Acaba emeklilik için yaşı yani 15 yıl daha bekleyecwkmiyim

  13. nerıman

    1986 görüşlüyüm 1730 günüm çar 2 cocuk var emeklı olabılıyormuyum

  14. Nuriye

    Mrb ben 1972 doğum luyum 52. Yasindayim200 den girişim var 3.77 pirim günüm var benda emeklilik yasasından yasasindan faydalana bilir miyim

  15. Mehmet

    Çırak lık gündeme geldi acil gelsin

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Arıcılıkta 50 yılı geride bırakan emekli öğretmen, bilgilerini yeni nesillere aktarıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.05.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – ORHAN KUZU – Karabük'te yaşayan emekli öğretmen Ahmet Çetin, öğretmenlik yıllarında başladığı arıcılıkta yarım asrı geride bıraktı.

Eflani ilçesi Gökgöz köyü Topuzlu Mahallesi'nde arıcılık yapan 74 yaşındaki Çetin, Bolu Erkek İlköğretmen Okulundan 1969'da mezun oldu.

Anadolu'nun çeşitli illerinde öğretmenlik yapan Çetin, 1974'te Eflani ilçesinin Karlı köyü ilkokulunun bahçesinde arıcılığa başladı.

Öğretmenlikten 1995'te emekli olan Çetin, arıcılık faaliyetlerini sürdürdü.

Çetin, 50 yılı geride bıraktığı arıcılığın yaygınlaşması için 18 yıldır il ve ilçe tarım müdürlükleri ile halk eğitim merkezlerinde düzenlendiği kurs ve seminerlerle katılımcılara teorik ve pratik bilgiler aktarıyor.

– “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir”

Ahmet Çetin, AA muhabirine, arıcılığa başladığı yıllarda öğretmenlerin ya hindi yetiştirdiğini ya meyvelik kurduğunu ya da arıcılık yaptığını söyledi.

O yıllarda daire amirleri ve müfettişlerin köy okullarındaki öğretmenleri üretim yapmaya teşvik ettiğini aktaran Çetin, “Üreticilik yapan öğretmenler yazın okulları terk etmezler, bahçede üretim yaparken okulun tesislerini geliştirirler, örnek çalışmalar yaparlardı. O ortamda başladık. O gün bugündür 50 yıl geride kaldı.” dedi.

Çetin, o yıllarda arıcılığı geleneksel yöntemlerle yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Daha sonra bilimsel verilere ulaşabilmek için seminerler, kurslar, arıcılıkla ilgili kitap ve yayınlara ulaşmaya çalıştık. O gün bugündür devam ediyoruz. 2004'te Karabük Arıcılar Birliğini kuruncaya kadar el yordamıyla kendi kendimizi geliştirdik. Arıcılar birliğinin örgütlenmesiyle birlikte bilimsel verilere ulaşmak çok daha hızlı oldu. Tartışmalara, ulusal ve uluslararası düzeydeki kongrelere ve sempozyumlara katıldık. Birikimlerimizi paylaştık, uzmanları dinledik. Onların bilgilerinden faydalanmaya çalıştık.”

Bugün Türkiye'de arıcılıktaki standartların yükseldiğini dile getiren Çetin, Türkiye'nin bal veriminin arttığını, ülkenin yıllık bal üretiminin 100 bin tonu geçtiğini kaydetti.

Çetin, tarımsal ilaçlama ve çevre kirliliğinin olmadığı bölgenin arıcılık için elverişli olduğuna işaret etti.

Arıcılığa 50 yıldır katkıda bulunmaya çalıştığını belirten Çetin, daha çok kişinin bu alana yönelmesi ve bu faaliyeti bilimsel veriler ışığında yapması için kurs ve seminerler düzenlediğini anlattı.

Çetin, uygulamalı eğitimlerin olumlu yansımalarının görüldüğünü aktararak, gerek arı hastalıklarının azalması gerekse bal verimindeki artışların buna bağlanabileceğini söyledi.

Arıların önemine değinen Çetin, “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir. Arıların olmadığı yerde tarımsal verim olmaz. Arıcılık yapan genç kardeşlerimiz aslında doğrudan tarımsal üretimin de artışına katkı sağlamış oluyorlar. Arıcılığa meraklı olan genç arkadaşlarımızı kutluyorum.” diye konuştu.

Çetin, arı sağlığına zarar verecek kontrolsüz tarımsal ilaçlamaları doğru bulmadığını vurgulayarak, “Üreticilerimiz aslında fazla ürün almak amacıyla bu tür çalışmalara giriyorlar ama bir taraftan da arı sağlığını bozan bu tür ilaçlar aslında tarımda verimi düşürüyor.” dedi.