KARABÜK DERSE KONU OLURSA…!

KARABÜK DERSE KONU OLURSA…!

Yayın: 30.10.2020 07:45
Paylaş:
A+ A-

Karabük…
Türkiye’nin ilk ağır sanayi kentidir.
Cumhuriyetimizin ekonomiye bakış felsefesinin o günkü koşullarda ürünü olarak ortaya çıkmış bir yerleşim yeridir..
Çalılık,fundalık ve bataklık olan bu arazi, zaman içinde Türkiye’nin birçok yerinden ve hatta İngiltere,Polonya,Macaristan,ve Almanya’dan gelen değişik insanların buluştuğu ,iş yapma yetisi açısından etkileşime uğradığı bir yerleşim yeridir..
Türkiye’nin endüstrileşme tarihi Karabük kentinin kuruluşu ile birlikte başlar…
Bu coğrafyanın tarihi,kültürel ve ekonomik bakımdan özellikleri tam olarak saptanamamış olduğundan takdiri de henüz kıymete mazhar olamamıştır.
Bu ne anlama gelmektedir?…
Karabük,Cumhuriyetle birlikte kurulduğuna göre bu kentin ekonomik,sosyal ve kültürel açıdan geçirdiği aşamalar, sıkıntılar ve gösterdiği başarılar aynı zamanda Cumhuriyet tarihimizin gelişimine ışık tutmaktadır.
Karabük’ün tarihi kıymeti de bu noktada kendini göstermektedir.
Karabük’ün gelişim evrelerinde,belgelerden izlenebildiği kadarıyla görülen en önemli özellik;nüfus artışı ile mekansal-fizik alanda ortaya çıkan değişimin aynı anda gerçekleşememesidir.
Örnek verecek olursak;Türkiye’de genel nüfus,1950-1970 yılları arasında %49,kentsel nüfus %102’lik bir artış gösterirken,Karabük’te bu artış;1960-1965 yılları arasında %371,1970’e kadar ise %400’den fazla artış göstermiştir.
Bu durum Karabük’te belediye hizmeti veren kadroları zaman içinde büyük bunalımlara sokmuştur.
Alt yapı hizmetlerinin zamanında yerine getirilememesi,halkın hoşnutsuzluğunun kazanılmasında büyük rol oynamıştır.
Bir susuzluk sorunu,Karabük’ün ekonomik bakımdan en canlı olduğu 1958’lı yıllarda bile halkın evlerinden aldıkları kovalarla Belediye önünde nümayiş yapmasına yol açmıştır.
Özellikle yol sorunu,hiçbir zaman son bulmamış,hızla gelişen Karabük’te halkın en çok şikayet ettiği konular arasında baş sırayı almıştır.
Nüfus artışı ile fiziki yapıda ortaya çıkan bu uyumsuzluk,hizmetlerin büyük ölçüde maddi nedenlerden ötürü yerine getirilememesi,kent topraklarının büyük bir kısmının DDY ve DÇİ arasında paylaşılmış olması,Karabük’te hizmetlerin gerçekleştirilmesini bürokratik açıdan engelleyen diğer bir unsuru oluşturmuş,bu noktada kurumlar arasında yazışmalar,önemli bir tarih belgesi oluşturacak kadar yoğunluğa ulaşmıştır.
Karabük’ün hızlı bir büyüme içinde olduğunun iyi bir kanıtı,köy durumundaki bir yerde,hiçbir yerde benzeri olmayan bir durumla,1 Mart 1938 yılından itibaren Demir Çelik Tesislerinin makine montajının yapılması süreci içinde beledi hizmetlere gereksinim duyulması ve bunun sonucunda da,Belediye Teşkilatının 1938 yılının sonlarına doğru kurulmasıdır..
Kanımızca bu gelişme;Türk belediyecilik tarihinde bir “ilk olabilecek” bir özellik taşımaktadır.
Karabük’te şehirleşme olayı sosyolojik açıdan da birçok ilginçliği kendi bünyesinde saklar.
Varoşlarda ,Osmanlı usulü mahalle birimini temel olan küme esasına göre sokak kuran insanların ihtiyaçlarını belediye zorunlu olarak karşılamaya çalışmış bu çaba gecekondulaşma sürecini tetiklemiştir.
Bugün ,Soğuksu başta olmak üzere Kayabaşı, Kartaltepe, Atatürk, Bayır ,Yeni ve Yeşil mahallelerdeki görüntü kirliğinin nedeni budur…
Söylemek gerekirse bunlar Karabük’ün gelişme evrelerini tarihsel açıdan tanımlamaya çalışan,kentsel gelişmede çarpıklığı gösteren önemli verilerdir.
Cumhuriyetle özdeşleştirdiğimiz bu kentte saydığımız hususlar yeni kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk kez 17 Nisan 1934 tarihinde uygulamaya başladığı planlı sanayileşme kültürüne ters yapılaşmalardır.
Karabük’ün önemli sorunlarından biri de kentsel geri dönüşüm hususudur.
Karabük’ü çirkin yapılardan ve gecekondulardan kurtarmak.
Tabi ki bugün için büyük meseledir.
Evet gerçekten…
Kent kurmak bir maharet işi.
İnsan Karabük’ü seyredince bunun ne kadar önemli bir iş olduğunu anlıyor.!
Bir şehir nasıl kurulur?
Planlı şehir…
Plansız şehir ne demektir?
Karabük gerçekten bunları anlamak için mimarlık okuyan öğrencilere çok büyük dersler ve tecrübe kazandıracak önemli bir mekandır.
Karabük’e bir de bu gözle bakıp ders çıkarmayı bilmek gerek.!

 

Yorumlar

  1. KARABUK

    SAYIN ÜSTAD ŞU ANDA KARABÜK’TE PLANLI YAPILAŞMA OLAN YENİ YERLEŞİM BÖLGELERİNDE DAHİ RANT UĞRUNA ÇARPIK YAPILAŞMANIN HER TÜRLÜSÜ UYGULANMAKTADIR.ŞİMDİ MİMARLIK OKULUNU BİTİREN MİMARLAR NE YAPSIN SONUÇTA YAPI SAHİBİ VE MÜTEAHHİTLERİNDEDİĞİ OLUYOR. MİMAR DA ONA GÖRE ÇİZİM YAPIYOR PROJE UYGULUYOR.BU ÇARPIK YAPILAŞMAYA BELEDİYELER VE MERKEZİ İDARELER İZİN VERMEYECEK,O ZAMAN PLANLI ŞEHİRLER OLUR.TÜRKİYE NİN ÇOĞU ŞEHİRLERİNE GİDİNCE PLANLI YAPILAŞMALARI GÖRMEKTEYİZ.BENCE HERKES İŞİNİ DOĞRU YAPARSA SORUN OLMAZ.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Milletvekil Akay TMMM Genel Kurulu’nda konuştu

Yayın: 03.05.2024 10:36
Paylaş:
A+ A-

CHP Karabük Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuştu.

Maden Kanun Teklifi’nin 12.’inci maddesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuşan CHP’li Akay, “Bir taraftan tasarruf tedbirlerinden bahsedilirken diğer taraftan da ülke kaynaklarının heba edilmesiyle karşı karşıyayız. Kanunun yasalaşmasıyla, enerji kaynaklarımız Birleşik Arap Emirlikleri firmalarına tahsis edilmesi durumuyla karşı karşıya gelecek.” ifadeleriyle kanun teklifine tepki gösterdi.

Doğal Kaynaklarımızın Birleşik Arap Emirlikleri’ne Tahsis İmkânı Doğuyor

Kanun teklifinin yasalaşmasıyla birlikte doğal kaynakların ve enerji kaynaklarının Birleşik Arap Emirlikleri firmalarına tahsis edilme imkânıyla karşı karşıya geleceğine dikkat çeken CHP’li Akay, “Bu kanun teklifi, 19 Temmuz 2023 tarihinde Abu Dabi’de Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Hükûmeti arasında imzalanan stratejik çerçeve anlaşmayla bağlantılı bir şekilde düşünülmesi gerekiyor. Bu kanun bugün buradan onaylanıp geçtiği zaman, o sözleşmeye bir alt zemin olmuş oluyor. Bu sözleşmeyle doğal kaynaklarımız ve enerji kaynaklarımız Birleşik Arap Emirlikleri firmalarına tahsis edilme imkânıyla karşı karşıya gelecek.” dedi.

Milli Kaynaklarımız Yabancı Firmalara Peşkeş Çekiliyor

Birleşik Arap Emirliklerinden finansman gelecek diye yenilenebilir enerji kaynaklarının yabancı firmalara zemin açılmasının asla kabul edilemeyeceğine değinen Milletvekili Akay, “Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yabancı firmalara zemin açılması da asla kabul edilemez, bu imkânların millî ve yerli firmalarımıza tanınması gerekir. Sırf Birleşik Arap Emirliklerinden gelecek finansmanla ilgili bunu kabul edemeyiz. Bütçe Kanunu’nun 12’nci maddesine göre dış kaynaklı kredi kullanımı var, Hazine garantisiyle kullanımlar yapılıyor. Bunların, bu alanlara kullanılması ve yerli firmaların desteklenmesi ve yerli üretim yapılmasını bizim teşvik etmemiz gerekir.” ifadelerini kullandı.

Yenilenebilir Enerji Üretimini İçin Yerli Firmalar Desteklenmiyor

Getirilen değişikle lisans alamayan firmaların teminatlarının tazmin edilmek yerine teminat mektuplarının iptal edildiğine dikkat çeken Akay, “Kanun teklifinde ayrıca, yatırımları gerçekleştiremediği için, tamamlayamadığı için ön lisans alamayan, üretim lisansı alamayan veya lisans alamayan firmaların teminat mektuplarının iptali söz konusu. Normalde bunların irat kaydedilmesi gerekir. Bir kamu kurumuna ihaleye girdiğiniz zaman, geçici mektup verirsiniz. Kesin mektup veya avans teminat mektubu verdiğiniz zaman yükümlülüğünüzü yerine getiremezseniz bu mektuplar tazmin olur, fakat burada iptal ediliyor. Ben hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına hem de Sayın Komisyona soruyorum: Bu firmalar, hangi firmalar? Bu firmalar EÜAŞ tarafından desteklenemez mi? Hazine garantisiyle, dış kaynaklı projelerle, kredilerle bu firmalar desteklenip buradaki yenilenebilir enerji üretimini yerli firmalarımıza yaptıramaz mıyız?” dedi.

Milli Servetimizin Ülkemizde Kalması Gerekiyor

Bir taraftan tasarruf tedbirlerinden bahsedilirken diğer taraftan da ülke kaynaklarının heba edilmesiyle karşı karşıya olunduğuna değinen Milletvekili Akay, “Yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık bir maden kaynağımız olduğu tahmin ediliyor. Bu millî servetin ülkemizde kalması, millî ve yerli firmalar tarafından maden ocaklarımızın, yenilenebilir enerji kaynaklarının işletilmesi gerekiyor, bu manada da kaynaklarımızın israf edilmemesi gerekiyor. Bu sebeplerden dolayı, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu kanun teklifine karşı oy kullanacağız.” şeklinde konuştu.