Karabük’te 9 Bin 481 Kişi “İmar Barışı”ndan Yararlandı

Karabük’te 9 Bin 481 Kişi “İmar Barışı”ndan Yararlandı

Yayın: 20.01.2021 22:29
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te, İmar Barışı kapsamında 9 bin 481 kişiye yapı kayıt belgesi düzenlendiği, 71 milyon 272 bin 236 lira tahsil edildiği açıklandı.
Karabük Valisi Fuat Gürel, kurum ziyaretleri kapsamında Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hasan Öztürk’ü ziyaret ederek, 2020 yılı içinde yapılan çalışmalar ve 2021 yılı için planlanan projelerle ilgili bilgi aldı.
İl genelinde 4 adet doğal sit alanı olduğunu, bu alanların Yenişehir Mahallesi Doğal Sit Alanı, Safranbolu Doğal Sit Alanı, Eskipazar Akkaya Hamamı Doğal Sit Alanı, Karabük Bartın Yolu Doğal Sit Alanı olduğunu ifade eden Öztürk, Karabük merkez Safranbolu ve Yenice ilçelerinde 186 adet kırmızı plakalı ve 26 adet anıt ağacın bulunduğu belirtti.
Bu ağaçlarla ilgili olarak her türlü bakımlarının müdürlük imkanları ile yapıldığını aktaran Öztürk, yapılan işlemlerle ilgili raporun hazırlanarak Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonuna sunulduğunu ifade etti.

72 milyon 272 bin 236 lira tahsil edildi
Karabük, Kastamonu, Zonguldak, Bartın ve Bolu illerindeki tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile ilgili 78 konunun görüşüldüğünü, Kastamonu ve Bartın’da 2, Bolu’dan 4 Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının değerlendirildiğini vurgulayan Öztürk, İmar Barışı kapsamında 9 bin 481 kişiye Yapı Kayıt Belgesi düzenlendiğini, 71 milyon 272 bin 236 TL tahsil edildiğini kaydetti.
İmar Barışı kapsamında yapı kayıt belgesi denetimlerinin devam ettiğini, bakanlığın yazısı gereği 257 usulsüz yapı kayıt belgesi başvurusunun iptal edilerek Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu açıklayan Öztürk, yapı denetim kanunu kapsamında denetimi tamamlanan 2 bin 349 adet yapı olduğunu, yapımı devam eden bina sayısının 530 ve toplam inşaat alanının 365 bin 856 metrekare olduğunu ifade etti.
Öztürk, 2020 yılında 38 adet Yapı Mühendislik Yetki Belgesi verildiğini, Müteahhitlik Yeterlilik Sistemine 112 adet kayıt ve 9 adet denetim gerçekleştirildiğini, ayrıca Piyasa Gözetimi ve Denetimi kapsamında 32 adet denetim gerçekleştirildiğini kaydetti.
İl genelinde toplam 25 adet riskli bina bulunduğunu 2020 yılında 15 binanın yıktırıldığını kaydeden Öztürk, 2020 yılında Milli Eğitim Müdürlüğü için 30, İl Jandarma Komutanlığı için 8, Safranbolu 125. Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı için 2, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü için 1 adet olmak üzere 41 adet yaklaşık maliyet ve yine kamu kurum kuruluşları için 79 adet keşif özeti ve teknik rapor hazırlandığını belirtti.
Çevre yönetimi ve denetimi çalışmalarında hava, su, toprak, gürültü, atık, ÇED izin lisans uygunluk anlamında 155 adet, 161 adet de egzoz denetiminin yapıldığını vurgulayan Öztürk, sıfır atık kapsamında 105 kurumun sisteme geçiş yaptığını, 3 bin 823 kişiye bu kapsamda eğitim verildiğini, 101 adet ekipmanın yerleştirildiğini, 1 adet birinci sınıf atık merkezi kurulduğunu, 5 adet ise mobil atık getirme merkezinin olduğunu ve 526 ton atık toplandığını belirtti.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Süper metan salımlarının tespiti yapay zeka sayesinde hızlanıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Hollanda Uzay Araştırmaları Enstitüsü (SRON) Kıdemli Araştırmacısı Prof.Dr. Ilse Aben, küresel ısınmaya neden olan ve “süper salıcılar” olarak adlandırılan büyük boyuttaki metan salımlarının tespitinde uydulara ek olarak yapay zekanın kullanıldığını ve bunun işleyişi hızlandırdığını söyledi.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından küresel ısınmanın yüzde 25’inden sorumlu gösterilen metan gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar 2020'ye kıyasla yüzde 30 düşürülmesi için 150'den fazla ülke taahhütte bulundu.

BM, bu ülkelerin metan emisyonlarını azaltmasına destek olmak için 2021 yılında Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi'ni kurdu.

Hem doğal kaynaklardan hem de insan faaliyetleri sonucu atmosfere yayılabilen metan gazının ana kaynaklarından birini enerji sektöründeki faaliyetler oluştururken Uluslararası Enerji Ajansına (IEA) göre petrol ve doğal gaz sektöründen kaynaklanan metan salımı en çok sızıntılar nedeniyle yaşanıyor.

Metan emisyonlarıyla mücadelede özellikle “süper salıcılar” (super emitters) olarak adlandırılan devasa metan gazı sızıntılarının tespiti önem taşırken çok büyük miktardaki bu sızıntılar özellikle petrol, doğal gaz ve kömür üretiminin gerçekleştiği sahalarda görülüyor ve haftalarca devam edebiliyor.

İstatistik portalı Statista verilerine göre 2022'de en fazla süper salım, tamamı petrol ve doğal gaz kaynaklı olmak üzere 184 vakayla Türkmenistan'da görüldü. Bu ülkeyi, 155 vakayla Hindistan ve ABD izledi. Hindistan'daki süper salımların birçoğunun kaynağı çöp sahaları olarak belirlenirken ABD'deki vakaların kaynağında petrol ve doğal gaz çalışmaları öne çıktı.

Atmosfere ciddi anlamda metan yükü bırakan süper salıcıların tespiti uydular aracılığıyla yapılan gözlemlerle mümkün olabilirken bu uydu hizmetini sağlamak için küresel çapta girişimler bulunuyor. Avrupa Birliği (AB) Uzay Ajansının Sentinel-5 Precursor adlı uydusunun verileriyle çalışmalar yürüten TROPOMI (Troposferik İzleme Aracı) programı, bu girişimler arasında en kapsamlı veriyi sağlayanlardan biri olarak gösteriliyor.

SRON'daki kıdemli araştırmacılık görevinin yanı sıra TROPOMI programının eş baş araştırmacısı olan Prof.Dr Ilse Aben, uyduların metan sızıntılarını tespit etmesindeki rolünü AA muhabirine anlattı.

– “Sızıntıları önlemek firmalara da katkı sağlar”

Uyduların, metan sızıntısı ölçümlerini, atmosferden geçen güneş ışığının dalga boyu üzerinden yaptıklarını belirten Aben, “Metan ya da diğer moleküller ışığı emerler ve bu ışık üzerinde belirli bir parmak izleri kalır. Sonrasında bu ışınlar yer yüzeyinden uzaya yansır. Biz de bu ışınların renklerinden ölçümleri gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Aben, uydular aracılığıyla dünyanın her yerinden, her boyuttaki metan emisyonuna dair veriler elde edebildiklerini, süper salım yapan noktaların yoğunlukla petrol ve doğal gaz üreten bölgeler ile kömür madenciliği ve çöp sahaları olarak karşılarına çıktığını kaydetti.

Bu sızıntıların önüne geçilmesinin özellikle petrol ve doğal gaz üreten firmaların gelirlerine katkı sağlayacağına dikkati çeken Aben, “Petrol çıkarmayı hedefleyen şirketlerin çalışmalarından da gaz yayılıyor. Bu şirketlerin temel amaçları petrol çıkarmak ama çıkan gazı yakalasalar onu da satabilirler. Doğal gaz şirketleri ise zaten doğal gaz çıkarıyorlar, aslında her sızıntı onlar için birer kayıp demek.” tespitinde bulundu.

– BM ülke ve şirketleri bilgilendirip uyarıyor

Uydular sayesinde ilk defa küresel ölçekte süper salıcıların nerede olduğunu görebildiklerini ve bunun bir devrim olduğunu dile getiren Aben, “Daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Bu kadar çok sayıda olduklarını ve bu kadar büyük olduklarını bilmiyorduk.” ifadelerini kullandı.

Aben süper salımların tespiti sonrası işleyen süreci şöyle özetledi:

“Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi bir metan uyarı sistemi kurdu. Bu sistem tamamen süper yayıcılar üzerine ve verileri de uydular üzerinden alıyorlar. Biz tam olarak neyin sızıntı yaptığını tespit ediyoruz, onlar da bundan sorumlu olan şirkete ya da hükümete ulaşıp durumu iletiyorlar. Bu durum hakkında ne yapacaklarını ve onlara nasıl yardımcı olabileceklerini soruyorlar. Bu işleyiş aslında geçtiğimiz aralık ayında aktif olarak hayata geçirildi, henüz çok yeni bir uygulama. Biz bilim insanları olarak birkaç yıldır sızıntıların kaynaklarını arayıp durumu bildiriyorduk. Ama tahmin edeceğiniz üzere bir bilim insanı Orta Asya'daki birini arayıp 'Bakın sizin bir sızıntınız var.' dediğinde hiç bir şey olmuyordu.”

Uygulamanın başladığı 1 Aralık 2023'ten bu yana BM tarafından ülke ve şirketlere 127 uyarı gönderildiği ve bu uyarılar sonrasında şu ana kadar sadece 1 sızıntının önlendiği bilgisini veren Aden, sürecin hızlandırılması ve daha fazla sızıntının giderilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu sızıntılar sonucu atmosfere devasa boyutlarda metan yayıldığının altını çizen Aben, “Eğer metan gazı salımlarını düşürmek için bir şeyler yapılması hedefleniyorsa süper salıcılar konusunda bir şeyler yapılması aslında çok kolay ve etkili bir adım olacaktır.” sözlerini sarf etti.

– Yapay zeka katkısı

Uydular aracılığıyla elde edilen verilerin değerlendirilmesi sürecinde yapay zekadan faydalandıklarına değinen Aben, şöyle devam etti:

“TROPOMI her gün milyonlarca gözlem yapıyor. Dolayısıyla bu gözlemler arasında süper salımları tespit etmek için etkili bir yönteminizin olması gerekiyor. Biz de bu noktada yapay zekayı, tespit edilen tüm noktaları tanıması üzerine eğittik. Doktora öğrencilerimizden biri bunu yapabilen bir model geliştirdi. Bu çalışmalar yapay zeka olmadan da sadece uydularla yapılabilirdi ama belirli bir noktada bunu makine öğrenimi ile yapmaya karar verdik. Aksi halde bu çok fazla zaman alıyordu ve yapay zeka aslında büyük bir fark oluşturdu.”

Yapay zekanın bu alana entegre edilmesi üzerine çeşitli girişimler olduğundan bahseden Aben özellikle Google ve Planet gibi haritalama verilerine sahip kurumların teknolojilerinin bu alana adapte edilmesiyle bu sızıntıların tespitinin daha hızlı yapılacağı değerlendirmesinde bulundu.