Bölgenin Sesi Gazetesi
 

Karabük’te “Sol” Var Mı.?

Yayın: 12.05.2015 08:37
Paylaş:
A+ A-

31 Mart 2009 tarihli Bölgenin Sesi Gazetesinde Karabük’te sol kavramını Her Telden köşesinde Sayın Ahmet Gölbek gündeme getirmişti…
Bu konuyla ilgili değerlendirmesini son yerel seçimde CHP’nin aldığı oylara göre yapmış.
Şu soruyu yöneltmiş…
“Karabük’te sol bitti mi /bitirildi mi?”
Konuyla ilgili ikinci bir sorgulama/araştırma Şubat 2010’da Karabük’ün Siyaset Karnesi başlığı altında yayımlanan seri yazılarda Batı Karadeniz Ekspres Gazetesindeki köşesinde değerli eğitimci Sayın Harun Ünlü tarafından yapılmış.
Soruna teorik / kuramsal çerçevede yaklaşan Sayın Harun Ünlü bu konudaki düşüncelerini şöyle belirtmiş:
”Siyasal anlamda bakıldığında,genel kabul görmüş siyasal kuramlara göre emek/yoğun yerleşimlerde siyasal eğilim,sol ağırlıklıdır.
Özellikle kapitalist üretim ilişkilerinin sağ politikalarla iç içeliği değerlendirilirse,Karabük gibi ağır sanayi işçisinin sayısal gücü yüksek olan kentlerde,sol beklentinin güçlü olması gerekmektedir.
Ancak ilginçtir,Karabük bu kuramı tersine çeviren bir siyasal süreç yaşamıştır.Çok partili dönemin toplamında(1977-1980 aralığı dışında)yerel seçimlerde belediye başkanlıklarını sağ partiler kazanmışlardır.”
Sayın Harun Ünlü’nün Karabük’ün Siyaset Karnesi’ne yönelik yaptığı başka bir ilginç tespiti de Karabük’te ki sağ seçmenin alternatif olarak başka bir sağ partiyi seçmesini işaret etmesidir.
1983 seçimlerinden başlayarak Anavatan Partisi,bu partinin Demir-Çelik İşletmeleri ile ilgili politikalarını benimsemeyen Karabüklülerin Doğru Yol Partisi’ne kayması,daha sonra Refah Partisi,ardından da Adalet ve Kalkınma Partisine oy vermesi bunun güçlü kanıtını oluşturmaktadır.
Oysa sağ partinin alternatifi sol parti olması gerekirken Karabük’ün tarihinde böyle bir durum görülmemektedir.

Öncelikle şunu belirtelim ki Karabük’te siyasi iradeyi belirleyen güç olarak “sol” hiçbir zaman olmadı…
Türkiye’nin ağır endüstri fabrikasının kurulduğu Karabük’te Soğuk Savaş döneminde,devletin sürekli gözetiminde bulunan bu kentte, işçilerin proleterleşmesine hiçbir zaman izin verilmedi.
Nedir proleterleşme dersiniz onun üzerinde duralım:
Emeğinden başka dayanacak hiçbir gücü olmayan deyim yerindeyse bıçağın sırtındaki işçi sınıfı.
Mülksüz durumdaki ,özel mülkiyete sahip olmayan emekçiler topluluğu…
Karabük’te işçi sınıfını bu açıdan inceleyelim.
İncelemeye çalışalım…
Ne demiştik.?
Karabük’te işçi sınıfı hiçbir zaman proleterleşemedi.
İlgililer ve yetkililer Soğuk Savaş döneminde,Sibirya’dan Türkiye’ye komünizm gelmesin diye özel olarak Karabük’ü denetim altında tuttular.
Neden böyle bir gözetime gerek duyuldu?
Sovyet Rusya’nın Stalin döneminde başlattığı ,Çarlık dönemini anımsatan/ona bir anlamda rahmet okutan Ruslaştırma politikası,tedirginlik yarattı.
Türkiye’de komünizmin taraftar bulması bizim Sovyet işgaline uğramamız demekti.
1945’te Tan Matbaası Olayı bu koşulda gerçekleşti.
Sovyet yanlısı yayın yapıyor diye Zekeriya Sertel’e ait gazete idare merkezi yağmalandı
Potsdam Konferansında Stalin Rusya’sının boğazlarda üs ve serbest geçiş hakkı istemesi bizi A.B.D’ye ve onun politikalarına iyice muhtaç kıldı.
Stalin Sosyalizm ve komünizm adına Macaristan ve Polonya’da ve Doğu Almanya’yı işgal edip bir Demir Perde oluşturunca kaygılar iyice artmaya başladı.
Böyle bir ortamda Karabük’te nasibini aldı.
Bu gidişat karşısında işçi sınıfının proleterleşmesine izin verilemezdi.!
Verilmedi de…
Demir Çelik Fabrikalarında çalışan işçilerin,maaşlarının dışında %25 ikramiye/prim adıyla para alması önemsenmesi gereken bir durumdur.
Hiçbir neden yokken işçiye pirim neden verilir?
Elbette beklenen üretimden fazla bir artış/ değer elde edildiği zaman.
Böyle bir durum olmadığı halde Karabük’te işçi sınıfına neden prim/ikramiye almaya hak kazandırılmıştır.?
Hiç düşündünüz mü?
Eğer işçi sınıfı refah içinde olmazsa,mülksüzleşirse ,sol ideolojilerle temasa girip emek mücadelesine girebilir.
Bu durum sol düşüncenin Karabük’te kurumsallaşmasına/taraftar bulmasına yol açabilirdi.
Sol görüşlü sendikaların Karabük’te tutunmasına bunun için izin verilmedi.
1966-1968 yıllarında 15 günde bir yayımlanan ,sol görüşlü ,Türkiye Maden-İş Sendikasının yayın organı olarak çıkan,SENDİKA gazetesinin nüshalarına baktığınızda bu durumun değerlendirmesini net olarak yapabiliyorsunuz.
Karabük’te solu tartıştığınızda en ilginç örnekleme kuşkusuz 137 gün süren grevdir.
1 Mayıs-17 Eylül 1989 tarihleri arasında gerçekleşen bu grev sırasında hiçbir üzücü olay kentte yaşanmamıştır.
Başka ülkelerde hiçbir işçi grevi bu şekilde sükunetle sona ermemiştir.
Mutlaka tarihe iz bırakacak mühim olaylar olmuştur.
Karabük işçisinin bu efendiliği acaba nereden kaynaklanmaktadır?
Bu ve bu gibi sorulara yanıt vermeye çalıştığınızda Karabük’te sol düşüncenin ne anlamda var olduğunu görebiliyorsunuz.
Karabük ,soğuk savaş döneminden kalma kavramlarla söyleyecek olursak sağ görüşlü/liberal bir kenttir.
Tarihe bakacak olursak geçmişte;
Demokrat Partinin kalesidir.
Adalet Partisi’nin kalesidir.
Anavatan Partisi’nin kalesidir.
Doğru Yol Partisi’nin kalesidir.
Refah Partisi’nin kalesidir.
Şimdi de…

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ticari araç pazarına TEMSA Finans takviyesi

Yayın: 23.09.2023 08:24
Kaynak: AA
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – TEMSA ve ALJ Finans, Türk ticari araç pazarında tüketicilerin finansmana erişimini kolaylaştıracak TEMSA Finans uygulamasını hayata geçirdi.

TEMSA'dan yapılan açıklamaya nazaran, TEMSA'nın Türkiye'deki tüm otobüs ve midibüs yetkili satıcılarını kapsayan muahede kapsamında, müşteriler, TEMSA markalı otobüs ve midibüs alımlarında banka kredisi dışında bir alternatife sahip olacak.

Otomotiv kredisi başta olmak üzere, tüketicilere farklı alanlarda sunduğu finansman paketleriyle 2023 Haziran prestijiyle Türkiye'de 2,3 milyar TL'lik bir kredi büyüklüğüne sahip olan ALJ Finans ve TEMSA ortasındaki iş birliğiyle TEMSA Finans markasıyla hayata geçen uygulama, TEMSA müşterilerinin ticari araç finansmanına bayi üzerinden erişimi hızlandırıp kolaylaştırırken, banka dışı farklı bir finansman alternatifi sunacak.

Geçen ay içinde pilot uygulamalarına başlayan ve 25 Eylül prestijiyle TEMSA'nın Türkiye'nin dört bir yanında bulunan otobüs ve midibüs yetkili satıcılarının tümünü kapsayan ağda TEMSA Finans markasıyla uygulamaya başlanan iş birliği, TEMSA markalı otobüs ve midibüs alımlarında kullanılabilecek.

Tüketici, süreçler sırasında anlık olarak krediye erişebilecek. Böylelikle kimi vakit kesimdeki hareketliliği olumsuz formda etkileyen uzun kredi tahsis süreçlerinin önüne geçilecek. Ayrıyeten TEMSA müşterilerine, bankalardaki kredi limitleri dışında yeni kredi limiti oluşturulacak.

– “TEMSA Finans ile müşterilerimize, sürecin her anında yanlarında olduğumuzu hissettiriyoruz”

Açıklamada görüşlerine yer verilen TEMSA Üst Yöneticisi (CEO) Tolga Kaan Doğancıoğlu, müşteri odaklı düşünmenin TEMSA ekosisteminin temelinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bu yaklaşımı araçların dizaynından satış süreçlerimize, pazarlamadan satış sonrası hizmetlerimize kadar kararlı formda uyguluyoruz. ALJ Finans ile hayata geçirdiğimiz bu muahede da bu yaklaşımımızın net bir göstergesi. TEMSA Finans ile birlikte biz aslında müşterilerimize, sürecin her anında yanlarında olduğumuzu hissettiriyoruz. Çok geniş bir eser gamı ile müşterilerimizin muhtaçlıklarını karşılıyoruz. Artık onlara finansman konusunda da farklı bir alternatif sunuyoruz. Başka yandan, biz müşterilerimizin finansmana erişimini kolaylaştırarak, aslında hem ticari araç dalında bir hareketlilik yaratılmasına hem de müşterilerimizin filolarını yenilemelerine ve bu sayede çok daha çevreci araçları yollara çıkarabilmelerine imkan sağlıyoruz. Bu kapsamda, TEMSA Finans'ın yalnızca bir finansman projesi olarak değil, dokunduğu farklı alanlarla bir sürdürülebilirlik ve mobilite projesi olduğuna inanıyoruz.

Türkiye, uzun yıllardır Avrupa'nın en kıymetli ticari araç üreticisi unvanına sahip. Üretim tarafındaki bu gücümüzü, ülkemizin ve insanımızın hayatını kolaylaştırmak, onlara daha konforlu ve daha inançlı tahliller sunmak için kullanmayı kesimin öncelikli sorumluluğu olarak görüyoruz. Bugün fabrikalarımızda, çoğunlukla yerli teknolojilerle üretmeyi başardığımız yeni jenerasyon birçok aracımızı günlük hayatlarımızda daha çok görebilmemiz için finansman alternatiflerinin çoğaltılması da büyük değer taşıyor. TEMSA olarak, bu üzere uygulamalarla burada üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye ve tahlilin bir modülü olmaya uğraş ediyoruz. Bu kapsamda, bu alandaki deneyimi ve finansal gücüyle yanımızda olan, bu projeyi Türk ticari araç kesimine bir katkı olarak gören ALJ Finans’a da teşekkürlerimi sunuyorum.”

ALJ Finans Genel Müdürü Volkan Döşoğlu ise marka olarak uzmanlaştıkları otomotiv kredilerinde segment yelpazelerini genişletmek istediklerini aktararak, “Finansal deneyimlerimizi otomotiv dalının tüm paydaşları ile paylaşmak istiyoruz. TEMSA ile gerçekleşen bu iş birliği bizim için başka bir değer taşımakta. TEMSA ile ticari araç finansına başlıyoruz. Ayrıyeten, bir markanın tahlil ortağı olmak da bizi ayrıyeten şad ediyor. ALJ Finans olarak bu tıp iş birliklerimizi daha da arttırmak marka portföyümüzü genişletmek isteğindeyiz.” sözlerini kullandı.