Karabük…
Cumhuriyet kenti olarak…
Kuruluşuna binaen.
Kendi ölçeğinde..
“İlk” karizmatik örnektir.
Ancak;
Büyük bir çoğunluk böyle bir örneğin “ilkliğinden” habersizdir.
Haberi olanlar da bunun tarih içindeki önemini kavramış değildir.
Kavrayanlar da bu gerçekliğe göre hareket etmemişlerdir.
Şimdi..
Karabük geçmişine bakınca bir takım konularda kendini aşmak zorundadır.
Bu hayati bir zorunluluktur.
Sahipsiz kent görüntüsünden kurtulmak için kendi açılımını kendisi yapmak durumundadır.
Başka çaresi de kalmamıştır.
Çünkü ortada tarihi bir zorunluluk var.
Cumhuriyet kenti olmak.
Ağır sanayi ve endüstrinin başkenti olarak tanınmak
Bu Türkiye’de sadece Allah’ın bize sunduğu bir lütuf…
Bu artıyı görmemek değerbilmezlik olur.
Kentin halini görenler soruyor.
Neden bu hallere düştü diye…
Sayıyoruz…
Daha doğrusu hangi birisini sıralayalım diyoruz.
Sahipsizlik…
Duyarsızlık
Umursamazlık…
İlgisizlik….
Rantiyecilik…
Maşallah
Ne ararsan var.!
Biraz daha gerilere gidip gerçekleri sıralamaya kalkarsak..
Şöyle bir sonuçla karşı karşıya kalıyoruz.
Kentin zenginliği,tarihsel gelişim süreci içinde yöre için kullanmamak
Bu kentte gözünü açanlar,kazananlar çoktan buraları terk ettiler.
Gittikleri yerin burjuva sınıfını oluşturdular…
Yani…
Karabük sermaye yitimine uğradı.
O nedenle;
İçerlenmesi gereken esas husus budur.
Kent kıymetini bir türlü ortaya koyamadı.
Tarihten gelen gücünü ileriye taşıyamadı.
Bugün bu kenti neden sürekli tartışma konusu yapıyoruz.?
Neden sahipsiz kent lafzını tekrarlıyoruz.
Güçlü bir burjuva sınıfı olmadığı için tabi ki…!
Bu nedenle…
Siyaset üzerinde baskı oluşturamayınca
Bir türlü iş bitirici olamıyoruz.!
Doğrucu Davut
Karizma yerlerde