KBÜ’de Biyomimetik Akıllı Yılanımsı Robot Geliştirildi

KBÜ’de Biyomimetik Akıllı Yılanımsı Robot Geliştirildi

Yayın: 09.05.2024 10:44
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi Makine Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi Murat Gökmen, gerçek bir yılanı model alarak 3 boyutlu yazıcıyla zorlu çevre koşullarında hareket kabiliyetine sahip keşif, gözlem, araştırma, tıp  ve askeri amaçlı kullanılabilecek “Biyomimetik Akıllı Yılanımsı Robot” olan “BİYROT 01” i üretti.

Ankara Medipol Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Direktörü Dr. Öğr. Üyesi Cevat Özarpa danışmalığında, Karabük Üniversitesi Makine Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi Murat Gökmen, KBÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen, “Biyomimetik Tasarım ile Akıllı Yılanımsı Robot Tasarımı ve Uygulaması” projesi kapsamında Yılanımsı Robot BİYROT 01’i geliştirdi.

Yılan model alınarak yapılan ve yüksek hareket kabiliyetine sahip olan Yılanımsı Robot BİYROT 01, üzerinde bulunan sensörler sayesinde gerçek bir yılan gibi engellere takılmadan hareket edebilme özelliği sayesinde araştırma, gözlem, inceleme, keşif, tıp ve askeri amaçlı olarak kullanılabilecek. Bu alanda Türkiye’de yapılan ikinci çalışma olan robot, biyolojik yılanın yaptığı hareketlerin tamamını yapabilmekle birlikte yılan tarafından yapılamayan iki hareketi de gerçekleştirebiliyor.

 

Gökmen, arama ve kurtarma çalışmalarında kullanılmak üzere bir robot geliştirme projesini başlattıklarını açıklayarak, “Bu projeye başlama nedenlerimizin bir tanesi 6 Şubat’ta yaşadığımız hazin vakaydı. Orada şunu gördük, arama kurtarma faaliyetlerinin yetersiz olduğunu ve biz bu yetersizlikten dolayı ne gibi bir çözüm üretebileceğimizi, mühendislik anlamında neler yapabileceğimizi düşündük ve akabinde arama kurtarma faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde ve daha hızlı bir şekilde görev ifa edecek bir robot düşündük. Bundan dolayı böyle bir çalışma yaptık” dedi.

BİYROT 01 adını verdikleri proje kapsamında “Biyomimetrik Akıllı Robot” geliştirme çalışmalarını sürdürdüklerini açıklayan Gökmen, “Ülkemizde hemen hemen yok denilebileceği kadar az. Şu an ülkemizde bu konu hakkında yapılmış bir çalışma var. Fakat bizim çalışmamız, yapılan çalışmaya nazaran farklılık göstermektedir. Bizim çalışmamızın özellikle robotumuzun hareket kabiliyetinin ve kullanım kolaylığının aynı zamanda hareket çeşitlerinin olmasından dolayı bu alanda ilk diyebileceğimiz bir çalışma oldu. Fakat dünyada da keza bunun örnekleri olmakta” diye konuştu.

 

BİYROT 01’in farklı çalışma alanlarında da kullanabileceğini ifade eden Gökmen, “Arama kurtarma faaliyetleri için geliştirdiğimiz BİYROT robotumuzun tasarım esnekliğinden dolayı biz farklı çalışma alanlarında da farklı çalışma görevlerine de kullanabilmekteyiz. Örnek vermek gerekirse boru içi denetimlerde, insanların giremediği dar ve kısıtlı olan bölgelerde çok rahat bir şekilde kullanabiliriz. Askeri alanda özellikle savunma sanayinde kullanabiliriz ki zaten ileriye dönük çalışmalarımızın başında savunma sanayinde iş yapacak ya da savunma sanayinde görev yapacak bir robot da yapmayı düşünüyoruz” diye konuştu.

Gökmen, robotun sadece arama-kurtarma faaliyetlerinde kullanılmadığını dile getirerek, “Aynı şekilde depremzedelere faydalı yük taşıyarak, özellikle ihtiyacı nazarına olan, iletişimi sağlayacak olan herhangi bir telsiz, iletişimi sağlayacak olan bir telefon yahut ihtiyacı olan ilaçları da modüler yapısıyla modüllerine eklediğimiz vakit depremzedeleri de ulaştırmayı düşünüyoruz. Sadece deprem değil, doğal afetlerin hemen hemen hepsinde kullanılabilecek. Toprak kayması, göçük ya da heyelan gibi olanlarda ya da bina çökmesi gibi durumlarda kullanmayı düşünüyoruz” dedi.

Geliştirdikleri BİYROT 01’in toplamda 11 parçadan oluştuğunu, 9 farklı eklemi bünyesinde barındırdığını ifade eden Gökmen, “Bu 9 eklemin kontrolü için 9 adet servo motor kullanıldı. Robot, 5 eksen üzerinde hareket kabiliyetine sahiptir. Robot, eklemeli imalat yöntemlerinden biri olan 3D yazıcılarla %30 doluluk oranında üretilmiştir. Yapılan tasarım çalışmaları sonucunda enerji ve ağırlık tasarımında %50’ye yakın bir tasarruf sağlamış olduk” şeklinde konuştu.

Robotun iki farklı baş kısmına sahip olduğunu ifade eden Gökmen, ön kısımda kamera ve sensörlerin yer aldığını, arka kısımda ise güç sistemlerinin konulabileceğini dile getirdi. Gökmen, bu tasarımın, farklı görev sistemlerine uygun olduğunu gösterdiğini belirtti.

Çevre koşullarına göre görev ifa edebilecek yapay zeka ile destekli bir robotu da yapmak istediklerini belirten Gökmen, “Şu an robotumuz manuel olarak kontrol edilebilmekte ama bizim ileriye dönük çalışmalarımızda bizim esas itibarıyla yapmak istediğimiz otonom bir robot, kendi kendine karar verebilen, kendi karar mekanizmasını oluşturabilen ve görev icabında bulunduğu çevre koşullarına göre görev ifa edebilecek yapay zeka ile destekli bir robotu da yapmak istiyoruz” diye konuştu.

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Arıcılıkta 50 yılı geride bırakan emekli öğretmen, bilgilerini yeni nesillere aktarıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.05.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – ORHAN KUZU – Karabük'te yaşayan emekli öğretmen Ahmet Çetin, öğretmenlik yıllarında başladığı arıcılıkta yarım asrı geride bıraktı.

Eflani ilçesi Gökgöz köyü Topuzlu Mahallesi'nde arıcılık yapan 74 yaşındaki Çetin, Bolu Erkek İlköğretmen Okulundan 1969'da mezun oldu.

Anadolu'nun çeşitli illerinde öğretmenlik yapan Çetin, 1974'te Eflani ilçesinin Karlı köyü ilkokulunun bahçesinde arıcılığa başladı.

Öğretmenlikten 1995'te emekli olan Çetin, arıcılık faaliyetlerini sürdürdü.

Çetin, 50 yılı geride bıraktığı arıcılığın yaygınlaşması için 18 yıldır il ve ilçe tarım müdürlükleri ile halk eğitim merkezlerinde düzenlendiği kurs ve seminerlerle katılımcılara teorik ve pratik bilgiler aktarıyor.

– “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir”

Ahmet Çetin, AA muhabirine, arıcılığa başladığı yıllarda öğretmenlerin ya hindi yetiştirdiğini ya meyvelik kurduğunu ya da arıcılık yaptığını söyledi.

O yıllarda daire amirleri ve müfettişlerin köy okullarındaki öğretmenleri üretim yapmaya teşvik ettiğini aktaran Çetin, “Üreticilik yapan öğretmenler yazın okulları terk etmezler, bahçede üretim yaparken okulun tesislerini geliştirirler, örnek çalışmalar yaparlardı. O ortamda başladık. O gün bugündür 50 yıl geride kaldı.” dedi.

Çetin, o yıllarda arıcılığı geleneksel yöntemlerle yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Daha sonra bilimsel verilere ulaşabilmek için seminerler, kurslar, arıcılıkla ilgili kitap ve yayınlara ulaşmaya çalıştık. O gün bugündür devam ediyoruz. 2004'te Karabük Arıcılar Birliğini kuruncaya kadar el yordamıyla kendi kendimizi geliştirdik. Arıcılar birliğinin örgütlenmesiyle birlikte bilimsel verilere ulaşmak çok daha hızlı oldu. Tartışmalara, ulusal ve uluslararası düzeydeki kongrelere ve sempozyumlara katıldık. Birikimlerimizi paylaştık, uzmanları dinledik. Onların bilgilerinden faydalanmaya çalıştık.”

Bugün Türkiye'de arıcılıktaki standartların yükseldiğini dile getiren Çetin, Türkiye'nin bal veriminin arttığını, ülkenin yıllık bal üretiminin 100 bin tonu geçtiğini kaydetti.

Çetin, tarımsal ilaçlama ve çevre kirliliğinin olmadığı bölgenin arıcılık için elverişli olduğuna işaret etti.

Arıcılığa 50 yıldır katkıda bulunmaya çalıştığını belirten Çetin, daha çok kişinin bu alana yönelmesi ve bu faaliyeti bilimsel veriler ışığında yapması için kurs ve seminerler düzenlediğini anlattı.

Çetin, uygulamalı eğitimlerin olumlu yansımalarının görüldüğünü aktararak, gerek arı hastalıklarının azalması gerekse bal verimindeki artışların buna bağlanabileceğini söyledi.

Arıların önemine değinen Çetin, “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir. Arıların olmadığı yerde tarımsal verim olmaz. Arıcılık yapan genç kardeşlerimiz aslında doğrudan tarımsal üretimin de artışına katkı sağlamış oluyorlar. Arıcılığa meraklı olan genç arkadaşlarımızı kutluyorum.” diye konuştu.

Çetin, arı sağlığına zarar verecek kontrolsüz tarımsal ilaçlamaları doğru bulmadığını vurgulayarak, “Üreticilerimiz aslında fazla ürün almak amacıyla bu tür çalışmalara giriyorlar ama bir taraftan da arı sağlığını bozan bu tür ilaçlar aslında tarımda verimi düşürüyor.” dedi.