Kentin Ruh Hali…!

Kentin Ruh Hali…!

Yayın: 29.12.2015 08:35
Paylaş:
A+ A-

Bir kentin ruh hali olur mu?
Tabii ki olur…
Çünkü kentler içindeki varlıklarıyla canlıdır.
Kentlere hayat veren en önemli varlıklar insanlardır.
İnsanların ruh hali bir anlamda kentlerin ruh halini yansıtır.
Yani…
Kentler insanların aynasıdır.
İnsanları gözlemleyerek kentin bir çok özelliğini kavrayabiliriz.
Karabük’ün bugünkü ruh halini tespit etmekte yarar görüyoruz.
Bu noktada ilk tespitimiz şu…
Bu ruh halinin geçmişle hiçbir bağlantısı kalmamış durumda.
Tarihsel ortamın sürekli değişmesi bunda en büyük etkeni oluşturuyor.
İnsanlar şimdilerde geleceklerini farklı beklentiler üzerine kuruyorlar.
Gençlerde bu durum daha belirgin biçimde görülüyor.
Bu geçmişte kentimizde hiç görülmemiş bir durum.
Ruh hallerini etkileyen en önemli husus; toplum olarak üretici durumdan tüketici duruma düşürülmemiz.
Geçmişe baktığınızda Karabük üretici bir kenti idi.
İşçi ve emekçi olmak büyük bir meziyetti.
Fabrikada işçi olmak önemli bir statü kazanmak gibi bir şeydi.
Küreselleşen dünyada ,neo- liberalizmle birlikte Karabük’te değişime uğradı.
Bu kent artık eskisi gibi emekçi ve değer üreten bir kent değil.
Ekonominin merkezinde Üniversite ve okumak için gelen 40 bin öğrenci var.
Bu haliyle Karabük’e inşaat sektörü yön veriyor.
Ekonomi bu haliyle katma değer üretmiyor.
Bu çok önemsenmesi gereken bir durumdur.
İnsanlar önce köyden çeşitli bahanelerle kente göç ettirildiler.
Bunun sonucunda ilk önce köylerde üretim durdu.
Kente göç eden insanlar,yaşamak için iş bulmak zorundaydılar.
En düşük ücretle buldukları işlerde şöyle ya da böyle çalışmaya başladılar.
Karın tokluğu onlar için kente uyum göstermenin en büyük mükafatı idi.
Bir süre sonra istihdamda doygunluk yaşamaya başladı.
Bunun sonucunda düşük ücretle iş bulmak ta imkansızlaştı.
Bir de buna işten çıkarmalar eklendi.
Tüfek bulundu mertlik bozuldu sanki…
Kentin ruh hali birdenbire bozuldu.
Sormak gerekir.
Kente gelmiş,nüfusu artırmış,kalifiyesiz nitelikte bu insanlar şimdi ne yer,ne içerler.?
Onlara kimler sahip çıkar.?
Zaman zaman yaygın ve yerel medyaya yansıyan çirkinliklerin,kötülüklerin,fenalıkların ve hatta intiharların nedeni bu durum değil midir?
Kim ne derse desin.
Ortada bir gerçek var…
Tüketen toplum giderek tembelleşiyor.
Yapacak iş bulamadığı için kendini kolaycılığa teslim ediveriyor.
Ortaya bir değer ortaya koyamıyor.
İnsanlar bir iş yaptıklarını zannederek kendi kendilerini kandırmaya başlıyorlar.
Sorunları çözmede akılcı davranmıyorlar.
Kolaycılığı yaşam tarzı olarak benimsiyorlar.
Öze değil biçime önem veriyorlar.
En önemlisi de zamanın önemini kavramakta zorluk çekiyorlar.
Sizce psikoloji bu ruh haline ne der?

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Altınbaş Üniversitesi öğretim üyeleri sosyal sorumlulukla ilgili söyleşi gerçekleştirdi

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Altınbaş Üniversitesi, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile gerçekleştirdiği söyleşide sosyal sorumluluk konusunu masaya yatırdı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesinin düzenlediği söyleşide, evsiz bireylere yardım elini uzatan Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüleri ve öğretim üyeleri bir araya geldi.

Açıklamada söyleşideki konuşmasına yer verilen Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner, İşletme Fakültesi öğrencilerinin, Sosyal Sorumluluk ve Kariyer Planlama dersi kapsamında, gruplar halinde, derneğin günlük rutin faaliyetinde, yemeklerin paketlenmesi, taşınması ve dağıtılması sürecinde gönüllü olduklarını belirtti.​​​​​​​

Öğrencilerin, sistematik bir faaliyet dahilinde, dezavantajlı gruplarla iletişim kurarak sosyal fayda yaratılması ve gönüllülük ruhu hakkında deneyim kazandıklarını anlatan Güner, “Bu deneyimin, öğrencilere yaşam boyu benimseyecekleri ve uygulayacakları değer ve prensipleri kazandırdığına eminim. Umarım tüm öğrencilerimiz, yeni gönüllü faaliyetler başlatma için inisiyatif alacak, katılımcı olacak ve çevresine de bu etkiyi aktaracaktır.” ifadelerini kullandı.

Altınbaş Üniversitesi ​​​​​​​​​Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü​​ Öğretim Üyesi Dr. Deniz Akgül, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile ortak gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projesinde, öğrencileriyle birlikte 12'şer kişilik 3 grup halinde 3 akşam yemek dağıtımında aktif rol aldıklarına değindi.

Akgül, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Coşkulu katılımları, gönüllü olarak topluma hizmet etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir öğrenci, küçük bir katkının bile insanların hayatlarında fark yaratabileceğini deneyimledi. Ders kapsamında yapılan bu etkinlik, empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi. Öğrencilerimiz, birlikte çalışmanın ve bir amaç uğruna bir araya gelmenin getirdiği güçlü bağları hissetti. Bu deneyimin, onların gelecekte daha büyük toplumsal sorumluluklar almalarına ilham vermesini umuyorum.”

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Başkanı Evren Tüfekçi de dernek olarak Taksim'de Gezi Parkı civarında yaşamlarını geçiren, ufak kazançlar elde ederek hayatta kalmaya çalışan evsiz bireylere destek olmaya çalıştıklarının altını çizdi.

– “6 bin 430 gönüllümüz var”

Gönüllülüğün sürdürülebilir olmasına dikkati çeken Tüfekçi, “Perşembe günleri tek kişiydim yanıma bir kişi arıyordum. Ama 7 yılda gönüllü ağımız arttı, 6 bin 430 gönüllümüz var. Sizin gibi üniversitelerin, akademisyen ve öğrencilerin desteği bizim için önemli. Gönüllülerimizin yüzde 85-90'ı üniversite öğrencilerinden oluşuyor. İnsanın böyle erken bir döneminde bu farkındalığa varması bireysel gelişimleri ve gelecek hayatları için önemli. Kariyerlerin açısından da önemli. Bu sürecin liselilere kadar inmesi gerekiyor.”açıklamasında bulundu.

Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüsü olarak çalışan Altınbaş Üniversitesi öğrencisi Qasim Ali ise dernekle yaptığı faaliyetlerin empati kurmasına yardımcı olduğunu aktararak, “Beni derinden etkileyen şey ise bu modern dünyada tüm ayrıcalıklar ve kolaylıklara rağmen, insanların hala temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmeleriydi. Bu yüzden bu sosyal sorumluluk bilinci dersini ve Çorbada Tuzun Olsun deneyimini çok değerli buluyorum.” yorumunu yaptı.