Dilbaz “Kumar Bağımlılığı Ciddi Bir Hastalıktır ve İlaçla Tedavi Edilmelidir”
Kumar bağımlılığı, ülkemizde önemli bir sorun haline geldi. Pedagog Psikolog Peri Dilbaz, kumar bağımlılığının ciddiyetini vurgulayarak, bu hastalığın mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gerektiğini belirtti.
Pedagog Psikolog Peri Dilbaz, kumar bağımlılığının ciddi bir hastalık olduğunu ve mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gerektiğini vurguladı. Dilbaz; “Kumar bağımlılığı; çağımızın önemli bir sorunudur ve tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalıktır. Bir kere kumara başladı mı, devamı geliyor. Beyinde ödül sistemindeki bu hareketliliği artık kontrol edemez haline geliyorlar. Burada kimyasal bozulma yaşandığı için durdurulamaz bir duyguyla kumara yönelir, parası bitene kadar da oynar. Ne kadar bitirecek olsa da hep kazanacağını düşünerek zihnini meşgul eden senaryolarla yaşar. Tabi bu da bağımlılığa sebep oluyor. Şayet bu bağımlılık tedavi edilmez ise depresyondan anksiyete bozukluğuna kadar birçok ruhsal sorunlar oluşuyor. Hatta artan kumar bağımlılığı yok oluşlarla birlikte kişiyi intihara kadar sürüklüyor. Dipsiz bir kuyu gibi ama tedavisi mümkün. İyileşmesi için öncelikle kişinin kendinin bu hastalığını fark etmesi gerekir. Rehabilitasyonu bütün olarak sağlamak önemlidir. Tedavi için önce kişinin yüksek irade göstererek, bağımlılıktan kurtulmak istemesi ilk adımdır. Bunun yanında psikolog, psikiyatrist, psikoterapist gibi uzmanlarla bütüncül tedaviye gidilmesi gerekir. İlaçlı tedavinin yanında çevresinden ve ailesinden de tedavi sürecinde destek olunması beklenir. Ancak bütüncül bir yaklaşımla çözüme ulaşılabilir. Özellikle kısa yoldan para kazanmak ve lüks yaşamak için gençlerin bu bağımlılığa daha kolay kapıldığını görüyoruz. Oysaki gençler, çalışmak yerine kısa yoldan nasıl para kazanırım diyerek, oluşan zayıf yönlerinden bu bağımlılığa kolaylıkla yakalanıyor. Burada gençlerin kendilerine ben kimim? Parayla ilgili ne istiyorum? Nasıl para kazanmam lazım? Bu sorulara hayalleriyle barışık bir şekilde stratejik planlama yapacağı yer de kumar oynamayı tercih edebiliyor. Kişinin kendisiyle barışık olması ve bu tür yanlış yöntemlerle, eninde sonunda bir şekilde kaybedeceğini bilmesi gerekiyor. Kendisini kandırmaması çok önemlidir. Psikiyatr kumar bağımlılığını psikoterapi desteği ile ve ilaçlarla çözecektir. Ciddi bir hastalıktır. En önemlisi ise kişinin bu bağımlılığını bırakmak istemesidir. Kumar bağımlılığı veya ciddi hasar veren bir bağımlılığı varsa yakınlarının tedavi talebine olumsuz yanıt veriyorsa, o kişiyi bırakın bir duvara tostlasın. Sürekli parasını kaybediyor ve aile içinde sorun yaratıyorsa hem aile de hem de sosyal çevresinde güven ve itibar kaybı yaşayacaktır. Bağımlı olan kişilere asla para verilmemelidir. Bu insanları dışlamak da doğru olmaz ama davranışlarımızla tedaviye yönlendirebiliriz. Ailelere çok iş düşüyor. Çocuklarınıza paranın değerini küçük yaşta öğretmelisiniz. Çocuğunuzun parayla ilişkisini düzgün bir şekilde ifade ederseniz, lüzumsuz ve lüks tüketimleri ergenlikte istemekte ısrarcı olmayacak ve para kazanmak için çalışmanın gerekliliği vurgulanmış olacaktır. Kısacası aile terbiyesi verilmelidir.” dedi.
Kumar bağımlılığının bir kez başladıktan sonra devam ettiğine dikkat çeken Dilbaz, beyinde dopamin salgılanmasının bağımlılığa sebep olduğunu ve tedavi edilmezse birçok ruhsal sorunun ortaya çıkabileceğini ifade etti. Kendini kandırmamanın ve bütüncül bir tedavi yaklaşımının önemine vurgu yapan Dilbaz, özellikle gençlerin kısa yoldan para kazanma ve lüks yaşama hedefleri nedeniyle kumar bağımlılığına daha kolay kapıldığını söyledi. Ailelere ise çocuklarına para değerini öğretmeleri ve çalışmanın gerekliliğini vurgulamaları konusunda önemli görevler düştüğünü belirtti. (Esra Oğuzkağan Özkan)
HABER VİDEOSU İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ
