Kurtoğlu’ndan Cevap Bekleyen Sorular

Kurtoğlu’ndan Cevap Bekleyen Sorular

Yayın: 21.07.2016 11:09
Paylaş:
A+ A-

15 Temmuz gecesi yapılan darbe girişimi tüm sicil toplum kuruluşları tarafından kınanırken, dünde Türkiye Kamu-Sen Karabük İl temsilcisi Ahmet Turgut Kurtoğlu, darbeyi yapanları, sebep olanları ve darbe üzerinden menfaat sağlayanları kınadıklarını söyledi.

Darbe açıklamasıyla birlikte YÖK’ün 1.577 dekanın istifasını istemesiyle birlikte,Rektörlerinde gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek,Karabük Üniversitesi Rektörü hakkında da sert açıklamalara yer verdi.

İlk olarak darbe girişimi açıklamasıyla sözlerine başlayan Türk Eğitim-Sen şube başkanı Ahmet Turgut Kurtoğlu, “15 Temmuz 2016 günü gerçekleştirilen ve hiç kimsenin onaylamayacağı acı olaylara neden olan darbe girişimini gerçekleştirenleri ve buna destek veren tüm güçleri kınıyoruz.

Türkiye Kamu-Sen olarak hiçbir gücün milletin kararının üstünde olmadığını, seçimle gelen iktidarların yine seçimle gitmesinin demokrasi anlayışımızın temelini oluşturduğunu bir kez daha kuvvetle vurguluyoruz.

Askerimizin polisimize, polisimizin askerimize namlu doğrulttuğu, kendi uçaklarımızın demokrasimizin ve devletimizin kalesi olan Meclisimizi bombaladığı, sokaktaki vatandaşlarımızın üzerine mermiler yağdırıldığı ve yüzlerce can kaybının yaşandığı bu alçakça girişim, Türk tarihine başka bir kara leke olarak geçecektir.

Bütün bu olumsuz şartlar içinde tek tesellimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının büyük çoğunluğunun demokrasiden yana tavır alması ve soğukkanlı tutumu sayesinde olayların daha fazla büyüyerek bir iç çatışmaya dönüşmeden önlenmiş, demokratik rejimimizin kesintiye uğramadan yoluna devam edebilmiş olmasıdır.

Bu noktada milletimiz nezdinde son derece saygın ve mümtaz bir yeri olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin, kurumsal anlamda toplum vicdanında yara almaması, devletimizin kurum ve kuruluşlarıyla eş güdüm içinde faaliyetlerini sürdürmesi ve toplumsal bir bölünme yaşanmaması için gerekli tedbirlerin tez elden hayata geçirilmesi zorunluluğu göz ardı edilmemelidir. Bilhassa devlet içinde asker, polis çekişmesinin baş göstermesi; dört bir yandan iç ve dış düşmanlarla kuşatıldığımız bu tarihi süreçte devlet işleyişimizi zaafa uğratacak en büyük tehlike olacaktır.

Özellikle uzun zamandan beri Konfederasyon olarak eleştirilerimizin de odak noktasını teşkil eden ülke içinde yaratılan kutuplaşmanın, ayrıcalıklı kesim yaratma çabalarının, hukukun üstünlüğü ilkesinin sekteye uğratılması girişimlerinin bir an önce son bulması ve yaşanan bu olayların, anti demokratik yaklaşımlar için bir gerekçe olarak kullanılmaması, en büyük arzumuzdur.

Türk milleti 15 Temmuz günü büyük ve acı bir demokrasi sınavından başarıyla geçmiş, bundan önce yaşanan darbelerin aksine, rejimine ve devletine sahip çıkmıştır. Bu noktada büyük Türk milletinin ortaya koyduğu feraset ve cesaret de her türlü övgüye layıktır.

Türkiye Kamu-Sen olarak; 28 Şubat sürecinde ve 27 Nisan muhtırasında olduğu gibi nereden ve kimden gelirse gelsin, nereye ve kime karşı yapılırsa yapılsın demokrasi dışı her türlü girişimin sonuna kadar karşısında, Türk milletinin ve devletinin yanında yer almaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor, çatışmalarda şehit olan güvenlik görevlileri ve hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.
Hiç kimse bizi, Atatürk’ün kurduğu hukuka bağlık laik,Demokratik Cumhuriyet ilkelerinden taviz vermemizi beklemesin.

Allah birliğimizi ve dirliğimizi bozmasın, Türk milletine ve Türk demokrasisine büyük geçmiş olsun.”dedi.

REKTÖRLERİNİZİN NELER YAPTIKLARINA DA BİR BAKIN

YÖK tarafından 1.577 dekanın istifasının talep edilmesine değinen Kurtoğlu “1577 dekanın istifasının talep edilmesi özel, vakıf ve devlet üniversitelerindeki dekanların yeniden değerlendirilerek darbe zihniyetine ulaşmamış insanların yeniden değerlendirileceğini gösteriyor” dedi.

Kurtoğlu rektörlerin de gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek yaptığı açıklamada, “Rektörlerinizi de gözden geçirin. Bu Üniversitelerde sendikal örgütlenme adına hangi dekanların kendilerini bu sendikal örgütlenme ile maskeleyip neler yaptıklarına bakın. Havaalanının Karabük için bir fantezi olduğunu belirten KBÜ Rektörünün Üniversitesi bütçesinden kendi evinin önüne 34 bin TL verip kümes yaptırma faaliyetini gözden geçirin.Sendikal faaliyetler adıyla yürütülen işlerin hangi cemaatlerin adına yapıldığını sorgulayın. Türk Silahlı Kuvvetleri Ergenekon, Sarıkız. Balyoz vb. gibi siyasi iktidarın deyimi ile çakma davalarla yargılanırken, bu oyunu tertipleyenler, bugünün darbecilerinin basın yayın organlarının Karabük’teki borazanlığını kamuflaj olarak kullandığı sendika adına yapan ve Karabük’teki bir yerel televizyonda şahsımı Karabük’ü Ergenekon’a bulaştıran Ergenekoncu sendikacı olarak lanse eden, cemaat mensubu malum şahıslardan Karabük Üniversitesinde etkili ve yetkili makamlara ataması yapılan ve halen görevini sürdüren var mıdır? O günlerden bugüne kadar bu insanların tertiplediği toplantı ve sohbetlere katılıp da, şimdi kendilerini başka sivil toplum kuruluşlarının aileyeti içinde gizlemeye çalışanlar var mı? Başka cemaatler adına sendikal faaliyetler yürütülmekte mi? Bu söylentiler doğru mu? Üniversite farklı cemaat mensuplarının ağırlığı hangi fakültelerde ne kadardır kamuoyu merak ediyor. Karabük Üniversitesinde doçentlik, profesörlük gibi unvanları hak edip verilmeyenlerin neden verilmediği, bunda cemaatlerin ne kadar etkili olduğunun Karabük Üniversitesinin şimdiki ve önceki rektörüne soruyorum” sözlerine yer verdi.

Diğer yandan, Karabük Üniversitesi eski Rektörü Ak Parti Karabük Milletvekili Burhanettin Uysal’a seslenen Kurtoğlu “sizin bıraktığınız dönemde bu tip zihniyette kimler vardı, sizin bıraktığınız Üniversitede hangi cemaat vardı, şimdi hangi cemaat hakim, bunların cevaplanmasını istiyorum” şeklinde açıklamalara yer verdi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bolu’da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” düzenlendi

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.05.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

BOLU (AA) – Bolu'da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” gerçekleştirildi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İl Kadın Girişimciler Kurulunca sıfır atık ve geri dönüşüm konularında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen program TSO konferans salonunda yapıldı.

Vali Yardımcısı Abdullah Şen, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, çevrenin çok önem arz ettiği bir asırda yaşandığını vurguladı.

Şen, bu konuda toplumun topyekun mücadelesinin gerekliliğine dikkati çekerek, “Toplumsal katılım açısından farkındalık gerekiyor. Bu konu katılımcılardan hane halkına kadar çok detaylı olması lazım. Evlerdeki duyarlılık, şuur, bakanlığımızın ve belediyelerimizin koymuş olduğu geri dönüşüm kutularına çöp atarken de öne çıkmalı.” diye konuştu.

Bolu TSO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Ayarcan, artan tüketim ve üretim faaliyetlerinin doğal kaynakların tükenerek çevre kirliliğinin artmasına yol açtığını belirtti.

Sürdürülebilir geri dönüşüm ve sıfır atığın, iş dünyasında da çevresel etkileri en aza indirerek doğal kaynakları korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Ayarcan, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, atığın miktarının azaltılması, toplama sisteminin kurulması ve atıkların geri dönüştürülebilmesinin her yeni günde daha çok önem kazandığını kaydetti.

TOBB Bolu İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Emine Yüce de sıfır atığın sadece azaltmak değil aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının değişmesi anlamına da geldiğinden bahsetti.

Tüketim alışkanlıklarının değiştirilerek kaynakların daha bilinçli kullanılmasının sürdürülebilir yaşam tarzının benimsenmesi anlamına geldiğini de söyleyen Yüce, “Ülkemizde başlatılan Sıfır Atık Projesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla küresel çevre hareketine dönüşmüştür. Tüketimin arttığı günümüzde, satın aldığımız ürünlerden kullandığımız malzemelere kadar her gün bilinçli seçimler yapmak, alışkanlıklarımızı, seçimlerimizi ve üretim süreçlerimizi tabiata uyumlu hale getirmek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından sunum yapan TOBB Çevre Müdürlüğü uzmanı Esin Özarslan, sıfır atık ve geri dönüşüm konularında Türkiye ve Avrupa'da yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

Programda ayrıca, tarımda ve sanayide sürdürülebilirlik, sanayide sıfır atık stratejileri ve uygulamaları, iklim değişikliği, yeşil mutabakat ve karbon ayak izi oturumları gerçekleştirildi.