Kuruyan sulak alanlar Türkiye’nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor

Halil Kızılyer
Yayın: 12.09.2023 15:30
A+ A-

Uzmanlar, Türkiye’nin endüstri çağının başlangıcından bu yana sulak alanlarının yüzde 40’ını kaybettiğini, su kaynaklarının yanı sıra biyoçeşitlilik kaybının bu orandan daha fazlasına tekabül ettiğini belirtiyor.

AA’nın “su” konusundaki dosya haberinin beşinci bölümünde iklim değişikliği ve diğer baskıların, Türkiye’nin yer üstü ve yer altı su kaynaklarına etkileri ele alındı.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün 2022 yıllık faaliyet raporunda yer alan verilere göre Türkiye’nin 112 milyar metreküplük su potansiyelinin 94 milyar metreküpünü yer üstü, 18 milyar metreküpünü ise yer altı su potansiyeli oluşturuyor.

Toplam su potansiyelinin 57 milyar metreküpü kullanılırken bunun 44 milyar metreküpü yani yüzde 77’si sulama suyu, 13 milyar metreküpe tekabül eden yüzde 23’ü ise içme-kullanma ve sanayi suyu olarak kullanılıyor.

Kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2000 yılında 1652 metreküp, 2009 yılında 1544 metreküp, 2020 yılında 1346 metreküp, 2022 yılında ise 1322 metreküp olduğu Türkiye, su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alırken iklim değişikliği, küresel ısınma, bilinçsiz su kullanımı gibi faktörler su potansiyelini tehdit ediyor, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen su miktarı da azalıyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ve ODTÜ İklim Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, iklim krizinin dünyanın karşısındaki en önemli krizi olduğunu, su kaynaklarındaki azalma ve biyoçeşitlilik kaybının şu anda yönetilmesi gereken en önemli güçlükler arasında yer aldığını söyledi.

Türkiye’nin artan kuraklıklardan en fazla etkilenecek coğrafyaların başında geldiği uyarısında bulunan Salihoğlu, “Yüzyılın sonuna kadar sıcaklık artışlarının 1,5-2 derece sınırlarında tutulması hedefleniyor. Yaptığımız araştırmalar 2 derecelik artış içinde kalmanın çok kolay olmayacağını gösteriyor. Bu gidişle yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin üzerine çıkacağız, hatta mevcut gidişat bu şekilde sürerse ve kaynakları böyle kullanmaya devam edersek 4 dereceyi göreceğimizi tahmin ediyorum.” diye konuştu.

Sıcaklıkların 2 derece artması halinde Türkiye’de kuraklığın en az yüzde 40 kadar artacağı, yağışlarda da yaklaşık yüzde 40 azalma olacağını aktaran Salihoğlu, 4 derecelik artışı halinde ise yağışlarda yüzde 60’a varan azalmalar öngörüldüğünü kaydetti.

Salihoğlu, şöyle devam etti:

“Ülkemiz büyük risk altında, zaten şiddetli kuraklıkları yaşıyoruz, bunun artması ciddi alarm zillerinin çalması demek. Su kaynakları olan bir ülkeyiz ama esasında su zengini değildik, su her zaman için bizim ülkemizde kısıtlıydı ama su zengini bir ülke gibi yönettik kaynakları. Su kaynaklarımızın, sulak alanlarımızın yüzde 40’ına yakınını kaybettiğimiz söyleniyor ama gerçek rakamın bunun ötesinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir gölü ya da akarsuyu tam kurumadıysa hala varmış gibi kabul ediyoruz ama bunlar büyük oranda su kaynağını kaybetmişse artık ekosisteminin ciddi bölümünü kaybetmiştir.”

“Kirlilik baskısını unutmamamız gerekiyor”

Su kaynakları üzerindeki tek baskının suyun çekilmesi, nehirlerin, göllerin kuruması olmadığına dikkati çeken Salihoğlu, kirlilik baskısının da unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Salihoğlu, “Su kaynaklarını kirlettiğiniz zaman bu yeraltı ve içme suyuna da yansıyor. Nehirleri tarım da endüstri de kirletiyor, şehirlerin baskısı var, çoğu nehrimiz çok kirli. Nehirlerin bu kadar kirletilmesi ekosistemlerinde ciddi bir yıpranma olduğu anlamına geliyor. Su kaynaklarını kirletmeye devam edersek bir noktadan sonra temiz suya erişim kalmayacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Halihazırda Türkiye’nin yeraltı sularının da çok ciddi baskı altında bulunduğunu ve dünyada yeraltı suları yüksek stres altına girecek ülkelerden birinin Türkiye olduğunu işaret eden Salihoğlu, “Yeraltı suları üzerindeki en büyük baskı iklim değişikliğinin ötesinde, sulama için plansız şekilde kullanılmasıdır. Yapılan araştırmalar yeraltı sularında 40 metreye kadar çekilme olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

Salihoğlu, alınacak tedbirlerle ilgili şu tavsiyelerde bulundu:

“Kesinlikle ekosisteme dayalı politikalar geliştirilmek, işe tarım ve su politikalarını birlikte ele alarak başlamak gerekiyor. Nehir havzası ölçeğinde kuraklık eylem planları oluşturmamız, tarımsal ürün deseninin çeşitlendirmemiz ve teknolojik gelişmelerden muhakkak yararlanmamız çok önemli. Su harcamada biraz rahatız, bu bir gerçek, suyun bizim kullanımımıza sunulduğunu düşünme yaklaşımı da çok yanlış. Doğanın, denizlerin bu temiz bu suya ihtiyacı var.”

Biyoçeşitlilikteki kayıp daha fazla

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Doktor Öğretim Üyesi Korhan Özkan, Türkiye’nin Akdeniz ikliminde yer aldığı için sulak alanlarının kuraklık baskısı altında olduğunu, bu baskının insan ve iklim değişikliği etkisiyle artmasını öngördüklerini bildirdi.

Su potansiyelinde önemli bir yer tutan göl ekosistemlerinin kompleks yapılar olduğuna değinen Özkan, şunları söyledi:

“Gölün sığ bölgeleri çok önemlidir çünkü birçok canlı bu alanlarda ürer ve yaşarlar. Göl su seviyesini kaybetmeye başladığında önce sığ basenini kaybediyor ve sadece derin bir su çukuru haline geliyor, bunun doğal ekosistemdeki etkisi yıkıcı çünkü o sığ basendeki canlılar bir anda yaşam alanlarının tamamını kaybediyor. Yapılan tahminler, endüstri çağından bugüne kadar Türkiye’nin göllerinin yüzde 40’ından fazlasını kaybettiğini gösteriyor ama doğal ekosistemler ve biyoçeşitlilik için bu kayıp yüzde 40’tan daha fazlasına tekabül ediyor. Örneğin, Konya kapalı havzasında su kuşlarına baktığımızda yüzde 50-60’dan fazla popülasyon ve biyoçeşitlilik kaybı olduğunu söylemek mümkün.”

Su ihtiyacının büyük oranda akarsular üzerine kurulan barajlardan karşılandığını hatırlatan Özkan, nehirlerdeki suyun kesilmesinin bunların akarak oluşturduğu sulak alanların yok edilmesi anlamına geldiğini, deniz ve kıyısal alanlarda pek çok dinamik nehirlerden gelen tatlı su ve besine bağlıyken suyun rotasını değiştirmenin yıkıcı sonuçları olabileceğini dile getirdi.

“Su kullanımını ekosistem tabanlı ve sürdürülebilir olarak iyi planlamamız lazım”

Türkiye’de suyun büyük bir kısmının tarımsal sulamada kullanıldığı bilgisini paylaşan Özkan, yaptıkları araştırmalar sonucunda su kıtlığı yaşayan Orta Anadolu düzlükleri gibi coğrafyalarda çok fazla su ihtiyacı olan tarım ürünlerinin ekildiğini tespit ettiklerini anlattı.

Zaman için artan nüfus ve bunların ihtiyacını karşılamak için yapılacak tarımla birlikte su tüketimi üzerinde çok daha büyük baskılar olacağını, bunun üstüne iklim değişikliği etkisini bineceğini vurgulayan Özkan, “Coğrafyamız için gelecek öngörüleri oldukça riskli, bu da bizim üzerimizdeki sorumluluğu daha çok artırıyor. Hem ülke, hem bilim camiası, hem de vatandaşlar olarak su kullanımıyla ilgili davranış kalıplarımızı değiştirmemiz, suyu sektörel olarak planlamanın ötesinde ekosistem tabanlı ve sürdürülebilir olarak planlamamız lazım.” dedi. (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ford Trucks’ın “Seviye-4 Otoyol Pilotu” teknolojisine sahip kamyonunun test sürüşü gerçekleştirildi

Anadolu Ajansı
Yayın: 08.09.2024 00:52
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Ford Otosan'ın ağır ticari araç markası Ford Trucks, otonom sürüşe olanak sağlayacak Seviye-4 Otoyol Pilotu fonksiyonuna sahip kamyonunu test sürüşüne çıkardı.

Test sürüşüne Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun yanı sıra Ford Otosan Ford Trucks’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emrah Duman, IC Altyapı Grubu Genel Müdürü Serhat Soğukpınar, ICA Yavuz Sultan Selim Köprüsü Genel Müdürü Alper Akar da katıldı.

Bakan Uraloğlu'nun gerçekleştirdiği test sürüşü Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) ile donatılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü Kuzey Çevre Otoyolu'ndaki trafiğe kapalı alanda yapıldı.

Ford Trucks'tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emrah Duman, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Ford Otosan olarak ağır ticari araç sektöründe dönüştürücü bir adımı atmanın heyecanını yaşadıklarını belirtti.

Yenilikçi teknolojiyi test etmelerinin yanı sıra Türkiye'nin mühendislik ve teknoloji alanında ne denli büyük başarılara imza atabileceğini gözler önüne serdiklerini vurgulayan Duman, “Yaklaşık dört yıldır üzerinde çalıştığımız Seviye-4 Otoyol Pilotu teknolojisi, bu hedeflere ulaşmak için geliştirdiğimiz en önemli projelerden biri. Otoyol taşımacılığında kullanılmak üzere geliştirdiğimiz bu teknoloji sayesinde, kamyonlarımızın taşımacılık faaliyetlerini tamamen otonom bir şekilde gerçekleştirebilmesini hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Duman, “Ford Otosan olarak, mobilite ekosisteminin geleceğini şekillendiren bu tür yenilikçi çözümlerle, sektöre öncülük etmeye devam ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

– Seviye-4 Otoyol Pilotu birçok davranışı gerçekleştiriyor

Bu arada şirketten verilen bilgiye göre, test sürüşünde, Ford Trucks'ın Türkiye'de geliştirdiği Seviye-4 Otoyol Pilotu teknolojisine sahip ilk kamyonu, lojistik merkezler arasındaki taşımacılık faaliyetlerini, güvenlik sürücüsünün gözetiminde otonom olarak gerçekleştirebilme potansiyelini kanıtladı.

Otoyol taşımacılığında kullanılmak üzere geliştirilen Seviye-4 Otoyol Pilotu, şerit takibi, öndeki araca göre hızı ve mesafeyi ayarlama, yan şeritleri kontrol edip gerektiğinde şerit değiştirme ve ardından tekrar şeridine dönme, dur-kalk manevraları gibi kritik sürüş davranışlarını başarıyla gerçekleştiriyor.

Seviye-4 Otoyol Pilotu, çekici üzerindeki ileri teknoloji ürünü sensörlerle çevresini algılıyor, hareketlerini planlıyor ve planlanan rota üzerinde aksiyonlarını gerçekleştiriyor. Fonksiyon, algılama, lokalizasyon, çevre modeli, karar verici, sürüş planlama ile kontrolcü gibi yazılım bloklarından oluşuyor.

Yeni nesil bu teknoloji, verimlilik, güvenlik ve sürdürülebilirlik açısından pek çok avantaj sunuyor. Lojistikte artan talebe bağlı maliyetleri düşürürken, araçların günlük kullanım süresini artırarak daha yüksek verimlilik sağlıyor. Ayrıca operasyonları optimize ederek, insan hatalarından kaynaklanan kazaları en aza indirmeyi ve yakıt tüketimini yüzde 10'lara varan oranda azaltmayı hedefliyor.

Ford Trucks, bu fonksiyon ile ağır ticari araç sürücüsü eksikliğinden kaynaklanan lojistik tedarik sorununa da çözüm getirmeyi amaçlıyor.

– Kamyon sürücüsünün günlük sürüşünün yüzde 90'ını karşılandı

Ford Otosan mühendisleri, geliştirdikleri yapay zeka ve robotik algoritmalarını bütüncül bir yazılım mimarisine entegre ettikten sonra Seviye-4 Otoyol Pilotu geliştirme faaliyetlerini simülasyon ortamında ve trafiğe kapalı otoyolda fiziksel araç üzerinde son bir yıldır test ederek gerekli doğrulamalarını tamamladı.

Bu noktada, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmecisi ICA'nın Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) adını verdiği teknolojisinden de yararlanıldı. Seyahat sürelerinin azaltılması, trafik güvenliğinin arttırılması, mevcut yol kapasitelerinin optimum kullanımı, mobilitenin artırılması” gibi amaçlar doğrultusunda geliştirilen, “kullanıcı-araç-altyapı-merkez” arasında çok yönlü veri alışverişi ile izleme, ölçme, analiz ve kontrol içeren AUS sayesinde Ford Trucks'ın Seviye-4 Otoyol Pilotu trafiğe kapalı alanda tüm testleri başarıyla gerçekleştirdi.

Ford Trucks, geliştirme ve doğrulama çalışmaları sonucunda, bir kamyon sürücüsünün günlük sürüşünün yüzde 90'ını karşılayacak, normal sürüş koşullarında sürücü desteğine ihtiyaç duymadan kendi kendine yol alabilen bir araç teknolojisi geliştirdi.

Sonraki aşamada, Ford Trucks’ın Seviye-4 Otoyol Pilotu trafiğe açık otoyollarda güvenlik sürücüsü eşliğinde ilk deneme sürüşlerine başlayacak. Bu deneme sürüşleri ile farklı senaryolar tespit edilip analiz edilecek. Ayrıca, emniyet şeridine yanaşma, gece koşullarında sürüş, kötü hava koşullarına uyum sağlama ve acil durum manevraları gibi yeni davranış setlerinin her aşamada geliştirilmesi de hedeflenecek.

Nöbetçi Eczaneler

Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Beşbinevler Eczanesi
Adres

Beşbinevler 75. Yıl Mahallesi, 70. Sokak No:39 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-1527

Dilek Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, İncekaya Caddesi, Sultan Çayırı Evleri No:78/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-5434

Mutlu Eczanesi
Adres

Orta Sokak No:7/B Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-1124

Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455

Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331