M Çiçeği virüsü küresel mercek altında!

Anadolu Ajansı
Yayın: 17.08.2024 12:23
A+ A-

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un, “DSÖ Acil Durum Komitesi bugün toplandı ve bana (M çiçeği virüsüyle ilgili) durumun uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğu tavsiye görüşünü bildirdi. Bu tavsiyeyi kabul ettim” açıklaması, birçok ülkede endişeyle karşılandı.

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) M çiçeği virüsünün yayılmasını “uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu” olarak tanımasının ardından virüsün yol açtığı hastalık merak konusu oldu.

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus‘un, “DSÖ Acil Durum Komitesi bugün toplandı ve bana (M çiçeği virüsüyle ilgili) durumun uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğu tavsiye görüşünü bildirdi. Bu tavsiyeyi kabul ettim” açıklaması, birçok ülkede endişeyle karşılandı.

Afrika Birliği Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin (Africa CDC) paylaştığı verilere göre, Afrika’da 13 ülkede M çiçeği virüsü vakasına rastlandı.

Bu ülkeler Güney Afrika, Kenya, Ruanda, Uganda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Burundi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti, Kamerun, Nijerya, Fildişi Sahili, Gana ve Liberya.

Afrika CDC’ye göre, 13 Afrika ülkesinde vaka sayısı 17 bin 541 olurken hastalığa bağlı 517 ölüm kayıtlara geçti. Temmuz sonu itibarıyla 2023’ün aynı dönemine kıyasla vaka sayılarında yüzde 160’lık bir artış görüldü.

M çiçeği virüsünden kaynaklı ölümlerin yüzde 97’si Kongo Demokratik Cumhuriyetinde gerçekleşti.

İsveç, Avustralya ve Pakistan’da da görüldü

M çiçeği, şu anda Afrika kıtası dışında üç ülkede görüldü. 2024’te ilk kez İsveç, Avustralya ve Pakistan’da da tespit edilen M çiçeği virüsünün görüldüğü toplam ülke sayısı 16 oldu.

Vaka sayıları şu ana kadar Avustralya’da 93, Pakistan’da 3 ve İsveç’te 1 olarak açıklandı.

Aşı faaliyetleri

Çeşitli ülkelerin sağlık kurumlarının paylaştığı bilgilere göre, çiçek hastalığına karşı kullanılan aşıların M çiçeği virüsü için de etkin koruma sağlayabileceği ifade ediliyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin sitesinde, JYNNEOS aşısının M çiçeği riskini azaltmada etkili olduğu belirtiliyor. En etkili yöntem olarak 28 gün arayla iki doz uygulama tavsiye ediliyor.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun internet sitesinde de “MVA-BN” veya “Modifiye Aşı Ankara-Bavarian Nordic”, AB ve İngiltere’de onaylı tek M çiçeği aşısı olduğu ifade ediliyor. Bu aşının ABD ve İsviçre’de JYNNEOS, Kanada’da IMVAMUNE ismiyle pazarlandığı belirtiliyor. Aşı 18 yaş ve üstü kişiler için kullanılabiliyor.

Avustralya Sağlık Bakanlığının internet sitesinde de M çiçeğine karşı JYNNEOS ve ACAM2000 aşılarının kullanılabileceği belirtiliyor. ACAM2000’in 12 aylıktan küçük bebekler için kullanımının uygun olmadığı aktarılıyor.

DSÖ, 9 Ağustos’ta aşı üreticilerine yaptığı çağrıda acil kullanım listesine yönelik sürecin başlatıldığını duyurdu. DSÖ ayrıca iki aşının Acil Kullanım Listesi için değerlendirildiğini duyurmuştu.

 

Afrika Birliği 23 milyondan fazla aşı dozu temin etmeyi planlıyor

Afrika Birliği Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC) Genel Direktörü Jean Kaseya, dün M çiçeği salgınıyla mücadele için temin etmeyi planladıkları aşı dozunun 23 milyondan fazla olacağını açıkladı.

Kaseya, salgının başlamasıyla 10 milyon doz aşı temin ettiklerini, yıl sonuna kadar 23 milyon dozdan fazla aşıya ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Öte yandan, Avrupa Sağlık Acil Durum Hazırlık ve Müdahale İdaresi (HERA), Afrika CDC’ye 215 bin doz MVA-BN aşısı bağışlandığını duyurdu.

 

M çiçeği virüsü nedir?

DSÖ’ye göre, M çiçeği virüsü, Poxviridae adlı virüs ailesine ve Orthopoxvirus cinsine ait “maymun çiçeği” virüsünün neden olduğu viral bir hastalık.

M çiçeği ilk olarak 1958’de Danimarka’da araştırma amaçlı kullanılan maymunlarda keşfedildi. 1970’te Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde 9 aylık bir erkek çocukta görülen virüs, “insanlarda bildirilen ilk mpox vakası” olarak kayıtlara geçti. Virüsün o dönem yayılımı Batı ve Orta Afrika ülkeleriyle sınırlı kaldı.

Hastalığın yaygın belirtileri arasında yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine benzer kabarcıklar yer alıyor.

M çiçeği virüsü fare ve sincap gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor.

Virüsün neden olduğu vücut döküntülerine dokunmak, bu döküntülerin bulaştığı giysi, çarşaf, havlu ve benzeri eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek en önemli bulaş nedenleri arasında yer alıyor.

 

Vakaların büyük kısmı hafif geçiyor

İlk belirtiler virüsü kaptıktan 5 ila 21 gün içerisinde ortaya çıkabiliyor. M çiçeğinin laboratuvarda doğrulaması cilt lezyon bulgusunun test edilmesiyle yapılıyor.

Özel bir tedavi yöntemi olmayan hastalığın tedavisi destekleyici bakım ve antiviral ilaçlarla yapılıyor.

Çiçek hastalığı için geliştirilen ve bazı ülkelerde kullanımı onaylanan aşılar ve tedaviler, bazı durumlarda M çiçeği için de kullanılabiliyor.

Vakaların büyük bir kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sağlığına kavuşuyor.

 

M çiçeğinin 2 genetik türü bulunuyor

M çiçeği virüsünün iki genetik türü bulunuyor. Bunlar “Klad I ve Klad II” olarak adlandırılıyor. “Klad I” genellikle Orta ve Doğu Afrika’da görülen, daha ciddi hastalıklara ve ölüme neden olan bir mpox türü. Batı Afrika’ya özgü olan ve daha hafif M çiçeği türü olan “Klad II” ise 2022’deki salgına neden olmuştu.

Mevcut salgında görülen “Klad 1b”nin ise yeni ve daha şiddetli olan bir virüs türü olduğu belirtiliyor. Klad 1b, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğu kesimleri ve komşu ülkelerde daha çok görülüyor.

 

DSÖ, Temmuz 2022’de küresel acil durum ilan etmişti

DSÖ, 21 Temmuz 2022’de M çiçeği salgınıyla ilgili “küresel acil durum” ilan etmişti. 10 ay sonra sağlık krizinin kontrol altına alındığı belirtilerek, acil durum sona erdirilmişti.

Afrika Birliği, Afrika ülkelerinde hızla yayılan M çiçeği virüsüne karşı kıta çapında halk sağlığı için acil durum ilan edildiğini belirtmişti.

 

M çiçeği öldürücü mü?

DSÖ Sözcüsü Margaret Harris, M çiçeği virüsünün eskisinden daha hızlı yayıldığını ve yüksek ölüm oranına sahip olduğunu dile getirerek, hastalığın özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve çocuklar için daha tehlikeli olduğunu belirtti.

Harris, M çiçeği için şu anda belirli bir tedavinin olmadığını ancak destekleyici tedavilerin bu virüse yakalanan hastalar için kullanıldığını kaydetti.

M çiçeği, genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşiyor. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda hastalık ağır seyredebiliyor.

Genel olarak hastalananlardan çoğunluğunu küçük yaştaki çocukların oluşturduğu yüzde 3 ile 6’sı kaybediliyor ve hastalığın Orta Afrika alt tipinde öldürücülük yüzde 11’e kadar çıkabiliyor.

 

DSÖ’den virüsün yayılmaması için uyarılar

DSÖ, virüse yakalanan kişilere mümkün olduğu kadar evlerinde izole olma çağrısında bulunarak döküntüler sonlanana kadar maske takmayı önerdi.

Cildin kuru ve açık tutulması gerektiğini belirten DSÖ, ellerin sık sık dezenfekte edilmesi gerektiğini, ​​​​​​​başkalarıyla temastan kaçınmanın faydalı olacağını vurguladı.

 

Virüsün adı “ayrımcılık” nedeniyle değiştirildi

M çiçeği virüsü insanlarda ilk kez 1970’de görülse de canlılarda ilk ortaya çıkışı 1958’deydi. Bir araştırma için kullanılan maymun kolonilerinde çiçek hastalığına benzer belirtilerin görülmesiyle tespit edilen virüs, 2022’ye kadar “maymun çiçeği (monkeypox)” olarak adlandırıldı.

DSÖ, 2022’de ırkçılık ve ayrımcılık kaygısıyla virüsün ismini “mpox” olarak değiştirdi.

Örgüt ayrıca virüsün “Batı Afrika”, “Kongo Havzası”, “Orta Afrika” ismini taşıyan alt türlerinin de yeniden adlandırılmasına karar verdi.

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Rönesans Holding’in iştiraki Ballast Nedam’dan sürdürülebilirlik odaklı projeler

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.09.2024 00:52
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Rönesans Holding'in 2015'te bünyesine kattığı, Hollanda merkezli Ballast Nedam, sürdürülebilirlik odaklı projeleriyle öne çıkıyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Ballast Nedam, Rönesans Holding çatısı altında Avrupa, Karayipler, Afrika ve Asya'daki faaliyetlerini artırarak uluslararası varlığını güçlendirmeyi hedefliyor.

Köprü, tünel, kamu binası, liman, konut ve otoyol inşaatı gibi farklı projeleri hayata geçiren şirket, ekonomik kalkınma, hareketlilik ve erişilebilirliği artırmak amacıyla sunduğu yenilikçi çözümlerle sürdürülebilir yaşam alanları oluşturuyor.

Yıl boyunca enerji, su, konut, ulaşım ve sanayi gibi temel sektörlerde sürdürülebilir dönüşümleri hayata geçirerek büyümeyi hedefleyen şirket, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, iklim krizine karşı dirençli sistemler kurmaya odaklanıyor.

Şirket, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda, 2030'a kadar şantiyelerde yüzde 100 karbon nötr olmayı, 2040'a kadar ise enerji nötr inşaat hedefini gerçekleştirmeyi amaçlıyor.

Hollanda'nın temel altyapısını yenileme konusunda önemli adımlar atan Ballast Nedam, ayrıca, Rijkswaterstaat ile işbirliği içinde, DEME ve Macquarie konsorsiyum ortaklığıyla “A24 Blankenburgverbinding” yol bağlantısı projesini hayata geçiriyor.

Rotterdam bölgesinde erişilebilirliği ve ulaşımı geliştirmeyi, sürdürülebilir altyapı yoluyla bölgenin geleceğini güvence altına almayı hedefleyen proje kapsamında, iki kavşak, bir kara tüneli ve Scheur Nehri'nin altından geçen bir tünelin tasarımı, inşası, finansmanı ve 20 yıllık bakımı üstleniliyor.

Tünel parçalarının suyun altına yerleştirilmesi gibi karmaşık ve hassas bir operasyon gerektiren “Maasdeltatunnel” projesi ise Ballast Nedam'ın 2023'e attığı başarılı bir imza olarak değerlendiriliyor.

– “Amacımız, kendi kendine yeten, akıllı ve yeşil binalar inşa etmekti”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp, projeye yönelik açıklamasında, “Amacımız, yaşam alanları ile sürdürülebilirliği bir araya getiren, kendi kendine yeten, akıllı ve yeşil binalar inşa etmekti. Ballast Nedam'ın bu alandaki global başarılarından ve sürdürülebilirlik odaklı yürüttüğü öncü çalışmalardan büyük gurur duyuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Ballast Nedam Proje Direktörü Patrick van Os, bu projenin, üstün teknik yetenek ve yenilikçi düşünce gerektiren bir çalışma olduğunu belirtti.

Van Os, “Çığır açan bu projeyi başarıyla tamamlayan ekibimizle büyük gurur duyuyorum. BAAK ve Rijkswaterstaat yetkilileri, danışmanlar, çok sayıda alt yüklenici ve Rotterdam Liman İdaresi gibi paydaşlar dahil olmak üzere yüzlerce kişi, bu projenin gerçekleşmesini mümkün kıldı. Ballast Nedam çalışmalarımızın 2024 sonunda kullanıma girdiğini görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Bizi en çok heyecanlandıran, Rotterdam bölgesinin erişilebilirliğini geliştirmek ve ekonominin büyümesine katkıda bulunmak.” ifadelerini kullandı.

– Cartesius projesi, kent yaşamını sürdürülebilirlik ve refah ile birleştiriyor

Ballast Nedam, sürdürülebilir yaşam alanları kurma hedefi kapsamında, yenilenebilir enerjiye yönelik küresel stratejisini de genişletiyor. Bu stratejinin bir parçası olan Cartesius projesi, dünya genelinde insanların daha uzun, mutlu ve sağlıklı yaşadığı “Mavi Bölgeler” biliminden esinlenerek hayata geçirildi.

Mavi Bölgeler bilimi, modern kentleşme projelerinde ve sürdürülebilir yaşam alanlarının tasarımında ilham kaynağı olarak kullanılıyor. Proje, yoğun kent yaşamını sürdürülebilirlik ve refah ile birleştirirken, modern ulaşım yöntemlerini de entegre ediyor. Cartesius'taki tüm evler, düşük enerji tüketimi ve yeniden kullanılabilir malzemelerle inşa edilerek çevresel etkiler azaltılıyor. Sıcak su ve ısıtma, ortak toprak enerji kaynağı ve güneş panelleri aracılığıyla sağlanırken, binalar iklimle uyumlu beyaz çatılarla donatılarak yaz aylarında soğutma ihtiyacı azaltılıyor.

Ballast Nedam, sürdürülebilirlik taahhüdünü bir adım daha ileri taşıyarak, kablo kanallarından temellere ve çatıya kadar tamamı sürdürülebilir malzemelerle inşa edilen çok işlevli bir hidrojen istasyonu da geliştirdi.

Hollanda'nın 700 bar hidrojen dolum istasyonu “Mexicostraat Hidrojen İstasyonu”, hidrojen üretimini yerinde elektroliz yöntemiyle gerçekleştiriyor. Bu yenilikçi tesis, otomobillerden otobüslere, kamyonlardan teknelere kadar geniş bir yelpazede taşıma araçlarının fosil yakıtlar yerine hidrojenle dolum yapmasına olanak tanıyor ve temiz enerjiye geçişi hızlandırıyor.

Ballast Nedam, Rönesans Holding ile bu yıl, Edie Ödülleri'nde “Jonas Projesi” ile finalistler arasında yer alırken, SEAL Sürdürülebilirlik İş Ödülleri’nde ise “Yılın Sürdürülebilir Ürün Ödülü”nü kazandı.

Amsterdam'ın IJburg bölgesinde yer alan bina, sağlıklı yaşam, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve enerji verimliliği esas alınarak tasarlandı. Projede ahşap ve sürdürülebilir beton gibi çevre dostu malzemeler kullanılırken, yapı yüzde 97'lik atık ayırma oranına ulaşarak sürdürülebilirlik alanında en yüksek “BREEAM” sertifikasına layık görüldü.

Jonas Projesi, modern şehir yaşamının gereksinimlerini karşılayan, çevresel etkiyi en aza indiren ve geleceğe yön veren bir model olarak öne çıkıyor.

Nöbetçi Eczaneler

Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Beşbinevler Eczanesi
Adres

Beşbinevler 75. Yıl Mahallesi, 70. Sokak No:39 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-1527

Dilek Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, İncekaya Caddesi, Sultan Çayırı Evleri No:78/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-5434

Mutlu Eczanesi
Adres

Orta Sokak No:7/B Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-1124

Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455

Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331