Evet…
Demokrasi muhalefetsiz olmuyor.
Bu noktada da muhalefet partilerine büyük iş düşüyor.
Neden…?
Çünkü demokrasilerde iktidar partileri yanlış yaptığında uyarıyı yapacak olan,farklı alternatif sunacak olanlar muhalefet partilerdir.
Son 13 yılda Türk siyasi yaşamında bir muhalefet eksikliğinden bahsetmek olanaklı.
Türkiye’de büyük bir kesim bundan şikayetçi.
Halkın sorunları gerçek anlamda parlamentoda tartışılmıyor.
Türkiye değişiyor ,fakat siyasetçilerimiz bu değişime ayak uyduramıyor.
Muhalefet olmayınca adı demokrasi de olsa tek yönlü siyaset garabet yaratıyor.
Problemi böyle ortaya koymakta yarar var.
Yani;
Demokrasi çok sesliliktir.
Ben yaptım oldu zihniyeti demokrasilerde adres değişikliğine yol açar
Rejim bunalır.
Burada suçu tamamen iktidar partisine yükleyerek kolaycılık yapmayalım.
Görevini yapmayan muhalefetin Türkiye söylemlerine göz/kulak verelim.
Muhalefetsizlik/demokratik durgunluk halkın beklentilerine karşılık verilemediğinin kanıtıdır.
İktidarı denetleyici fonksiyonların sessizliği,sessiz çoğunluğu çaresiz kılmaktadır.
Oyumu kime vereceğimi bilemiyorum sorununu ortaya çıkarmıştır.
Sürekli olarak yazılarımızda belirttiğimiz gibi Türkiye’nin sosyolojisinde çok büyük değişiklikler var…
Bu sosyolojiyi anlamadan siyasi partilerin siyaset yapmaları sorunlara neden oluyor.
Yapılan siyaset tat vermiyor…
Siyaset yapılırken halkın çıkarları düşünülmüyor.
Günümüzde kentlere şöyle alıcı bir gözle bakar mısınız.?
Kent sosyolojisinin eskisiyle hiçbir ilişkisi kalmamış.
Kentin efendileri değişmiş.
Yeni bir zengin sınıf ortaya çıkmış.
Yeni yeni binalar kentin her tarafını doldurmuş.
AVM kültürü diye bir şey ortaya çıkmış.
Kentte soluk alacak mekan kalmamış.
Araba sayısı artmış.
Metrekare başına düşen yeşil alan miktarı azalmış.
Bir de….
Kentlere doluşmuş ne yapacağı belli olmayan işsiz /güçsüz kitleler var.!
Kentlerin doluluk oranı ürkütücü vaziyet almış durumda…
Siyasetin bu sorunlar karşısında çözüm reçetesi ne?
Muhalefet bu yeni oluşuma ne diyor.?
Halkın beklentilerine cevap verebiliyor mu?
İşte bu noktada sıkıntı başlıyor.
Eski tas eski hamam anlayışı ile toplumsal sorunlara yaklaşımda bulunuluyor.
Bu nedenle siyaset yeniden üretim yapamıyor.
Muhalefetin en önemli sorunu bu.
Ne derseniz deyin…
Geçmişte yaşanan Gezi Parkı Olayları bize Türk demokrasisinde muhalefetteki yetersizliği ortaya çıkardı.
İktidara olduğu kadar muhalefete de gerekli uyarıyı yaptı…
Özet olarak ne denebilir…
“Muhalefetsiz demokrasi olmaz”
Sadece muhalefetsiz mi?
Hayır…!
Halksız da demokrasi olmaz…!