NEREDEN NEREYE…!

NEREDEN NEREYE…!

Yayın: 07.03.2016 08:35
Paylaş:
A+ A-

Karabük’ün bugünkü ruh halinin geçmişle hiçbir bağlantısı kalmamış durumda.
Tarihsel ortamın sürekli değişmesi en büyük etkeni oluşturuyor.
İnsanlar şimdilerde geleceklerini farklı beklentiler üzerine kuruyorlar.
Gençlerde bu durum daha belirgin biçimde görülüyor
Ruh hallerini etkileyen en önemli husus; toplum olarak üretici durumdan tüketici duruma düşürülmemiz.
Geçmişe baktığınızda Karabük üretici bir kenti idi.
İşçi ve emekçi olmak büyük bir meziyetti.
Fabrika işçi olmak bir statü kazanmak gibi bir şeydi.
Küreselleşen dünya ,hızlı liberalleşme süreci ile birlikte Karabük değişime uğradı.
Karabük artık emekçi ve değer üreten bir kent değil.
Eskiden 40 haddehane çalışırdı.
Şimdi 4-5 tanesi ancak çalışabiliyor.
Bu haliyle Karabük üretici kimliğini yavaş yavaş kaybediyor.
Böyle bir ortamda ruh hali kenti moral ve motivasyon açısından etkisizleştirir.
Bu çok önemsenmesi gereken bir husustur.
İnsanlar önce köyden çeşitli bahanelerle kente göç ettirildiler.
Bunun sonucunda ilk önce köylerde üretim durdu.
Kente göç eden insanlar,yaşamak için iş bulmak zorundaydılar.
En düşük ücretle buldukları işlerde şöyle ya da böyle çalışmaya başladır.
Karın tokluğu onlar için kente uyum göstermenin en büyük mükafatı idi.
Bir süre sonra kent, istihdamda doygunluk yaşamaya başladı.
Bunun sonucunda düşük ücretle de iş bulmak imkansızlaştı.
İşte kentin ruh halini bozan yapılaşma böylece başladı.
Sormak gerekir.
Kente gelmiş,nüfusu artırmış,kalifiyesiz nitelikte bu insanlar şimdi ne yer,ne içerler.?
Onlara kimler sahip çıkar.?
Zaman zaman yaygın ve yerel medyaya yansıyan çirkinliklerin,kötülüklerin,fenalıkların ve hatta intiharların nedeni bu durum değil midir?
Kim ne derse desin.

Ortada bir gerçek var…
Tüken toplum giderek önce kimliksizleşiyor.
Çalışma şevkini giderek kaybediyor.
Yapacak iş bulamadığı için dedikoduya başlıyor.
Bir değer ortaya koyamıyor.
İnsanlar bir iş yaptıklarını zannederek bir süre sonra kendi kendilerini kandırmaya başlıyorlar.
Sorunları çözmede akılcı davranmıyorlar.
Kavga ve dövüşe başlıyorlar.
Kolaycılığı yaşam tarzı olarak benimsiyorlar.
Öze değil biçime önem veriyorlar.
En önemlisi de zamanın önemini kavramakta zorluk çekiyorlar.
Atı olan Üsküdar’ı geçince de…
Nerede hata yaptım diye dövünmeye başlıyorlar.
Sizce psikoloji bu ruh haline ne der?
Sosyolojiye gönderme yapamıyorum.
Çünkü bu bozulmaya hiçbir bilim çare olamaz.
İşin içinden çıkması mümkün değil…
Yani…
Sosyoloji resmen iflas etti.!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“Atatürk II” filmi 24 Mayıs’a kadar seyirciyle buluşacak

Yayın: 26.04.2024 14:42
Paylaş:
A+ A-

Milli Mücadele sürecinin 1915-1919 yıllarını konu edinen “Atatürk II” filmi, 24 Mayıs’a kadar sinemaseverlerle buluşmaya devam edecek.

Türkiye Özel Okullar Derneğinden (TÖZOK) yapılan açıklamaya göre, yapımcı firma Lanistar Media ile gerçekleştirilen işbirliği kapsamında, 19 Nisan’da vizyona giren “Atatürk” film serisinin ikincisi, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın da dahil olduğu süreçte, 24 Mayıs’a kadar seyirciyle buluşmayı sürdürecek.

Filmi izlemek isteyen öğrenci gruplarına biletler 60 liradan satışa sunulacak. Öğrencileriyle filme gelen öğretmenlerden ise ücret alınmayacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk, şunları kaydetti:

“Bizler eğitimciler olarak filmi izledik ve gerek tarihi saptamalarıyla gerekse de görsel ögeleriyle Atatürk’ü gençlerimize layık olduğu gibi aktarabilmek için önemli bir fırsat olduğunu gördük. Bizler gelecek nesilleri yetiştirmekle mükellefiz. Bu sorumluluğumuz çerçevesinde ‘Atatürk’ filmini, tarihimizin, kültürümüzün ve değerlerimizin eğitiminin bir parçası olarak görüyor, tüm öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve velilerimizin izlemesi gerektiğini düşünüyoruz.”

Filmde Mustafa Kemal Atatürk’ü Aras Bulut İynemli, Zübeyde Hanım’ı Songül Öden, Enver Paşa’yı Sarp Akkaya ve Madame Corinne’yi Esra Bilgiç canlandırıyor.

Filmin tarih danışmanları ise Orhan Çekiç, Saadet Özen, Hacı Mehmet Duranoğlu, Tuncel Koç, Kadir Türker Geçer ve Üzeyir Karataş’tan oluşuyor. (AA)