Neyin Önemi Var Ki…!

Neyin Önemi Var Ki…!

Yayın: 02.05.2015 08:21
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te neyin önemi var ki…!
Böyle bir soruyu sormayı kendimce haklı bulmuyorum.
Çünkü sorunun kendisi hakaret içeriyor.
Yaşanılan ortamda insanları küçümseme gibi bir hissiyat oluşturuyor.
Oysa ben Cumhuriyet Kenti Karabük deyişinden çok büyük bir haz alıyorum.
Neyin hazzı derseniz onu da sizlerle paylaşayım.
Karabük’ü köy iken bugünkü durumuna getiren Türk insanının kendisidir.
Bu kent Cumhuriyet yönetiminin bir armağanıdır.
Türk insanının başarı azmidir
Devlet millet işbirliği ile çok büyük işler yapılabileceğinin bir kanıtıdır.
O nedenle gerçekten Karabük;Cumhuriyetin çok önemli bir belgesidir.
Adeta onun sanayi alanındaki açık hava müzesidir.
Şehircilik anlayışının önemli bir simgesidir.
Şimdi durduk yerde bunları neden yazıyorsunuz diyebilirsiniz.
Seçim dolayısıyla kentimizde siyasi rant kavgası çirkin bir hal aldı.
Söylenen argo sözlerden bunları anlamak mümkün.
Sanki bu millet bir şey anlamaz denilerek düzeysiz açıklamalar yapılıyor.
Bu durum eğitim öğretim denen insan yetiştirme düzeninin ne kadar önemli olduğunu bizlere birkez daha gösteriyor.
Maalesef bu konuda sınıfta kalmış bir toplumuz.
Yani ne kadar yüksek mertebeler de olsak da kültürel eksikliğimiz her yerden rahatlıkla izlenebiliyor.
Neyse…!
Siyasilere bakarak ahlakımızı bozacak da değiliz elbette..!
Benim esas bahsetmek istediğim konu başka…
Semih Gülen’in genel yayın müdürlüğünü yaptığı haftada bir yayımlanan Karabük Gündem gazetesinde Yazı-yorum köşesinde Nedim Yılmaz’ın yazısını okudum.
Etkilenmedim dersem haksızlık olur.
Yenişehir’in Bacası kaldırıldı.
Tepede bir boşluk oluştu.
Çocukluğumla bağlantım koptu.
Şehrin hafızası yok edildi ,kimsenin sesi çıkmadı.
Geçmişe ait izlerin bu şekilde kolay bir biçimde yok edilmemesi gerektiğini söylüyor.
Nedim Bey’in bu şikayetinin muhatabı kimdir.?
Bir kentte kültürel objeleri koruma yetkisi kimdedir.?
Kente ait ortak değerlerin yağmalanmasına kim göz yumar.?
İnanın bu soruların kentimiz için hiçbir değeri yok.
İlgilenen de yok…!
Geçenlerde facebook’tan 3 Nisan 1971 kutlamasına dair bir fotoğraf yayımladım.
Arkadaşım resimdeki coşkunun günümüzde de devam edip etmediğini öğrenmek istemiş.
Ben de kentte şu andaki yöneticilerin konuyla hiç ilgilenmediklerini hatta 3 Nisan’ın unutturulmaya çalışıldığını yazdım.
Dediğim gibi…
Bu kentte asıl olması gereken ağır sanayi müzesi yok edildi.
Kimsenin sesi çıkmadı.
Atatürk heykeli ve DÇ Fabrikasının kuruluşunda emeği geçen devlet büyüklerini gösteren heykel kaldırıldı.
Kimsenin sesi çıkmadı.
Şimdi de Yenişehir’in simgesi olan bacayı kaldırdılar.
Yine hiç kimsenin sesi çıkmadı….
Yakında sıra erken Cumhuriyet dönemi yapıları olan konutların yıkımına gelince de yine hiç kimsenin sesi çıkmayacak…
Bu böyle biline…!
Nedim Bey inanın ben de çok üzüldüm.
Ama şu andaki duruma bakıyorum.
Olacakları düşündükçe….
Allah daha beterinden korusun diyorum….!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tokat’taki Sebastapolis Antik Kenti depremlerde zarar görmedi

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.04.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat'ın Sulusaray ilçesinde bulunan Sebastapolis Antik Kenti, depremlerde zarar görmedi.

İlçede yaşanan 4,7 ve 5,6 şiddetindeki depremlerin ardından Sebastapolis Antik Kenti, Anadolu Ajansı tarafından dron ile görüntülendi.

Antik kentin depremlerde zarar görmediği belirlendi.

Tokat kent merkezine 69 kilometre uzaklıktaki Sulusaray ilçesinin altında yer alan antik kentin ortaya çıkarılması için Tokat Müze Müdürlüğünce 1986'da sondaj kazılarıyla başlayan çalışmalar, sonraki yıllarda kurtarma kazısı şeklinde devam etti. 1991'de ara verilen çalışmalara 2013 yılında tekrar başlandı. Antik kentteki kazı çalışmaları, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Temür'ün danışmanlığında sürüyor.

– Sebastapolis Antik Kenti

Antik kentin bazı kaynaklarda M.Ö 1. yüzyılda kurulduğu ifade ediliyor.

Roma İmparatoru Trajan zamanında M.S 98-117 yıllarında Pontus Galatius ve Polemoniacus eyaletlerinden ayrılarak Kapadokya eyaletine dahil edilen antik kentin 2 bin yıl önce Karadeniz'in en büyük 5 şehrinden biri olduğu belirtiliyor.

Döneminde çok az şehrin sahip olduğu, zenginliğin göstergesi olarak para basma yetkisi bulunan Sebastapolis'in büyük savaşlar, yıkımlar, afetler ile geçiş yollarının değişmesi sonucu eski önemini kaybettiği, zamanla da unutulduğu kaydediliyor.