Haber Merkezi kaleminden...

O Betonvari Yapı…!

Yayın Tarihi: 28.07.2015 08:32 |Güncelleme: 05.10.2024 08:16
A+ A-

 

Cumhuriyet Türkiye’sinde Karabük başlangıçta Yenişehir modelinde izlenebileceği gibi modern şehircilik anlayışının bütün özellikleriyle görüldüğü bir yerdi.
Fransız şehir plancısı Henry L.Prost’un tasarımını hazırladığı Yenişehir, mühendis ve memur evleri Türkiye’de erken dönem şehircilik/mimarlık anlayışını yansıtması bakımından dikkat çekicidir.
2-3 katı geçmeyen yeşillikler içinde doğaya ve insana saygılı bu evler erken dönem Cumhuriyet mimarisinin en güzel örnekleridir.
1950’lelerde haddehanelerin kurulmasıyla birlikte Karabük’te hızlı bir şehirleşme süreci yaşanmaya başladı.
Bu dönemde arsa spekülatörleri Karabük’ü tanınmaz bir hale soktular.
Kısa zamanda her yerde mantar gibi gecekondular oluştu.
Kent estetiği bir anda kayboldu.
Tanınmaz bir hale geldi.
O nedenledir ki…
Şimdilerde bilindiği gibi Ticaret ve Sanayi Odası,haddehanelerin kent dışına alınması için büyük bir gayret içinde…
Ama bilinmelidir ki….
Haddehaneler şehir dışına alındıktan sonra bu alanlarda inşaat işlerine girişilecekse,ki öyle bir durum vardır, Karabük’ün bu durumdan şehircilik adına yarar sağlaması söz konusu olmayacaktır.
Betonlaşan bir çevre,hava kirliliğinden bir türlü kendini kurtaramayan Karabük’te sıkıntı yaratmaya devam edecektir.
Bunları neden anlatıyorum…
Yenişehir dışında Karabük bugün şehircilik açısından iflas etmiş bir durumdadır.
Yeni yapılan kent meydanı ise kendini kandırmaktadır.
O betonvari yapı sıcakla birleşince çevresine fırın etkisinde ısı yaymaktadır.
Bu meydan olsa olsa yaz gecelerinde beklentilere cevap verebilir.
Ama insanlarımız bu iş için evlerinden çıkıp meydanda dolaşmak isterler mi?
O da ayrıca bir muamma tabi…
Karabük’ün çözülecek sorunları bellidir.
Bu sorunları saptamak araştırma yapmaya gerek yok.
Her şey aleni olarak meydanda…
Ortada sosyalleşmeyi engelleyen hantal bir mekan var.
Karabük’ün canlılığına set çeken onu işlevsiz bırakan.
Bu durum keyifsizliğe neden oluyor.
Halkı önemsenmediğini gösteriyor.
Mesele ne?
Halkın yaşadığı kentten hoşnut olmasını sağlamak.
Şikayetleri ortadan kaldırmak.
Gerçekten lafla peynir gemisinin yürümediği de ortada.
Bir kez daha burada iddia ediyorum…
Kent meydanı halka cansuyu olamadı.
Beklentileri karşılayamadı.
Kentin ortasını beton yığınına teslim etmek şehircilik değildir.
Bu anlamda şunları söylemek istiyoruz.
Herkes yaşam standardı yüksek bir kenti hayal eder.
Dahası keyifle cadde ve sokaklarında dolaşmak ister.
Canın cehenneme diye söz etmez.….!
Şimdi…
Bir iş yaparken görüntüye mi önem vereceğiz yoksa halkın ihtiyaçlarına mı?
Buna karar verirsek…
Daha keyifli ,yaşanabilir bir kent var edebiliriz.
Yoksa…
Yapılanlar teferruat olarak kafa karıştırmaya devam edecektir.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.