Okan Küçük Yorumluyor 3 Nisan 2022

Okan Küçük Yorumluyor 3 Nisan 2022

Yayın: 03.04.2022 12:15
Paylaş:
A+ A-

Karabük’e Vefa Borcu Ödenmeli

3 Nisan 1937 Karabük Demir Çelik Fabrikalarının (KARDEMİR) temelinin atılması ve Karabük’ün kuruluşunun 85. yıl dönümü  kutlanıyor. Karabük için çok önemli bir tarih.

5 Nisan 1994’te dönemin hükümeti tarafından özelleştirilmesine aksi takdirde kapatılması kararına karşın  8 Kasım 1994 hayatın durdurulduğu, Karabük’ün bir bütün olarak  destan yazdığı gün. Karabük için yine çok önemli bir tarih.

Bu tarihler Karabüklülerin ortak mirasıdır aynı zamanda. Karabük’ün toplumsal belleğinde iz bırakmış bu tarihlerin, hem günümüze hem de gelecek kuşaklara aktarılması her Karabüklünün görevidir.

Peki bunu nasıl yapabiliriz ?

Aslında 4 yıl kadar önce Karabük’te ilk olarak  haber yaparak  Eski Mühendisler Lokali’nin Karabük Demir Çelik Müzesi yapılmasını önermiştim… Kardemir’in bugünlere gelmesinde etkin çaba ve emekleri olan, sanayici Kamil Güleç, Kardemir Yönetim Kurulu Başkanlığı döneminde bu konuyu ciddi olarak  gündeme almıştı. Oradaki malum hadiselerden sonra kalmıştı, tabi. Şimdi, Kardemir yeni yönetiminin Yenişehir’de yıllardır çürütülen diğer tesislerle birlikte Demir Çelik Müzesini de gündemlerine aldığını memnuniyetle öğrendik. Bu müze  çok önemli…

 Karabük’te; bu şehrin nasıl kurulduğunun;  Fabrikalar kuran fabrikanın temelinin atılmasından Karabük’te hayatın neden ve nasıl durduğuna, şehrin temelinden bugünlere kadar nasıl gelindiğinin büyüğünden küçüğüne herkesin hafızasına kazınmasının en önemli kurumlarından biri müzedir. ( Günümüz koşullarında müze içerisinde o tarihi dönemlere ait eserlerin yanı sıra, o dönemleri anlatan bir dizi belgesel yapılıp ziyaretçilere izlettirebilir, bu farklı yönleriyle çeşitlendirilebilir)

Sadece Karabüklüler de değil, Karabük’e gelen idareci ve yöneticiler, bakanlar, genel başkanlar, Cumhurbaşkanı Karabük’e gelen herkes, önce Karabük Demir Çelik Müzesinde karşılanıp, önce müze de Karabük’ün tarihi serüvenini öğrenmeleri sağlanabilir…

 Hani bugünler de herkes belki kendi havasında ama yeri ve zamanı geldiğinde  nasıl birlik olunduğunu nasıl bir destan yazıldığını  herkes bilmeli  (aşağıda yazacağım) Karabüklülerin yeri geldiğinde sağlıklarının olumsuz etkilenmesi pahasına  Türkiye’nin inşaasına katkıda bulundukları unutulmamalı.

 İçeridekiler Karabük’ü öyle yönetmeli, dışarıdan gelenler Karabük’e o gözle bakmalı…

   Yazının yazıldığı bugün 3 Nisan…Şu sıralar 85. Yıl dönümünü kutladığımız  Türkiye’de demir çeliğin ve sanayinin temellerinin atıldığı günlerdeyiz. 3 Nisan sadece Karabüklüleri değil Türkiye’nin tamamını kapsayan yerli ve milli bir tarih aslında.  Sadece Karabük’ün kuruluşu değil, fakru zaruret içinde bir milletin, düvel-i muazzama ile eşit şartlarda yaşaması için şart görülen sanayi kalkınmanın temellerinin atıldığı  gün  olan 3 Nisan ayrıcalıklı, özel bir gün olarak Türkiye’de 3 Nisan Sanayi Günü olarak, milletçe kutlanmalıdır. ( 3 Nisan Sanayi Günü olmalı önerisini BRTV sahibi Mehmet Çetinkaya gündeme getirmişti bilindiği gibi.)

Hem bilinmelidir ki, Türkiye’yi inşaa etmek için  fabrikalar kuran  fabrika da çalışan Karabüklüler (o  dönemin şartlarında) çevreye, havaya ve insan sağlığına olan ciddi zararlarına gık bile dememişlerdir. Türkiye’nin inşasında emekleri, alın terleri ve belki de hayatları olan Karabüklüler dönemin şartlarında bugün mesleki hastalıklar dediğimiz hastalıklardan belki  çeşitli rahatsızlıklar geçirdiler, belki kalp hastalıklarıdır, kanserdir  ölümcül hastalıklarla hayatlarını kaybettiler. Bu yönüyle bakıldığında  Türkiye’de ulusal olarak  3 Nisan’ın  Sanayi Günü olarak kutlanılması, zaten Türkiye tarihinin ağır sanayisinin temellerinin atılması gibi çok önemli bir gerçeği olmasının yanı sıra, Karabük’e bir vefa borcunun da ödenmesidir aslında.

İşte Karabük Demir-Çelik Müzesi’nin kurulması, hem Karabük’ün yukarıda bahsettiğim toplumsal belleğinin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rol oynayacağı gibi, 3 Nisan Sanayi Gününe giden yolda da önemli bir kilometre taşı olacaktır.

Bu anlamda  3 Nisan Karabük’ün ve demir çeliğin kuruluşu, Türkiye’nin inşaasıdır, Müzesi’de kurulmalı, Sanayi Günü olarak da kutlanmalıdır. Karabük’ün yöneticileri, sivil toplum kuruluşları bu konuya tam olarak odaklanmalı bu konularda sürekli gündem yaratmalıdır.

3 kişi görüş bildirdi

  1. Hala Ödeyenler Var

    Kardemir’in hemen yanı başında Karabük Mah. ve Fevzi çakmak mahallesi sakinleri sağlık ve gayrimenkul, değerleri bakımından fedakârlık yapmıştır. Çatılarından bellidir. Kardemir yönetimi sahiplerine kazançlar ve Türkiye’deki bir çok sektörde kalkınma, ve lüks inşaat yaşam alanlarına katkılar sağlamıştır. Sayın yazar vefa borcu bir tabela ile olmaz elbette bir hesap günü vardır. Bu yaratıcın vadiii

  2. 3 nisan protokolü

    Meydanda protokolde bulunan fotolara bakın. Genel müdür eli arkasında resim çektirmiş. Kardemir kar ediyor paralar Çine gidiyor. 10 yılda yapılması gereken fırın 2 yılda yeniden yapılacakmış. 150-200 milyar TL ile 2 mahalle yeniden yapılırdı. Çaycı çayı açık demlese adamı tefe koyarlar…

  3. Çevreye, İnsanlığa Zarar veriyorsan, Kar etsen ne...

    Çevreye, İnsanlığa Zarar veriyorsan, Kar etsen ne… O kapitalizm sana öğrettin Kar dır illüzyonudur. Oysa gerçekte Doğal kaynakları insan gücünü kullanıyorsundur. Bunları ne amaçla kullandığında önemlidir. Akıl, vicdan ve bilim çevreye daha saygılı ve israf yapmadan önlemleri sana gösterir sezdirir de sizler yapmazsınız. Çünkü bu yatırım karlarınızı azaltabilir. Bürokrasi ve millet temsil otoritesi de sus pus olur. Bu Gerçek 🙂

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Milletvekil Akay TMMM Genel Kurulu’nda konuştu

Yayın: 03.05.2024 10:36
Paylaş:
A+ A-

CHP Karabük Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuştu.

Maden Kanun Teklifi’nin 12.’inci maddesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuşan CHP’li Akay, “Bir taraftan tasarruf tedbirlerinden bahsedilirken diğer taraftan da ülke kaynaklarının heba edilmesiyle karşı karşıyayız. Kanunun yasalaşmasıyla, enerji kaynaklarımız Birleşik Arap Emirlikleri firmalarına tahsis edilmesi durumuyla karşı karşıya gelecek.” ifadeleriyle kanun teklifine tepki gösterdi.

Doğal Kaynaklarımızın Birleşik Arap Emirlikleri’ne Tahsis İmkânı Doğuyor

Kanun teklifinin yasalaşmasıyla birlikte doğal kaynakların ve enerji kaynaklarının Birleşik Arap Emirlikleri firmalarına tahsis edilme imkânıyla karşı karşıya geleceğine dikkat çeken CHP’li Akay, “Bu kanun teklifi, 19 Temmuz 2023 tarihinde Abu Dabi’de Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Hükûmeti arasında imzalanan stratejik çerçeve anlaşmayla bağlantılı bir şekilde düşünülmesi gerekiyor. Bu kanun bugün buradan onaylanıp geçtiği zaman, o sözleşmeye bir alt zemin olmuş oluyor. Bu sözleşmeyle doğal kaynaklarımız ve enerji kaynaklarımız Birleşik Arap Emirlikleri firmalarına tahsis edilme imkânıyla karşı karşıya gelecek.” dedi.

Milli Kaynaklarımız Yabancı Firmalara Peşkeş Çekiliyor

Birleşik Arap Emirliklerinden finansman gelecek diye yenilenebilir enerji kaynaklarının yabancı firmalara zemin açılmasının asla kabul edilemeyeceğine değinen Milletvekili Akay, “Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yabancı firmalara zemin açılması da asla kabul edilemez, bu imkânların millî ve yerli firmalarımıza tanınması gerekir. Sırf Birleşik Arap Emirliklerinden gelecek finansmanla ilgili bunu kabul edemeyiz. Bütçe Kanunu’nun 12’nci maddesine göre dış kaynaklı kredi kullanımı var, Hazine garantisiyle kullanımlar yapılıyor. Bunların, bu alanlara kullanılması ve yerli firmaların desteklenmesi ve yerli üretim yapılmasını bizim teşvik etmemiz gerekir.” ifadelerini kullandı.

Yenilenebilir Enerji Üretimini İçin Yerli Firmalar Desteklenmiyor

Getirilen değişikle lisans alamayan firmaların teminatlarının tazmin edilmek yerine teminat mektuplarının iptal edildiğine dikkat çeken Akay, “Kanun teklifinde ayrıca, yatırımları gerçekleştiremediği için, tamamlayamadığı için ön lisans alamayan, üretim lisansı alamayan veya lisans alamayan firmaların teminat mektuplarının iptali söz konusu. Normalde bunların irat kaydedilmesi gerekir. Bir kamu kurumuna ihaleye girdiğiniz zaman, geçici mektup verirsiniz. Kesin mektup veya avans teminat mektubu verdiğiniz zaman yükümlülüğünüzü yerine getiremezseniz bu mektuplar tazmin olur, fakat burada iptal ediliyor. Ben hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına hem de Sayın Komisyona soruyorum: Bu firmalar, hangi firmalar? Bu firmalar EÜAŞ tarafından desteklenemez mi? Hazine garantisiyle, dış kaynaklı projelerle, kredilerle bu firmalar desteklenip buradaki yenilenebilir enerji üretimini yerli firmalarımıza yaptıramaz mıyız?” dedi.

Milli Servetimizin Ülkemizde Kalması Gerekiyor

Bir taraftan tasarruf tedbirlerinden bahsedilirken diğer taraftan da ülke kaynaklarının heba edilmesiyle karşı karşıya olunduğuna değinen Milletvekili Akay, “Yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık bir maden kaynağımız olduğu tahmin ediliyor. Bu millî servetin ülkemizde kalması, millî ve yerli firmalar tarafından maden ocaklarımızın, yenilenebilir enerji kaynaklarının işletilmesi gerekiyor, bu manada da kaynaklarımızın israf edilmemesi gerekiyor. Bu sebeplerden dolayı, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu kanun teklifine karşı oy kullanacağız.” şeklinde konuştu.