Özçelik-İş Sendikası yılsonuna kadar belirli aralıkla gerçekleştireceği teşkilat eğitimlerinin ilkini Kızılcahamam’da gerçekleştirdi. Teşkilat eğitimlerine Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci’de katıldı. Eğitimlerde ‘Sendikal Örgütlenme Bilinci ve Becerileri’, ‘Teşkilatlanma Kültürü ve Etkili Temsil’, ‘Toplu İş Hukuku’, ‘Protokol ve Nezaket Kuralları ‘ ve ‘Sendikal İletişim’ alanında uzmanlar tarafından anlatıldı.
SENDİKAMIZLA ÖVÜNEBİLİRSİNİZ
Teşkilat eğitimlerinde bir konuşma yapan Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci “Bu sendika övünülecek bir sendikadır. Sendikanızla gurur duyun ve övünün. Övünün çünkü, Hastalık, afet gibi sıkıntılar yaşayan üyelerine artık milyonlarca lira sosyal yardımlar dağıtan bir sendikanız var. Çocuğunu üniversitede okutan üyelerine milyonlarca lira burs dağıtan bir sendikanız var. Yılbaşında üyesini hediyelerle unutmayan bir sendika var. Övünün sendikanızla. İmzaladığı toplu iş sözleşmeleriyle öne çıkan bir sendikanız var. Övünün bizlerle. Sizlerin önünü açmak isteyen, sizlere ufuk çizen yöneticileriniz var. Övünün arkadaşlar, Grevi çıkmayı son çare olarak gören ama greve çıktığında da üyesini asla maddi ve manevi olarak yalnız bırakmayan bir sendikanız var. Övünün arkadaşlar, Sendikal kültürü yaşatan, Türk sendikal hareketinin amiral gemisi niteliğinde bir sendikası var. Övünün arkadaşlar, Türkiye’nin en büyük fabrikalarını bünyesinde bulunduran bir Özçelik-İş’imiz var. Övünün, HAK-İŞ ile birlikte mağdur ve mazlumun sığınağı olmuş, zalime zalimsin diyen cesur bir sendikanız var.”
“SANDILAR Kİ AĞALIK – PAŞALIK İÇİN SENDİKACILIK YAPIYORUZ”
“Bizi bugün buralara getiren, emekçilere ve sendikamıza olan sevdamızdır. İşçinin gönlünü fethetme arzusudur. Yeni işyerlerini Özçelik-İş çatısı altına katma hevesidir. Bizim işçiye hizmet davamız büyüktür, onlara karşı taşıdığımız sorumluluğumuz ağırdır. Bunun bilincindeyiz. Hayatım boyunca, kendi adıma her zaman ‘az’a kanaat ettim.’ Ama iş, Sendikam ve üyelerim gelince değişti. Bugüne kadar Sendikam adına, üyelerim adına ‘hiçbir zaman az’a tamah etmedim. Sendikam ve üyelerim adına doyumsuz oldum. Onlar için her zaman iyisini, güzelini istedim. Bu beni, kimi zaman uykusuz da bıraktı, kimi zaman hasta da etti. Sandılar ki, sendikacılığı para için yapıyoruz. Sandılar ki, lüks için bu çileyi çekiyoruz. Sandılar ki, ağalık, paşalık yapalım diye bu işe talip olduk. Vatan, millet ve İslam davasına olan inancımız, İşçinin hakkı için ortaya koyduğumuz mücadele ruhumuz, bizleri bugünlere taşıdı. Bu anlayışla da bugün bu sendikanın politikalarına yön veriyor, kendi nefsimize değil, işçilerin menfaati adına başarının peşinden koşuyoruz.”
“SİZLER BİZİM BAŞ AKTÖRÜMÜZSÜNÜZ”
“Sendikamız adına, tüm bu başarıları sizlerle birlikte elde ettik. Bir tespihin taneleri gibi, yan yana durduk, omuz omuza verdik, sahada da, masada da hep birlikte mücadele edip, işçinin yüzünü güldürme gayretinde olduk. İyi biliyorum ki, sizlerin sorumluluğu, yükü çok fazla. Üyelerimize ilk elden temas eden sizlersiniz. Sizler bizim vitrinimiz, işçiye bakan yüzümüzsünüz. Sizler baş aktörümüzsünüz. İşçinin sorunlarına ilk maruz kalan, işçinin derdini ilk dinleyen, işçinin talebini, beklentisini ilk duyan sizlersiniz. Hatta ilk teşekkürü alanlar da sizlersiniz, ilk sitem edilenler de sizlersiniz. Sadece kendinizi değil, sendikanızı da temsil ediyorsunuz. Bu yüzden, kimileri pusuya yatmış bekliyor hata yapasınız diye, kimileri de dua ediyor doğruyu yaptınız diye. Bu nedenle sahadaki sizler, bu sendikanın en önemli yapı taşlarısınız. Sizlerin ağzınızdan işçiye söylenecek bir söz, yıkacak güce de, yapacak kudrete de sahiptir. Yıkan değil, yapan olmak da en asli görevinizdir.”