Son aylarda gerek Türkiye geneli ve gerekse İlimizde meydana gelen telefon dolandırıcılığının yaygınlaşması üzerine, insanları bu kumpasa düşüren dolandırıcıların yöntemleri teker teker açıklandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, telefon dolandırıcılığı olaylarında dolandırıcıların kullandığı yöntemleri kamuoyu ile paylaştı. İşte o yöntemler:
– Telekonferans yöntemi,
– hakim-savcıyım diyerek operasyon yalanı,
– banka hesabınız terör örgütü tarafından boşaltılacak banka hesabınız terör örgütü tarafından boşaltılacak,
– kuyumcu soygun yerinde kimliğiniz bulundu,
– suç örgütü sim kartınızı kopyaladı yalanı,
– ikna edici ses tonuyla konuşma
– telsiz sesi kullanma.
TELEKONFERANS KURDURUYORLAR
‘Telekonferans yöntemi’ hakkında bilgi veren Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı,şu açıklamada bulundu: “Dolandırıcılar iki ekip halinde iş bölümü yaparak çalışmaktadırlar. Önce mağdurun ev telefonu aranır, kendilerini polis, asker ve Cumhuriyet savcısı olarak tanıtarak belirtilen yöntemlerin birisi ile para isterler, bu sırada bayandan eşinin adı soyadı ve ne iş yaptığını sorarlar ve telefon numarasını isterler. İkinci gurup eşinden almış olduğu numara ile müştekiyi arayarak aynı yöntem ile para isterler, ikna etmek için de kendilerinin evinde olduklarını ve eşi ile görüştürebileceklerini beyan ederler. Telekonferans sistemi ile eşler ve dolandırıcı aynı anda birbirleri ile konuşurlar. Mağdur vatandaş bu konuşmalardan sonra evde polislerin olduğuna ikna olunca kendisini arayan dolandırıcılara istenilen parayı vermiş oldukları hesaba yatırmaktadır.”
TELSİZ EFEKTİ İLE İKNA, SONRA “TELEFONU ASLA KAPATMA” YÖNTEMİ
Dolandırıcın kendisini hakim, savcı, polis olarak tanıtıp operasyon yaptıklarını, teröristleri yakalamalarının an meselesi olduğunu belirterek, telefonla görüştüğü şahsın yakının kimlik bilgilerinin kullanıldığını söylediğine dikkat çekilen açıklamada şu uyarılara yer verildi: “Kimliği kullanılan şahsın hayatının tehlikede olduğunu söyledikten sonra kendilerine yardımcı olunmasını istedikleri, hesaplar arasında işlem yapılması için para yatırılmasını isterler. Vatandaşların yatırdığı paranın kendisine iade edileceğini söylemektedirler. Dolandırıcıların mağduru olmamak için kendisini polis, asker gibi kamu görevlisi olarak tanıtarak, ‘Sakın telefonunuzu kapatmayın, bu operasyon gizli sakın kimselere bahsetmeyin’ gibi sözlerle sizden para gönderilmesini isteyen şahıslara itibar etmeyiniz. Dolandırıcı vatandaşımızı arayarak, telefonunda kullandığı sim kartın teknolojik yöntemler kullanılarak organize bir suç örgütü tarafından kopyalandığını ve bu kopya sim kart kullanılarak maliyeti yüksek meblağlara varan telefon görüşmeleri yapıldığını söyler. Olayı gerçekleştirecek olan dolandırıcı şahıs, vatandaşımızı telefon ile arayarak, ikna edici bir ses tonuyla yavas ve tane tane konuşur. Genellikle arka planda telsiz sesi duyulur, konuşmaları dinlemeye başlayan mağdur ikna olmaya baslar. Dolandırıcı aradığı şahsın konuşmalara ikna olduğunu anladığı andan itibaren irtibatın kesilmemesi ve başka yeri aramaması için sürekli olarak telefonun açık tutmasını sağlar”
KARABÜK İLİNDE DE ARTTI
Diğer yandan son günlerde Türkiye genelinde artan telefon dolandırıcılığı olayları Karabük ilinde de arttı.Bu konuda Karabük Emniyet Müdürlüğü ekipleri bir taraftan bu dolandırıcılara yönelik çalışmalarını sürdürürken diğer taraftan da vatandaşlara yönelik eğitici çalışmalarını sürdürüyor.
Kartal Şahin
Sayın Yetkililer, 21.yüz yılımızda teknolojinin zirvede olduğu bir dönemde kötü niyetli insanlar tarafından da akla hayale gelmeyecek tarzda geliştirilen kendi yöntemleri marifetiyle, insanımızın kandırılmasını sağlayarak çok sayıdaki vatandaşımızın mağdur edilmesi söz konusudur. Ancak, çok çeşitli şekil ve şartlarda uygulamaya konulan dolandırıcılık yöntemlerinin karşılığı suç ve ceza kapsamının genişletilerek bu alanda suç işleyenlere en az (kapalı ceza ve infaz kurumlarında kalmak üzere) beş yıl ve üzeri ceza uygulamasının gerçekleştirilmesi halinde az da olsa caydırıcılık gündeme gelecektir. Günümüzde uygulanan hapis cezalarının alt guruptan verilmesi nedeniyle (Açık İnfaz Kurumlarında) cezaların uygulanması, bahsedilen dolandırıcılık suçlarının artmasına neden olmuştur. Dolayısıyla suç işleyen bir şahıs, ben nasıl olsa açık ceza evine gidebilirim, orada bir süre kaldıktan sonra da denetimli serbestlik mevzuatı gereği dışarıda normal hayatıma başlarım düşünceleri var oldukça ülkemizde çok sık rastlanan dolandırıcılık suçlarının önüne geçilebilmesi oldukça zor görünmektedir. Bu nedenlerle Avrupa uyum yasalarının analiz edilerek yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.