Safranbolu’da dedikodu mezar taşına yansıdı

Safranbolu’da dedikodu mezar taşına yansıdı

Yayın: 11.06.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu Aile Mezarlığı’nda bulunan İbrikçibaşı Hacı Hayri’nin mezar taşı, ilginç bir dedikodu hikayesiyle yıllar sonra yeniden gündeme geldi. Şehir efsanesi olarak dile getirilen mezar taşına yazılan cümleler, yıllar sonra hala merak konusu olmaya devam ediyor. Mezar taşına yapılan hatalı restorasyon işlemi bu ilginç olayla birlikte eski mezar taşları için bakım hizmetinin daha profesyonel bir ekip tarafından verilmesini de gözler önüne taşıyor.

Bir sosyal medya kullanıcısı tarafından paylaşılan yazıda; İbrikçibaşı Hacı Hayri’nin mezar taşında dedikoduyu çok seven Safranboluluların, yıllar öncesinden dedikodu yapmayı adeta milli bir spor haline getirdikleri de yer aldı. Bu ilginç olay, Safranbolu’da dedikodu ve efsanelerin ne kadar yaygın olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sultan 2. Abdülhamid Han, 31 Ağustos 1876 tarihinden tahttan indirildiği 27 Nisan 1909’a kadar geçen yaklaşık 33 yıl devleti yönetti. Bu dönemde yaşadığı düşünülen Hacı Hayri’nin mezar taşının üzerindeki yazı ise şu şekildeydi:

“Ziyaretçi!

Bu dedikodu hâlâ yetemesün mü?

Hacı Hayri mezarında da rahat (e)itmesün mü?

Fikrimi anlayın taşımdan, Bir Fatiha okun gidin başımdan…”

Bir sosyal medya kullanıcısının paylaşımında: “Ne biçim dedikoducuymuşuz adam mezar taşında bile şikayet ediyor. Diğer taraftan içimdeki dedikoducu merak ediyor, “neydi acaba bu mezar taşına bile yansıyan skandal?” diye… Acaba Hacı Hayri, bahçeye erik çalmak için giren çocukları pişirip yiyen bir yamyam mıydı? Yoksa geceleri ışıklar saçan bir uçan yuvarlak oda Hacı Hayri’nin bahçesine mi iniyordu? 

Adam -her ne ise- bir dedikoduyu sonlandırmak için mezar taşına yazdırmış. Kaç nesil sonra biz merak ediyoruz, neydi acaba o dedikodu diye… Ha, bu arada Safranbolu hakikaten dedikodunun en sevilen milli spor olduğu bir yerdir…Bu dedikodunun ne olduğu ile ilgili bir şehir efsanesi duydum. Onu nakledeyim önce: Efendim, bizim Hacı Hayri meğer Abdülhamit Han’ın ibrikçibaşıymış. Padişahımız efendimiz abdest alırken su dökermiş. Nasıl olduysa bir keresinde karnında sıkışmış olan gazı gürültüyle kaçırmış. Böyle zotturu zotturu. Padişah demiş ki “Muhafız alayı borusunu mu öttürüyorlar acap Hayri ağa cânım? 

Hayri ağa “müsaade buyurunuz” deyip çekilmiş, hemen bavulunu hazırlamaya koyulmuş. Peşinden silahtar, rikaptar, çuhadar birkaç mabeyn görevlisi gelip “Olur böyle kazalar ağa” dedilerse de “Yok ben Safranbolu’ya döneyim, hicabımdan sizin dahi yüzünüze bakamıyorum” der. Emekli aylığını bağlayıp yolcu ederler.

Yalnız Hacı Hayri’nin hikayesi bir günde, kendisi ise iki günde Safranbolu’ya vasıl olmuş. Adam daha gelmeden adı Zotturuk Hayri’ye çıkmış. Hatta padişahın baygınlık geçirdiğini ve dahi odaya giren hekimbaşının da bayıldığını uydurmuşlar. Adamın ahir ömrü kolay geçmemiş. Şaka olsun diye o gelirken borazan çalarlarmış. Valla bana tipik bir şehir efsanesi gibi geldi ama umarım doğrudur. Hacı Hayri’nin hakkındaki dedikodunun bu kadar naif olması içimi rahatlattı. Yalnız içimi rahatlatmayan hatta kasvet bastıran bir şey daha var. Hayri Ağa’nın mezar taşına palyaço makyajı yapmışlar.  Nedir bu Hacı Hayri’nin çektiği? Hacı Hayri mezarında da rahat itmesin mü? Zotturuk motturuk, herkesin başına gelebilir!” ifadeleri yer aldı.

Mezar Taşlarının İçler Acısı Durumu: Tahrip ve İhmal Edilmiş 

Vatandaşlar, mezar taşları üzerine bilinçsizce yapılan boyamaların yaklaşık 150-200 yıllık taşları olumsuz etkilediğini ifade etti. Mezar taşlarının bazılarının başlığı yeşile boyandığı ancak zamanla bu boyanın aktığı görülüyor. Taşın gövdesindeki yazıların siyah boya ile belirginleştirilmeye çalışıldığı bazı mezarların, gelişigüzel restorasyonlarına tepkiler yağıyor. Çoğu mezar taşlarının yıkıldığı, kaybolduğu veya parçalandığı mezarlıkta standart bir restorasyon uygulaması gerekiyor.

Mezar taşlarının kaderine terk edilmemesi gerektiğini belirten vatandaşlar, sosyal medyada paylaşılan mezar taşı görüntülerini hatalı boyamalarla palyaço makyajına benzeterek tepki gösteriyor.

Koruma Kurulu ve ilgililer, tarihi mezar taşlarının korunması ve restore edilmesi konusunda göreve çağrılıyor. Mezar taşlarının eski görkemlerine kavuşturulması ve tarihe saygı gösterilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiği vurgulanıyor.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karabük Üniversitesi Yaz Tatiline Girdi ve Esnafların İşleri Düşüşe Geçti

Yayın: 04.07.2024 14:10
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK- Karabük Üniversitesi’nde yaz tatilinin başlamasıyla birlikte şehirdeki kafeler ve mağazalar, öğrencilerin memleketlerine dönmesi sonucu müşteri azlığı yaşamaya başladı.

Şehir ekonomisine önemli katkılar sağlayan öğrencilerin yokluğu, esnafları zor durumda bırakıyor. Öğrenci azlığı bazı kafelerin veya mağazaların kapanmasına bile sebep olabiliyor. Aslında Karabük’ü ayakta tutan öğrencilerin olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.

Esnafların İşleri Düşüşe Geçti

Karabük’te bulunan birçok kafe ve mağaza sahibi, üniversite döneminde yoğun bir müşteri trafiğine sahip olduklarını belirterek, tatil dönemlerinde işlerinin ciddi bir şekilde düşüşe geçtiğini ifade etti. Öğrencilerin memleketlerine dönmesi esnafları zor bir durum içerisine bıraktı. Bununla beraber, Karabük’te yaşayanlar ise iş bulmakta zorluk çekiyor. İşler sakinleşince, çalışan sayıları oldukça düşüyor. Bir kafe sahibi, “Öğrenciler burada olmadığı zaman işlerimiz oldukça düşüyor. Bu durum, özellikle yaz tatilinde daha belirgin oluyor. Öğrenciler gittiği zaman caddeler boşalıyor ve müşteri sayısı giderek düşüyor. Çalışan sayılarını azaltmak zorunda kalıyoruz ve kafeyi erken saatlerde kapatıyoruz. Kış aylarında ise öğrenciler burada oldukları için kafeler fazlasıyla yoğun olmakla beraber oturacak yer kalmadığı zamanlar bile oluyor.” dedi.

Esnafların Alternatif Çözüm Arayışları

Esnaflar, bu durumu aşmak için çeşitli alternatif çözümler arıyor. Özellikle yerel halkı çekmek için farklı kampanyalar ve indirimler düzenlemeyi planlayan mağaza ve kafe sahipleri, sosyal medya üzerinden daha fazla tanıtım yapmayı hedefliyor. Öğrenciler gittiği için esnaflar yerel halka yoğunlaşarak, dikkatlerini çekmeye çalışıyorlar. Bir mağaza işletmecisi, “Öğrenci yokken yerel halkı mağazamıza çekmek için indirim kampanyaları yapmayı düşünüyoruz. Ayrıca, sosyal medya üzerinden daha aktif olmayı planlıyoruz. Sosyal medya üzerinden ürünlerimizin reklamını yaparak müşterilerin ilgisini çekmeyi planlıyoruz. Günümüzde zaten çoğunluk soysal medya üzerinden hem her işini halledebiliyor hem de sipariş verebiliyor. Bu yüzden bizde sosyal medyaya önem ve ağırlık vererek yaz tatilini bu şekilde geçirmeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel Ekonomiye Etkileri

Öğrenci nüfusunun azalması, şehir ekonomisine de doğrudan yansıyor. Üniversite öğrencilerinin şehirde harcadığı para, esnafların gelirinin büyük bir kısmını oluşturuyor. Öğrencilerin yokluğu, sadece mağaza ve kafeleri değil, aynı zamanda konaklama, ulaşım ve diğer hizmet sektörlerini de olumsuz etkiliyor. Öğrenciler olmadığı zaman otobüs ve dolmuşlar oldukça azalıyor.

Belediyeden Destek Çağrısı

Karabük esnafı, bu durumu hafifletmek için belediyeden destek bekliyor. Özellikle yaz aylarında turist çekmek amacıyla çeşitli festivaller, eğlenceler ve etkinlikler düzenlenmesi, esnafların talepleri arasında yer alıyor. Bu tür etkinliklerin, şehirdeki ticari hareketliliği artırarak ekonomik durgunluğun önüne geçip, esnafı ayağa kaldıracağı düşünülüyor.

Karabük’te üniversite tatili döneminde yaşanan müşteri azalması, esnafları oldukça zora sokuyor. Alternatif çözümler ve belediye desteği ile bu durumun üstesinden gelinmeye çalışılıyor. Öğrencilerin geri dönmesiyle birlikte şehir ekonomisinin yeniden canlanması ve eski haline dönmesi bekleniyor. (Kaynak: Yağmur Tozduman)