Samsun’da boşanma aşamasındaki karısını öldürdüğü iddia edilen sanığın yargılanmasına başlandı

Samsun’da boşanma aşamasındaki karısını öldürdüğü iddia edilen sanığın yargılanmasına başlandı

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.07.2024 00:22
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – Samsun'un İlkadım ilçesinde boşanma aşamasındaki karısı ortaokul öğretmeni Saadet Çam'ı silahla vurarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Adem Çam, ilk kez hakim karşısına çıktı.

Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Adem Çam, maktul Saadet Çam'ın yakınları ile taraf avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan Adem Çam, olay tarihinden 8 ay önce Saadet Çam'ın yanlışlıkla kendisini aradığını öne sürdü.

Telefonu açtığında farklı sesler geldiğini belirten Çam, “Birbirlerine, 'Aşkım' diye hitap ediyorlardı. Saadet, 'Yazlığı ondan alacağız.' dedi. Sevgilisi B.D.T. ise 'Ben senin arkandayım.' cevabını verdi. 22 dakika boyunca mallar ve benim hakkımda konuştular. Sevgili olduklarını anladığımda anlaşmalı boşanmayı çekişmeli boşanmaya çevirdim.” dedi.

Olaydan iki gün önce B.D.T'nin kendisini aradığını ve hakaret ile küfür ettiğini iddia eden Çam, şöyle devam etti:

“Beni iş yerine çağırdı. Gittiğimde iş yeri kapalıydı. Arabanın arkasından sopayla çıkarak yakamdan tuttu. Etraftakiler görmesin diye beni araca soktu. Karşıdan eşim ve kızımın geldiğini gördüm, bana vurmaya başladılar. Ben de video kaydı aldım. Olaydan 1 saat önce ise telefonumda olan Saadet'e ait fotoğrafları kendisine yolladım. O fotoğrafları kendimde görmek istemiyordum. Bana, 'Yeter artık fotoğrafları gönderme.' dedi. Çocukları görmek istediğimi söyleyerek aradım. O da 'Neden görmek istiyorsun? Onlar seni görmek istemiyor.' dedi. Ben daha önce üç kez intihar girişiminde bulundum ama o gün bulunmadım. Eşime son kez, 'Çocuklarımı görmek istiyorum.' dedim, planlayarak çağırmadım.”

Olayın yaşandığı günü anlatan Çam, B.D.T. ve Saadet Çam ile görüştüğünü, mal ve para konusunda tartıştıklarını ifade etti.

“903 bin lirayı bu adama mı yedirdin?” deyince B.D.T'nin, “Bu kadından boşanacaksın, seni burada öldürürüm” deyip bacağına tekme attığını ileri süren Çam, şunları kaydetti:

“Saadet de eliyle yüzüme vurarak beni itti. Ben de korkudan masadaki ruhsatsız silahı aldım. Saadet ve B.D.T. panik yaptı. Saadet, B.D.T'nin önüne atladı. Silahın ateş aldığını duydum ancak onda da silah vardı. Hangi silah ateş aldı bilmiyorum. Ben daha önce silah kullanmadım. Bu silahı B.D.T. ile aramızda geçen olaydan sonra aldım. B.D.T, 'Ben bacağımdan vuruldum.' deyip kaçtı. Ben de arkasından çıktım ama göremedim. İçeri girdiğimde kapıyı kapadım. B.D.T'nin beni darbedeceğini düşünerek emniyet mandalını da kapattım. Eşimi kanlar içinde görünce bayılmışım. Gözümü nezarette açtım. Bu olaydan dolayı çok pişmanım. Saadet'in ailesinden, çocuklarımdan ve kendi ailemden özür dilerim, tahliyemi talep ederim.”

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 24 Eylül'e erteledi.

İlkadım ilçesi 19 Mayıs Mahallesi'ndeki bir apartmanda 6 Mayıs'ta Saadet Çam ile kocası Adem Çam arasında tartışma çıkmış, ardından Adem Çam silahla ateş ederek eşini öldürmüştü. Gözaltına alınan zanlı, tutuklanmıştı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Trabzon’da 3 nesildir tekvandoyla uğraşan Aydemir ailesi, tecrübelerini yeni nesillere aktarıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.07.2024 16:37
Paylaş:
A+ A-

TRABZON (AA) – GÖKTUĞ ERGÜN – Trabzon'da 3 nesildir tekvandoyla uğraşan Aydemir ailesi, spor sevgisini üç kuşaktır nesilden nesile aktarıyor.

Trabzon Büyükşehir Belediye Spor Kulübünde tekvando branşında antrenörlük yapan Muammer Aydemir, kardeşi Erdal Aydemir ile birlikte oğlu ve torunlarına antrenörlük yaparak, 40 yıllık tecrübelerini yeni nesillere öğretiyor.

Gençlik yıllarında arkadaşlarının tavsiyesi üzerine bu spora yönelen eski milli tekvandocu ve milli takım antrenörü Muammer Aydemir, AA muhabirine, 43 yıldır Trabzon'da tekvando branşında sporcular yetiştirdiğini söyledi.

Aydemir, tekvandoya başladıktan sonra ailesini de bu spora yönlendirdiği ifade ederek, “Bir ailede bir insan hangi meslekte ise kendi ailesini de peşinden sürükler. Biz de tekvandocu olmamız hasebiyle beraber, ilk önce kardeşim Erdal Aydemir'i bu spora başlattım. 16-17 yaşlarından itibaren başlatmıştık onu. Kendisi tekvandoda birçok başarı elde etti. Ülkemizi yurt dışında temsil etti. Milli sporculukta, milli takım antrenörlüğüne kadar.” dedi.

Kardeşinin antrenörlüğünü üstlenen Aydemir, kendi oğlunun antrenörünün de kardeşi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Aynı zamanda da milli takımda sporcuydum. O süreç içerisinde kendi spor salonumuz da vardı. Orada kardeşimi de hazırlıyordum. Daha sonra oğlumu 4 yaşında salona getirdim. Oğlumun antrenörü de kardeşim. İnsan kendi kardeşine ve oğluna biraz daha duygusal oluyor tabii ki hazırlarken. Ben dedim o sorumluluktan kurtarayım, kardeşime vereyim oğlumu. En azından o süreci yürütsün diye ve oğlumu tekvandoya başlattık.”

– “Ben okuyamadım ama onların bu süreçlerine katkıda bulunmuş oldum”

Oğlu ve kardeşinin başarılarıyla gurur duyduğunu vurgulayan Aydemir, “Oğlum da milli sporcu, Avrupa ve dünya şampiyonlarına katıldı. Milli takımda kaptanlık yaptı. Bu süre içerisinde tabii eğitim hayatları da devam etti. Oğlum Karadeniz Teknik Üniversitesinde beden eğitimi bölümünde bölüm başkanı. Kardeşim de beden eğitimi öğretmeni. Ben okuyamadım ama onların bu süreçlerine katkıda bulunmuş oldum, onun için ben kendim de biraz gurur duyabilirim.” diye konuştu.

Ailedeki birçok kişiyi tekvando branşına yönlendirdikten sonra sıranın torunlarına geldiğine işaret eden Aydemir, şöyle devam etti:

“Daha sonrasında da sıra, ailede birçok kişiye, yeğenlerime, amcamın çocuklarına, dayılarımın çocuklarına ve en sonunda torunlarıma geldi. Damadım da bu arada tekvandocu, torunları da bu işe başlattık ve onlar da müsabık sporcular. Bu süreç böyle. 40 yılı aşkın oldu. Bu bizim ailece kanımıza işledi. Yaptığımız işi çok seviyoruz. Dolayısıyla bir işinizi sevdiğiniz zaman başarı da kendiliğinden gelmiş oluyor.”

Oğul Burak Aydemir, 4 yaşından itibaren babası ve amcası tarafından yetiştirildiğini aktararak, “Bu süreç boyunca kariyerimde bazı başarılara imza atmak nasip oldu. Türkiye şampiyonlukları yaşadım. Avrupa ve dünya şampiyonasında ülkemi temsil etme gururunu yaşadım. Bayrağımı temsil etme hakkını elde ettim. Şu anda da milli takım antrenörü olarak görev yapıyorum.” dedi.

Babasının açtığı yolda ilerlediklerinin altını çizen Aydemir, “Amcam çok başarılı bir sporcuydu. Bunu başka insanlardan duymanın da gururunu yaşıyoruz. Böyle başarılı bir ailede başarılı olmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Bu vesileyle çok ciddi çalışmalar gerçekleştirdim. Onunla birlikte olmak çok keyifliydi.” ifadelerini kullandı.

Kendi yeğenlerinin antrenörlüğünü üstlendiği belirten Burak Aydemir, “Babamın ve amcamın benim üzerimde hissettiği duyguları ben şimdi yeğenlerimin üzerinde hissediyorum. Özellikle ufak ufak dereceler yapmaya başladılar. Bu gidişat beni biraz daha heyecanlandırıyor. Onların 17-18'li yaşlara gelip kariyerlerinin zirvelerini yaşadığı dönemleri görmek için sabırsızlanıyorum açıkçası.” diyerek sözlerini tamamladı.

– “Kendi ulaşamadığım hayalim olimpiyatlara kendi yetiştirdiğim sporcuları ulaştıracağım”

Ağabeyinin oğlu ve torunlarına antrenörlük yapan Erdal Aydemir ise bu sürecin belli bir zaman dilimi aldığını ve yaşarken bunu insanın fark edemediğini söyledi.

Tekvandoya futbol branşından geçtiğini belirten Aydemir, şunları aktardı:

“Futboldan bir dönüş yaptım. Çok geç tekvandoya başladım. Sporculuğun geç başlaması, erken bitmesi… Benim en büyük hayalim tabii olimpiyatlar. Benim ulaşamayacağım bir hedefti. Çünkü belli bir altyapı çalışması almamız gerekiyordu. Şunu söylemiştim ben 'Kendi ulaşamadığım hayalim olimpiyatlara kendi yetiştirdiğim sporcuları ulaştıracağım.' diye.”

Torunlar 12 yaşındaki Ömer ve 14 yaşındaki Nazlı Kartal da dedelerinin izlerinden gittiklerini ve gelecekte aile büyüklerinin başardıklarından daha iyisini yapma hedefinde olduklarını kaydetti.