Ne zaman sis sözcüğünü duysam aklıma Tevfik Fikret’in aynı adı taşıyan şiiri gelir…
Sis adlı şiirin bir dizesinde şair:
“Sarmış yine ufuklarını acılı gamlı inatçı duman
Bir beyaz karanlık ki,hiç durmadan çoğalan” demek suretiyle duygularını bizlerle paylaşır.
Edebiyatçılara göre Tevfik Fikret bu şiirinde ; yıkım getiren büyük çürümüşlüğe beddua eder…
Adı geçen şiirin kuşkusuz bizim bu yazıda dile getireceğimiz “Sisle” yakından uzaktan bir ilişkisi bulunmamaktadır…
Sadece çağrışım yapması yönüyle anımsamak durumunda kaldığımız bir yanı olmuştur…O kadar…!
****
Safranbolu’dan her sabah Karabük’e gelirken gördüğünüz manzara karşısında siz de çok sayıda “SİS” şiiri yazabilirsiniz…
Bunun içinde Tevfik Fikret olmak gerekmez.
Öyle yoğun bir “SİS” ki demeyin gitsin…!
1999 metre yükseklikte Batı Karadeniz’in en yüksek tepesi Keltepe bile bu siste karşıdan bazen zor görünüyor.
Manzara Karabük’te yaşayanlar için daha da vahim bir manzara oluşturuyor…
Böyle bir ortamda bir de sigara içenleri düşündükçe çıldıracak gibi oluyoruz…
Bu kentte egzoz dumanı eşliğinde sigara içmek cesaret işidir.
Gerçekten bu intihara koşmak gibi bir şey…!
****
Kamuoyu olarak biz istatistiksel verileri çok merak ediyoruz…
Acaba Karabük’te hava kirliliği akciğer kanserine neden olur mu?
Kalp hastalıklarına etkisi var mıdır?
Bugüne kadar hava kirliliği ile birçok şey iddia edildi.
Pek çok şey söylendi.
Ancak…
Önlemler konusunda sınıfta kaldığımızı düşünmekteyim.
Kamuoyu da kendi cephesinde bu durumu hiç sorgulamadı…
Gidenler gitti….
Kalan sağlar bizimdir anlayışı ile hareket edildi.
Bizler yıllardan beri SİS ve DUMANLA birlikte yaşadık…
Hatta DUMANLI kentin PUSLU bireyleri olarak anılmaya başladık.
“Dumanlı kentin puslu çocukları”.
Öyle değil mi?
Tevfik Fikret yaşasaydı acaba Karabük’e bakıp nasıl bir şiir yazardı…
Daha doğrusu yazmak için kendinde bir mecal bulabilir miydi…
Hep bunu merak etmişimdir?
Siz neyi merak ediyorsunuz.
Bu kadar duyarsız kalan Karabük halkının çaresizliğini mi?
Meraklı
Başımızdaki bu belediye yetkilileri oldukça ne sis kalkar ne duman. Çevre iller dört nala modernleşmeye koşarken biz geri gidiyoruz. İnsanın şehrin göbeğine baktıkça içi acıyo resmen. Yaşlanan bir insan giibi her sokağı. Bakımsız ve bi o kadar da döküntü. Hep boynu bükük hep beli eğri… Sürekli başı aşağıda. Ne zaman doğrulup ileriye adım atacak bekliyoruz..
Karabuk
Sıkıntı sadece belediyede değil vekillerden de sıkıntı var. Karabuk sahipsiz. Herkes şehirden kaçma planı yapıyor.
Gönderen
Sabahın ilk saatlerinde Kastamonu’ya girerken, Kurubenzinliğe doğru sarkınca şehrin üstünün dumanla kaplı olduğunu görürsünüz. Oradaki duman Karabük’ü aratmaz hemen hemen. Ankara’nın havasını da çok kirli gördüm bu yıl. Birkaç gün önce sabah saatlerinde Ankara’ya girerken dumanlı hava çok rahatsız ediciydi. Doğalgaz gelmeden önce Karabük ve Safranbolu’nun havası çok çok daha kötüydü. Duman Beşbinevler ve Yüzüncüyıl’dan doğru yolboyunca Granköy’e doğru yükseliyordu ve çok rahatsız ediciydi. Safranbolu’dan Karabük’e sallanınca Beşbinevler kesiminde duman sebebi ile insanın genzi yanıyordu. Yüzüncüyıl’da is ve duman kokusu çok keskindi. Kar yağdığında kar tabakasının üstü simsiyah kurum bağlardı. Şimdi eskisi kadar kurum yok…