Kentlerin tarihsel gelişimine ve geleceğine ışık tutmak.
Böyle bir uğraş…
Bence…
Bu günlerde önemsenmesi gereken işlerin başında geliyor.
Ancak ülkemizde birçok mahalli idare yöneticisi bu gerçeği kabullenmek istemiyor.
Daha doğrusu…
Gerçekler….
Görmezlikten geliniyor.
Bir aile için yaşadığı evin önemi ne ise insanlar için kentin önemi odur.
Maalesef günümüzde bizlerde yaşadığımız mekanların önemini bilmeden sorumsuzca davranışlar sergileyebiliyoruz.
Bu tespiti i nasıl mı yaptık?
Günümüzde…
Kentler tanınmaz halde de ondan.
Türkiye’de bir çok yerde nereye gidersen git…
İl ya da ilçe fark etmiyor.
Bir düzensizlik hakim.
Bunun yanında…
Köylerin boşalmasıyla…
Büyük bir çoğunluğun kentlere göç etmesiyle…
Kentlerin ruh halinde büyük travmalar görülmeye ve yaşanmaya başladı.
Kentlerde vandalizmin, koronavirüs gibi yayılma ve insan yaşamını tehdit eder duruma gelme sebebi üretici insanın ,tüketici olarak kendini yeni yaşamına entegre edememesidir.
Daha doğrusu boşlukta/sahipsizlik hissetmesi…
Kendini kanıtlayabilmek için sertliğe başvurması…
Varlığını kente kabul ettirme çabasıdır.
Kentlerde…
Yük ağır…
Böyle zamanlarda kentleri değişenyaşam koşullarına göre yeniden biçimlendirmek gerekiyor.
Şehir plancıların ve mimarların, hatta psikologların danışman olarak burada devreye girmesi çok önemli.
İstenen şey….
Yaşam alanlarını daraltmadan , yeşili küstürmeden ,oksijen alanları yaratarak kentlerin geleceğine sahip çıkmak…
Ancak kentlerbugün bir rant alanına dönüşmüş durumda…
Kentin neresinden…
Nasıl kazanç sağlarım düşüncesi geleceğe ipotek koyuyor.
Sorunları depreştiriyor.
Bütün mesele şu gerçeği kavrayabilmekte…
Tarih bize birgün mutlaka geri dönüş yapacaktır.
O zaman…
Geçmişe bakıp ne diyeceğiz!
Bunu hiç düşündünüz mü?