Taşralı Siyaset Üzerine…!

Taşralı Siyaset Üzerine…!

Yayın: 30.09.2015 08:42
Paylaş:
A+ A-

Taşra usulü siyaset diye bir deyiş vardır.
Bununla anlatılmak istenen nedir.?
Siyasetle uğraşanların günlük oluşlara/olaylara göre hareket etmeleri.
Toplum çıkarlarını göz ardı etmelerini…
Egolarını tatmin edecek tutum ve davranış sergilemeleri.
Kısır çekişmelerden bir türlü kendilerini kurtaramamaları.
Taşrada particilik denen şey bu anlatılarımıza göre biçimlenir.
Daha doğru bir deyişle şekil alır.
Kendi fasit dairesini oluşturur.
Penceresinden birtürlü dışarıya bakıp toplum gerçekleriyle yüzleşmez.
Farklılığı hazmedemez.!
Durum bu minval üzere kendini belli ediyorsa…
O halde…
Sormak gerekir…
Siyaset yapmak ne demektir.?
Hemen yanıtlayalım…
Ülke sorunlarını çözmek için düşünce üretmek.
Bu düşünceyi tabanla buluşturmak.
Halk için çalışmak…
Etrafta bir memnuniyet oluşturmaktır.
Bu arada tabiî ki …
Taşranın/ülkenin her bakımdan refah seviyesini artırmak işin olmazsa olmaz tarafını oluşturmaktadır.
İyi ama bunları yaparken birbirimizle olan ilişkilerimiz nasıl olacak?
Bu da önemli bir sorun tabi…
Taşra da herkes birbirini tanıyor.
Birbiriyle yüz göz oluyor.
İnsani ilişkilerimizde bir kere medeni olmak durumundayız.
Pekala medeni olmazsak ne olur.?
İpin ucu kaçar…
Fikri mücadeleden fiziksel mücadeleye geçilir.
O andan itibaren de ilişkilerde kullandığınız üslup yozlaşmaya başlar.
Sözü nereye gelmek istiyorum.
Siyasette taşra ; çözümsüzlüğün değil,farklılığın,demokratlığın,hoşgörünün adresi olması gereken yerlerdir.
Eğer biz taşrada siyasetin kalitesini artırabilirsek bundan demokrasimiz kazançlı çıkacaktır.
Yok eğer bunu yapamazsak,merkez-çevre ilişkileri açısından demokrasimiz bu durumdan olumsuz etkilenecektir.
Taşra siyasetinde kaliteyi yakalamak için önce toplumda karşılığı olan üretimler yapmak gerek…
Vatandaş burada neye bakar.
Hizmete..
Hizmetin sunumuna.
Yaşamla ilgisine…
Bu bir gerçekken taşrada siyasetçiler sürekli olarak birbirleriyle uğraşırlarsa kalite diye bir şey kalmaz.
Siyaset bireyselleşir.
Belli çıkar gruplarının aracı haline gelir.
Bundan bir şekilde kaçınmak gerekir.
Siyasetçilerin her ortamda vatandaşlara karşı sorumluluğu vardır.
Beyanlarında asla bu sorumluluğu aşmamalıdırlar.
Aşarlarsa ne mi olur.?
Siyaset “taşralaşmış” olur.
Bunun elbette kimseye bir yararları olmaz.
Unutulmamalıdır ki;siyasetçi özne durumundadır.
Nesne olan bizler özneye göre şekil alırız.
Ve siyasi durumumuzu buna göre şekillendiririz.
Etkileyen-etkilenen bir vak’adır.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Altınbaş Üniversitesi öğretim üyeleri sosyal sorumlulukla ilgili söyleşi gerçekleştirdi

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Altınbaş Üniversitesi, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile gerçekleştirdiği söyleşide sosyal sorumluluk konusunu masaya yatırdı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesinin düzenlediği söyleşide, evsiz bireylere yardım elini uzatan Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüleri ve öğretim üyeleri bir araya geldi.

Açıklamada söyleşideki konuşmasına yer verilen Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner, İşletme Fakültesi öğrencilerinin, Sosyal Sorumluluk ve Kariyer Planlama dersi kapsamında, gruplar halinde, derneğin günlük rutin faaliyetinde, yemeklerin paketlenmesi, taşınması ve dağıtılması sürecinde gönüllü olduklarını belirtti.​​​​​​​

Öğrencilerin, sistematik bir faaliyet dahilinde, dezavantajlı gruplarla iletişim kurarak sosyal fayda yaratılması ve gönüllülük ruhu hakkında deneyim kazandıklarını anlatan Güner, “Bu deneyimin, öğrencilere yaşam boyu benimseyecekleri ve uygulayacakları değer ve prensipleri kazandırdığına eminim. Umarım tüm öğrencilerimiz, yeni gönüllü faaliyetler başlatma için inisiyatif alacak, katılımcı olacak ve çevresine de bu etkiyi aktaracaktır.” ifadelerini kullandı.

Altınbaş Üniversitesi ​​​​​​​​​Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü​​ Öğretim Üyesi Dr. Deniz Akgül, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile ortak gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projesinde, öğrencileriyle birlikte 12'şer kişilik 3 grup halinde 3 akşam yemek dağıtımında aktif rol aldıklarına değindi.

Akgül, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Coşkulu katılımları, gönüllü olarak topluma hizmet etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir öğrenci, küçük bir katkının bile insanların hayatlarında fark yaratabileceğini deneyimledi. Ders kapsamında yapılan bu etkinlik, empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi. Öğrencilerimiz, birlikte çalışmanın ve bir amaç uğruna bir araya gelmenin getirdiği güçlü bağları hissetti. Bu deneyimin, onların gelecekte daha büyük toplumsal sorumluluklar almalarına ilham vermesini umuyorum.”

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Başkanı Evren Tüfekçi de dernek olarak Taksim'de Gezi Parkı civarında yaşamlarını geçiren, ufak kazançlar elde ederek hayatta kalmaya çalışan evsiz bireylere destek olmaya çalıştıklarının altını çizdi.

– “6 bin 430 gönüllümüz var”

Gönüllülüğün sürdürülebilir olmasına dikkati çeken Tüfekçi, “Perşembe günleri tek kişiydim yanıma bir kişi arıyordum. Ama 7 yılda gönüllü ağımız arttı, 6 bin 430 gönüllümüz var. Sizin gibi üniversitelerin, akademisyen ve öğrencilerin desteği bizim için önemli. Gönüllülerimizin yüzde 85-90'ı üniversite öğrencilerinden oluşuyor. İnsanın böyle erken bir döneminde bu farkındalığa varması bireysel gelişimleri ve gelecek hayatları için önemli. Kariyerlerin açısından da önemli. Bu sürecin liselilere kadar inmesi gerekiyor.”açıklamasında bulundu.

Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüsü olarak çalışan Altınbaş Üniversitesi öğrencisi Qasim Ali ise dernekle yaptığı faaliyetlerin empati kurmasına yardımcı olduğunu aktararak, “Beni derinden etkileyen şey ise bu modern dünyada tüm ayrıcalıklar ve kolaylıklara rağmen, insanların hala temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmeleriydi. Bu yüzden bu sosyal sorumluluk bilinci dersini ve Çorbada Tuzun Olsun deneyimini çok değerli buluyorum.” yorumunu yaptı.