Ümit ÇETİNKAYADELİKANLICAyazdı.
TEDBİR Mİ? TEKBİR Mİ?
Önce “Bismillah” çekip “Size bir sorum var?” diyerek başlıyorum yazıma. Sorumsa şu: “Mükemmeliyetçi bir insan mısınız? Bu,kendim içinde karmaşık bir konu olduğu gibi sizin de havsalanızı belki zorlayacak bir durumdur.
Bir soru daha sorarak, başka bir yönden bakalım isterseniz konuya: “Mükemmeliyetçi insanlar, gerçekten her konuda mı mükemmeliyetçidir?” Hayatın her halinde bir insan tastamam olabilir mi? Bu soruya cevabım: “Evet” sevgili dostlar. Hayatın her halinde, sanki önceden idmanlıymış gibi, her ânını doya doya yaşayan insanlar biliyorum. Sahi kendim de öyle miyim, bilmiyorum.
Mükemmeliyetçi insanların hayatlarına bakalım biraz da isterseniz: Genelde, biraz aşırı obsesif değil de takınçlı insanlar gibi görünüyorlar. Kendilerinden emin olamıyorlar belki de. Kapıyı ya da mutfaktaki ocağı kapattım mı; ellerim gerçekten temiz mi; her şey simetrik mi? vb. şeyler…
Bu insanlar, ayrıca tedbirli insanlar da oluyorlar. Bir iş yaparken en ince ayrıntısına kadar düşünüp olayın öncesi ve sonrasında engel teşkil edebilecek konuları genelde kuruntu ederler. Şöyle uzaktan bakıldığında, aslında çok sorun edilecek ya da düşünülecek konular gibi gelmiyor ama durum hayatın kendisi olduğunda ve her hayat da sınırlı bir olgu olduğundan bazı noktalarda ânı yaşarken problemler oluşturacağı kanısına varabiliyoruz.
Mevlana’ya atfedilen “Dün gitti, yarın gelmedi, ânı yaşa.”“Şu, içinde bulunduğun tek anlık ömrünü fırsat bil ve onunla meşgul ol. Ne geçmişle üzül, ne gelecekten kork”Sakın yarın deme. Nice yarınlar geçti. Ekin zamanı tamamıyla geçmesin, uyanık ol!” “Geçmiş ve gelecek insana göredir. Yoksa hakikat âlemi birdir.” cümleleri konuyu ne güzel aşikâr eder.
Yine Mevlânâ’ya göre; “Pişman olmayı adet edinirsen, boyuna pişman olur durur, nihayet bu pişmanlığa da daha fazla pişman olursun! Ömrünün yarısı perişanlıkta geçer, öbür yarısı da pişmanlıkta heder olur gider. Bu fikri, bu pişmanlığı terk et de, daha iyi bir hal, daha iyi bir dost, daha iyi bir iş ara!”
John Lennon da şunu söylüyor: “Hayat, biz gelecek için planlar yaparken başımızdan geçenler bütünüdür.”
Can Yücel’e kulak verelim isterseniz: “Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür.”
Şu sıralar “Simülasyon Teorisi” temalı videolar yayınlanıyor değişik platformlarda. Geçmiş ve geleceği düşünerek aslında şu anda, farklı simülasyonlarımızı yaşıyoruz, kabilinden durumu anlatıyorlar.
Maalesef, insanoğlu çoğu şeyi kendi iradesiyle yaptığını düşünmekte ve kendini çok fazla ciddiye almakta.Bu konuyu biraz olsun çözümleyebilmek için, aslında bir dağın zirvesinden, havadaki bir uçağın penceresinden ya da bir paraşütle atlarken hayata bakarak dünyayı ve insanları temâşâ etmek, bakış açımızı genişletmekte çok yarar sağlar düşüncesindeyim.
Elbette, Bu evreni yaratan tek bir güce inanıp tedbiri elden bırakmadan zamanı ve hayatı da ona emanet etmekte fayda var diye düşünüyorum.
Yoksa biz insanlar çok güçlü gibi görünen aciz varlıklarız.
Mükemmel ve yegâne olan “Tek Bir Güç”; “Tekbir” alırken dediğimiz gibi: Rabbimizdir.
Hayırlı Ramazanlar…
Satılmış Ümit ÇETİNKAYA
Eğitimci-Yazar