Trabzonspor’un transfer görüşmelerini sürdürdüğü Nwakaeme, Trabzon’a geldi

Trabzonspor’un transfer görüşmelerini sürdürdüğü Nwakaeme, Trabzon’a geldi

Anadolu Ajansı
Yayın: 01.07.2024 04:00
Paylaş:
A+ A-

TRABZON (AA) – Trabzonspor Kulübünün transfer görüşmelerini sürdürdüğü Nijeryalı futbolcu Anthony Nwakaeme, Trabzon'a geldi.

Londra'dan kalkan özel uçakla Trabzon Havalimanı'na gelen futbolcuyu, bordo-mavili taraftar tezahüratlarla karşıladı.

Havalimanında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Nwakaeme, geri döndüğü için çok mutlu olduğunu söyledi.

Nwakaeme, taraftarların kendisini nasıl karşıladığına ilişkin soruya, “Henüz görmedim ama Trabzon'un nasıl olduğunu biliyorum, dolayısıyla tahmin edebiliyorum dışarının nasıl olduğunu. Çok mutluyum, çok iyi hissediyorum.” yanıtını verdi.

Trabzonspor'dan iki yıldır ayrı kaldığına ilişkin soru üzerine Nijeryalı oyuncu, “Taraftarların beni nasıl takip ettiğini biliyorum, bu gerçekten inanılmaz. Sosyal medya üzerinden taraftarlarımızdan birçok mesaj alıyorum, yorum alıyorum. Her birine tek tek teşekkür etmek istiyorum hem bu sevgi hem de beni takip etmeyi hiç bırakmadıkları için.” ifadelerini kullandı.

Nwakaeme, transfer sürecinin çok kolay geçtiğini de belirterek, şunları kaydetti:

“Şöyle özetleyebilirim, sosyal medyaya yüklediğim video sırasında henüz anlaşma sağlamamıştık. Anlaşacağımızı ve birbirimizi ne kadar sevdiğimizi bildiğim için o gün anlaştığımızı varsaydım çünkü bizim anlaşmamız birbirimizle çok kolay. Nevzat Bey'e, başkanımıza ve hocamıza çok teşekkür etmek istiyorum. Onların sayesinde bu transfer gerçekleşti. Onların beni ne kadar sevdiğini tabii ki hissedebiliyorum.”

Trabzon'da en çok neyi özlediğiyle ilgili soruyu Nwakaeme, “Her şeyi çok özledim, taraftarlarımızı ve bizi stadyumda destekleyişlerini, yarattıkları o kalabalık ve galibiyet sevinçlerini.” şeklinde yanıtladı.

Nijeryalı hemşehrisi Paul Onuachu'nun transferiyle ilgili düşünceleri de sorulan Nwakaeme, “Onuachu ile de konuştum, geri dönmek istediğini iletti. Çok mutlu olduğunu ve burada güzel bir dönem geçirdiğini bana söyledi ama şu anki transfer durumuyla ilgili bilgim yok.” dedi.

Kulübün Başkan Yardımcısı Nevzat Kaya ise şunları söyledi:

“Nwakaeme ile ağabey-kardeş ilişkimiz vardı. Trabzonspor'da oynarken sürekli görüşüyorduk. Trabzonspor'dan ayrıldıktan sonra da görüşmeyi bırakmadık. Kongre sürecinde de söylemiştim, 'Başkanımız isterse Nwakaeme'yi getiririm.' diye. Şükür Allah nasip etti, bugün getirdik Nwakaeme'yi buraya.”

Karşılamaya gelen taraftarlar ile fotoğraf çektiren Anthony Nwakaeme, istekleri üzerine taraftarlara üçlü çektirdikten sonra kulüp aracıyla havalimanından ayrıldı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Eş cinsellik dayatmasının terapi almak isteyenlerin önünde engel olduğu belirtiliyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.07.2024 00:45
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – HALİL İBRAHİM MEDET – Eş cinsel dayatmanın sanal alem, akademi ve bilim alanında yoğun şekilde uygulanması nedeniyle eş cinsel olmaktan rahatsız olan kişilerin tedavi imkanlarının kısıtlandığı, farklı görüş veya inanca sahip kişilerinse sansüre maruz kaldığı belirtiliyor.

Eş cinsel aktivizm karşıtı faaliyet yürüten Doludizgin Derneği Başkanı Oğuzhan Kabakcı, AA muhabirine, eş cinsel aktivizm ve LGBT dayatması hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Terapi almak isteyenlerin cinsel kimliğiyle barışması gerektiği yönünde dayatmaya maruz kaldığını ve meselenin farklı yönlerini tartışmaya açtıklarında homofobik yaftasıyla karşılaştıklarını söyleyen Kabakcı, “Dayatma öyle bir hale geldi ki homoseksüelliğin hayatınızı kısaltması veya hayat kalitenizi düşürmesi nedeniyle terapi almak isteseniz bile size kabul terapisi uygulamak istiyorlar. 'Sen böyle yaşayacaksın, kendinle barışacaksın. Biz seni buna alıştıracağız.' deniyor. Bu tam olarak dayatmadır.” görüşünü paylaştı.

Kabakcı, eş cinsellik aktivizmi LGBT propagandasının eş cinselliğin normal ve doğal olduğunun propagandasını yapmak olduğunu belirterek, “Aklınıza gelebilecek bütün propaganda araçları olabilir. Yürüyüşler, dijital yayın veya hukuk maddesi bile olabilir.” diye konuştu.

– Pandemi sonrası gençlerin eş cinsel propagandaya maruziyeti arttı

Eş cinsellik propagandasının özellikle “Netflix” gibi dijital platformlar aracılığıyla yapıldığını ve bundan ekran maruziyeti yüksek olan gençlerin daha çok etkilendiğini kaydeden Kabakcı, özellikle pandemi sonrası ekran maruziyetinin artmasıyla çevresindeki gençlerin eş cinselliğe dair sorular sormaya başladığını gözlemlediğini ifade etti.

Kabakcı, eş cinsel propagandaya maruz kalan gençlerin sayısındaki astronomik artışı gördükten sonra bu konuda faaliyet yürütmek üzere 2023 yılında “Doludizgin Derneği”ni kurduklarından bahsederek, şunları söyledi:

“Pandemi sonrasında gençlerin günlük telefon kullanım süresi 7 saati geçti . Bunun yüzde 50'sinden fazlası sosyal medya. Sosyal medya eş cinsel aktivizmin ve dayatmanın yapıldığı bir alan. Bu yüzden bir etkilenme oluyor. Biz de dijital dünyada yayınlar yapıyoruz. Konunun uzmanı olan bilim adamlarını ağırlıyoruz. Transseksüelliği konuşmak için bir ürologla, bir jinekologla veya bir enfeksiyon uzmanıyla konuşmanız gerekiyor.”

Kabakcı ayrıca, daha önce eş cinsel hayat yaşamış ama daha sonra normale dönmüş insanların hayat hikayelerini dinlediklerini ve meselenin siyasi ve politik olarak süreç içerisinde nasıl evrildiğini ele aldıklarını kaydetti.

Dijital dünyada yaptıkları faaliyetleri yürütürken pek çok sansürle karşı karşıya kaldıklarını belirten Kabakcı, konuyla ilgili bilimsel bir bilgi aktarıldığında dahi bunun “homofobik” olarak yaftalanıp içeriğin kaldırıldığını, hatta hesaplarının kapatıldığını bildirdi.

– Homofobi söylemi İslamofobik tutumun görülmesini engelliyor

Kabakcı, eş cinsel propaganda neticesinde yanlışlanmış bilgilerin hala kamuoyunda doğruymuş gibi kabul gördüğünü ancak bazı bilimsel bilgilerin paylaşılmasına dahi izin verilmediğinin altını çizerek, şu şekilde konuştu:

“Örneğin Avrupa'da yapılmış bazı araştırmalar transeksüellerin ameliyat olmaları halinde ömürlerinde ortalama 28 yıl kısalma olduğunu söylüyor. Ancak bunu insanlarla paylaşmanıza müsaade etmiyorlar. Aile Platformu'nun yaptığı bir araştırma, 25-34 yaş arası gençlerin yüzde 25'inin, 18-25 arası gençlerin ise yüzde 50'sinin eş cinselliğin doğuştan olduğunu düşündüğünü ortaya koydu. Ancak, Science Dergisi'nin 2019 senesinin ağustos ayında yayınladığı ve 500 bin insan geni üzerinde yapılan bir çalışma 'eş cinsellik geni' diye bir gene rastlanılmadığını ortaya koydu.”

İslam'da eş cinselliğe dair yaptıkları bir programda kaynaklarını göstererek İslam'ın eş cinselliğe nasıl baktığını anlatmalarına rağmen bu videonun “homofobik” olduğu gerekçesiyle kaldırıldığından bahseden Kabakcı, böyle bir videonun kaldırılmasının aslında “İslamofobik” bir tutum olduğunu ancak “homofobi” söyleminin çok güçlü olması nedeniyle bu durumun ekarte edildiğini anlattı.

– Eş cinsellik dayatması bilimsel çalışmalara set çekiyor

Kabakcı, kendilerinin hiç kimseye yönelik ayrımcı bir tutuma sahip olmadıklarını sadece hayat tercihleri nedeniyle karşılaşabilecekleri sıkıntıları bilimsel verilerle gösterme gayretinde olduklarını anlatarak, “Dayatma öyle bir hale geldi ki homoseksüelliğin hayatınızı kısaltması veya hayat kalitenizi düşürmesi nedeniyle terapi almak isteseniz bile size kabul terapisi uygulamak istiyorlar. 'Sen böyle yaşayacaksın, kendinle barışacaksın. Biz seni buna alıştıracağız.' deniyor. Bu tam olarak dayatmadır.” dedi.

Eş cinsel yönelimin haz arayışı nedeniyle değil de travma vakaları nedeniyle kaynaklandığı durumlarda “travma terapisi” yoluyla kişilerin biyolojik cinsiyetleriyle barıştırılması ve karşı cinse ilgi duymasının sağlanmasının mümkün olduğundan bahseden Kabakcı, ancak psikoloji veya psikiyatri literatürünün insanların bu durumdan rahatsızlık duymaları halinde bile bir çıkış yolu göstermemesinin dayatmanın merkezi olduğunu kaydetti.

Kabakcı, Amerikan Psikiyatri Birliğinin (APA) 1973 yılında eş cinselliğin artık ruhsal hastalık olarak tanımlanamayacağı oturuma başkanlık eden Prof. Dr. Robert Spitzer'in 2003 yılında bu durumun tersine işaret eden bir araştırma sonucu elde ettiği bilgisini paylaşarak, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Bu araştırma kapsamında Spitzer, terapi alan 200 kişiyle yaptığı saha çalışmaları neticesinde katılımcıların yüzde 67'sinin homoseksüel bir hayat yaşarken heteroseksüel bir hayata geçiş yaptığını paylaşınca üzerinde korkunç bir baskı oldu, ölüm tehditleri aldı ve araştırmayı geri çekmeye karar verdi. Derginin sahibi 'Hayır ben bu araştırmayı çekmeyeceğim.' dedi de hala elimizde o araştırma var, ulaşılabilir. Erkeklerin cinsel yönelim olarak kadına gitmemesindeki en temel sebep özgüven eksikliği. Sahada karşılaştığımız insanlara terapi öncesi ve sonrası sende ne değişti diye sorduğumuzda hepsinin ortak cevabı 'Ben özgüven sahibiyim artık. Hayata karşı özgüven sahibiyim. Kadınlara karşı özgüven sahibiyim. Kendi kararlarımı alabiliyorum.' oldu.”