Türk Dil Kurumu 92 yaşında

Anadolu Ajansı
Yayın: 11.07.2024 12:11
A+ A-

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumda dil ve kültürle ilgili farkındalık düzeyinin artırılması gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Mert, TDK’nin 12 Temmuz’daki 92. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla kurumun çalışmalarını AA muhabirine anlattı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Ulu Önder Atatürk’ün, önce 15 Nisan 1931’de Türk Tarih Kurumunu ardından da 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumunu kurduğunu söyleyen Prof. Dr. Osman Mert, “Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, milletin hayatında dilin ne kadar önemli olduğunu bilen bir liderdi. Türk Dil Kurumu, kurulduğu günden bugüne kadar da ilke ve amaçlarından sapmadan günümüze kadar Türkçenin zenginliklerini ortaya çıkarmak, Türkçeyi dünyada kendine yaraşır bir düzeye yükseltmek ve bugün de Türk dünyasının ortak iletişim dili olması konusunda var gücüyle çalışmaktadır.” ifadesini kullandı.

“Medyada Türkçenin kullanımıyla ilgili bir strateji belirlemek amacındayız”

Prof. Dr. Mert, kurumun bu zamana kadar büyük oranda yazılı eserler ve yazı dili üzerinde yoğunlaştığını fakat doğal dilin de konuşma dili olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.

Günlük hayatta ve medyada kullanılan Türkçeye yönelik çalışma yapmak için TRT’de çalışan ve emekli olan 21 spiker, editör, yönetmen, yazar, tiyatro sanatçıları ve akademisyenlerle yakın zamanda “Konuşma Dili Olarak Türkçe Çalıştayı” yaptıklarını belirten Mert, şunları kaydetti:

“Çalıştayda, çeşitli medya organlarında Türkçenin kullanımına ilişkin problemleri tespit etmeye çalıştık. Bunları sınıflandırdık ve sorunların çözümüne yönelik neler yapabileceğimiz üzerinde istişarede bulunduk. Bu konuyla ilgili yaptığımız birinci toplantıydı. Önümüzdeki günlerde konunun taraflarını bir araya getirerek, ekibimizi biraz daha genişleterek çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Çalıştayımızda Türkçenin medyada kullanımı üzerine bir sonuç bildirgesi hazırlandı ve çalışmalar devam ediyor. Medyada Türkçenin kullanımıyla ilgili bir strateji belirlemek amacındayız. Bunun için de somut sonuçlar elde ettiğimizi düşünüyorum.”

Osman Mert, Türkçe’nin Türk milletinin yani herkesin dili olduğunu belirterek, başta çocuklar ve gençler olmak üzere dil konusunda toplumda farkındalık düzeyinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Mert, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle sokaklarımıza, tabelalara bakarsanız toplumumuzda dille ilgili bilinç düzeyinin istenen seviyede olmadığını görürsünüz. Başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere toplumumuzda dil ve kültürle ilgili farkındalık düzeyini artırmamız gerekiyor. Bu noktada bizim en önemli paydaşlarımız Milli Eğitim Bakanlığı ve medya organlarıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ile bu konularda yakın çalışıyoruz. Üyelerimiz ve uzmanlarımız başta Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki eğitim kurumlarında dil-birey ve millet, dil-kimlik, dil-kültür ilişkisi konularında sürekli konferanslar veriyorlar.”

Türkçenin sahibinin Türk milleti olduğunu, dolayısıyla Türkçeyi koruyacak ve yaşatacak olanın da Türk milleti olduğunu ifade eden Mert, dillerin yasayla korunmayacağını, dilleri sahiplerinin koruyacağını kaydetti.

Yazı dili düzeyinde özellikle tabelalar konusunda devletlerin düzenleme yapabileceğini, yapması gerektiğini vurgulayan Mert, bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlarla, sivil toplum örgütleriyle ilgili toplum kesimleriyle geniş bir uzlaşı sağlanarak Türkçenin korunmasına ilişkin düzenlemelerin yapılması gerektiği kanaatinde olduklarını belirtti.

Osman Mert, bu konuda çalışmaları olduğunu, Devlete, Gazi Meclise ellerinden gelen desteği vermeye her zaman hazır olduklarını ifade etti.

“Az kelimeyle yazmak beyni kısırlaştırabilir”

Sosyal medyada dil kullanımına ilişkin de değerlendirmede bulunan Mert, insanlığın tarih boyunca en ekonomik yolla ve mümkün olduğu kadar eksiksiz mesaj iletme çabası içerisinde olduğunu anlattı.

Bazı sosyal medya organlarında sınırlı kelime ve harf kullanma zorunluluğunun da bu eğilimi artırdığını belirten Mert, bireylerin en az kelime, en az harf ile mümkün olduğu kadar fazla ve eksiksiz mesaj iletme alışkanlığı kültürü geliştirdiklerini, bunun neticesinde de dijital ortamlarda “slm, mrb” gibi kullanımların yaygınlaştığını söyledi.

Mert, “Kelimelerdeki kısaltmalar sosyal medya ile sınırlı bir uygulama. Sosyal medya platformlarında bir kelime sınırı var. Kelime sınırı dolayısıyla insanlar daha az kelimeyle, harfle düşüncesini ifade etme yoluna girdi ve böyle bir alışkanlık gelişecek. Bu da uzun vadede insanlarda dil becerilerini sınırlayabilir, beyni kısırlaştırabilir. Bunun sonuçlarını zaman içerisinde yapacağımız saha araştırmalarıyla daha net göreceğiz.” dedi.

– “Sözlüğümüzü devamlı güncelliyoruz”

Prof. Dr. Osman Mert, Türkçe Sözlük kolunun kurumun kuruluşundan beri aktif olduğunu, Türkçe Sözlük için 10 akademisyen ve 13 Yüksek Kurum uzmanının haftalık düzenli çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

Çalışmalarda vatandaşlardan gelen teklifleri de değerlendirdiklerini ifade eden Mert, şunları söyledi:

“İnsanlık gelişme sürecinde olduğu için güncel sözlükler dünyada aktiftir ve kelime konusunda açık bir listeye sahiptirler. Bu manada tamamlanmış bir sözlük yoktur, olmaz. Bizim sözlüğümüz de devamlı güncelleniyor. Güncel Türkçeyle ilgili iki sözlüğümüz var. Birisi basılı olan, biri de genel ağ sayfamızda ve mobil uygulamadaki sözlüğümüz. Genel ağdaki sözlüğümüzü devamlı güncelliyoruz. Sürekli güncellemeler, eklemeler oluyor. Güncel Türkçe Sözlüğe en son ‘alan yazını’ kelimesi eklendi. Akademide çok sık kullanılan bir kavram işareti. Sözlüğe son 5 yılda 5 binin üzerinde kelime eklendi.”

“Kültürel birliğin birinci şartı yazıda birliktir”

Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonunun çalışmalarına ilişkin de bilgi aktaran Mert, yaklaşık 2 yıl önce kurulan komisyonun düzenli olarak çalışmalarını sürdürdüğünü, akademik zeminde yapılması gereken her şeyin yapıldığını söyledi.

Alfabenin bir siyasi, bir de akademik tarafı olduğunu, alfabe değişikliğinin ise siyasi bir konu olduğunu ve Meclisler tarafından yapılabileceğini söyleyen Başkan Osman Mert, alfabeyle ilgili niteliklerin evrensel olduğu için akademik uzlaşının daha kolay olduğunu belirtti.

TDK Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, şunları kaydetti:

“2024 itibarıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkeler arasında Latin alfabesine geçmeyen iki ülke Kazakistan ve Kırgızistan kaldı. Fakat Kazakistan ve Kırgızistan’da ilgili toplum kesimlerinin tamamı Latin alfabesini bilirler ve kullanırlar. Yine her iki ülkede tabelaların yüzde ellisi Latin alfabesine geçmiş durumda. Halklardan da ciddi bir talep var. Bizi ilgilendiren tarafı, kültürel birliğin birinci şartı yazıda birlik olmasıdır. Yazıda birliği sağladığımızda pek çok adımı ardından atabileceğiz. Alfabe konusunda Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan ile akademik zeminde uzlaşıldığını, Türkmenistan’ın da her ne kadar farklı karakterlere yer verse de Latin alfabesini kullandığını söyleyebilirim. Kısacası iki ülkemizde siyasi liderlerin, Meclislerin bu konuda karar vermesini sabırsızlıkla bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu çalışmalara tam destek verdiler. Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkeler arasında 34 harf üzerinde uzlaşıldı, bunun 29’u Türkiye Cumhuriyeti’nin kullandığı harfler. Her ülke bu 34 harflik listeden kendi ihtiyacını alacak ve kullanacak. Alfabelerimizdeki harf sayısında 1 ile 5 arasında farklılık olacak. Ama bu anlaşılabilirliği ve okumayı engelleyecek düzeyde olmayacak.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ford Trucks’ın “Seviye-4 Otoyol Pilotu” teknolojisine sahip kamyonunun test sürüşü gerçekleştirildi

Anadolu Ajansı
Yayın: 08.09.2024 00:52
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Ford Otosan'ın ağır ticari araç markası Ford Trucks, otonom sürüşe olanak sağlayacak Seviye-4 Otoyol Pilotu fonksiyonuna sahip kamyonunu test sürüşüne çıkardı.

Test sürüşüne Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun yanı sıra Ford Otosan Ford Trucks’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emrah Duman, IC Altyapı Grubu Genel Müdürü Serhat Soğukpınar, ICA Yavuz Sultan Selim Köprüsü Genel Müdürü Alper Akar da katıldı.

Bakan Uraloğlu'nun gerçekleştirdiği test sürüşü Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) ile donatılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü Kuzey Çevre Otoyolu'ndaki trafiğe kapalı alanda yapıldı.

Ford Trucks'tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emrah Duman, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Ford Otosan olarak ağır ticari araç sektöründe dönüştürücü bir adımı atmanın heyecanını yaşadıklarını belirtti.

Yenilikçi teknolojiyi test etmelerinin yanı sıra Türkiye'nin mühendislik ve teknoloji alanında ne denli büyük başarılara imza atabileceğini gözler önüne serdiklerini vurgulayan Duman, “Yaklaşık dört yıldır üzerinde çalıştığımız Seviye-4 Otoyol Pilotu teknolojisi, bu hedeflere ulaşmak için geliştirdiğimiz en önemli projelerden biri. Otoyol taşımacılığında kullanılmak üzere geliştirdiğimiz bu teknoloji sayesinde, kamyonlarımızın taşımacılık faaliyetlerini tamamen otonom bir şekilde gerçekleştirebilmesini hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Duman, “Ford Otosan olarak, mobilite ekosisteminin geleceğini şekillendiren bu tür yenilikçi çözümlerle, sektöre öncülük etmeye devam ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

– Seviye-4 Otoyol Pilotu birçok davranışı gerçekleştiriyor

Bu arada şirketten verilen bilgiye göre, test sürüşünde, Ford Trucks'ın Türkiye'de geliştirdiği Seviye-4 Otoyol Pilotu teknolojisine sahip ilk kamyonu, lojistik merkezler arasındaki taşımacılık faaliyetlerini, güvenlik sürücüsünün gözetiminde otonom olarak gerçekleştirebilme potansiyelini kanıtladı.

Otoyol taşımacılığında kullanılmak üzere geliştirilen Seviye-4 Otoyol Pilotu, şerit takibi, öndeki araca göre hızı ve mesafeyi ayarlama, yan şeritleri kontrol edip gerektiğinde şerit değiştirme ve ardından tekrar şeridine dönme, dur-kalk manevraları gibi kritik sürüş davranışlarını başarıyla gerçekleştiriyor.

Seviye-4 Otoyol Pilotu, çekici üzerindeki ileri teknoloji ürünü sensörlerle çevresini algılıyor, hareketlerini planlıyor ve planlanan rota üzerinde aksiyonlarını gerçekleştiriyor. Fonksiyon, algılama, lokalizasyon, çevre modeli, karar verici, sürüş planlama ile kontrolcü gibi yazılım bloklarından oluşuyor.

Yeni nesil bu teknoloji, verimlilik, güvenlik ve sürdürülebilirlik açısından pek çok avantaj sunuyor. Lojistikte artan talebe bağlı maliyetleri düşürürken, araçların günlük kullanım süresini artırarak daha yüksek verimlilik sağlıyor. Ayrıca operasyonları optimize ederek, insan hatalarından kaynaklanan kazaları en aza indirmeyi ve yakıt tüketimini yüzde 10'lara varan oranda azaltmayı hedefliyor.

Ford Trucks, bu fonksiyon ile ağır ticari araç sürücüsü eksikliğinden kaynaklanan lojistik tedarik sorununa da çözüm getirmeyi amaçlıyor.

– Kamyon sürücüsünün günlük sürüşünün yüzde 90'ını karşılandı

Ford Otosan mühendisleri, geliştirdikleri yapay zeka ve robotik algoritmalarını bütüncül bir yazılım mimarisine entegre ettikten sonra Seviye-4 Otoyol Pilotu geliştirme faaliyetlerini simülasyon ortamında ve trafiğe kapalı otoyolda fiziksel araç üzerinde son bir yıldır test ederek gerekli doğrulamalarını tamamladı.

Bu noktada, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmecisi ICA'nın Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) adını verdiği teknolojisinden de yararlanıldı. Seyahat sürelerinin azaltılması, trafik güvenliğinin arttırılması, mevcut yol kapasitelerinin optimum kullanımı, mobilitenin artırılması” gibi amaçlar doğrultusunda geliştirilen, “kullanıcı-araç-altyapı-merkez” arasında çok yönlü veri alışverişi ile izleme, ölçme, analiz ve kontrol içeren AUS sayesinde Ford Trucks'ın Seviye-4 Otoyol Pilotu trafiğe kapalı alanda tüm testleri başarıyla gerçekleştirdi.

Ford Trucks, geliştirme ve doğrulama çalışmaları sonucunda, bir kamyon sürücüsünün günlük sürüşünün yüzde 90'ını karşılayacak, normal sürüş koşullarında sürücü desteğine ihtiyaç duymadan kendi kendine yol alabilen bir araç teknolojisi geliştirdi.

Sonraki aşamada, Ford Trucks’ın Seviye-4 Otoyol Pilotu trafiğe açık otoyollarda güvenlik sürücüsü eşliğinde ilk deneme sürüşlerine başlayacak. Bu deneme sürüşleri ile farklı senaryolar tespit edilip analiz edilecek. Ayrıca, emniyet şeridine yanaşma, gece koşullarında sürüş, kötü hava koşullarına uyum sağlama ve acil durum manevraları gibi yeni davranış setlerinin her aşamada geliştirilmesi de hedeflenecek.

Nöbetçi Eczaneler

Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Beşbinevler Eczanesi
Adres

Beşbinevler 75. Yıl Mahallesi, 70. Sokak No:39 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-1527

Dilek Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, İncekaya Caddesi, Sultan Çayırı Evleri No:78/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-5434

Mutlu Eczanesi
Adres

Orta Sokak No:7/B Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-1124

Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455

Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331