Türk savunma sanayisi insansız sistemlerde ilke imza attı

Türk savunma sanayisi insansız sistemlerde ilke imza attı

Yayın: 06.11.2023 12:31
Paylaş:
A+ A-

Türk savunma sanayisindeki insansız kara aracı ve dolanan mühimmat yeteneklerinin bir araya getirildiği yeni bir başarıya imza atıldı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, insansız otonom kara aracı BARKAN’ı güvenlik güçlerinin kullanımına sunan HAVELSAN, araca yeni yetenekler kazandırmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Yıl içerisinde ROKETSAN’a ait güdümlenebilir mini füze METE ile BARKAN 1 aracından atış gerçekleştirilirken bu kez BARKAN 2’den ilk kez kamikaze mühimmat atışı yapıldı. BARKAN, “kamikaze insansız hava aracı (İHA)” olarak da nitelendirilen dolanan mühimmat entegrasyonu ile sınıfında ilk olma özelliğini kazandı.

BARKAN 2 ile 15 kilometre yarıçaplı bir bölgede görev ve faaliyet icra edilirken tek kuleye bağlı, aynı anda atış yapılabilen hidrojen destekli iki lançerli sistemden (bir lançer lazer güdümlü sistem, bir lançer dolanan mühimmat) Gürbağ Savunma’ya ait keşif gözetleme ve kamikaze amaçlı dolanan mühimmatın atışı başarı ile gerçekleştirildi.

Tek kuleden insansız kara aracı üzerinden bu tip mühimmat ve çoklu lançer atışı, uluslararası arenada bir ilk olarak kabul ediliyor.

Atışı yapılan dolanan kamikaze mühimmat, elektrikli tahrik sistemi, 3000 metre uçuş irtifa yüksekliği, 40 dakika havada kalma süresi ile 15 kilometre menzile ulaşabiliyor.

Geçen aylarda Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine de giren BARKAN’a modüler yapısı sayesinde farklı faydalı yükler hızlı biçimde entegre edilebiliyor.

Geleceğin muharebe sahasına hazırlık

HAVELSAN Ürün Geliştirme ve Üretim Direktörü Veysel Ataoğlu, AA muhabirine, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında Orta-1 kategorisinde geliştirdikleri BARKAN insansız kara araçlarını Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim ettiklerini söyledi.

Araçla sahada eğitimler gerçekleştirdiklerini dile getiren Ataoğlu, bu süreç sonunda seri üretim taleplerinin gelmesini beklediklerini ifade etti.

BARKAN 2 aracıya hareket kabiliyetini artırdıklarını anlatan Ataoğlu, araca farklı faydalı yükler entegre ettiklerini bildirdi.

Son olarak BARKAN 2 ile 15 kilometre yarıçaplı bir alanda faaliyet icra edebilecek lançer sistemi entegre ettiklerini belirten Ataoğlu, “Atış ve test faaliyetlerimizi tamamladık. Dolanan mühimmat dediğimiz faydalı yükün sürü olarak kullanabildiği, diğer sistemlerle entegre ederek sahadaki askerin işini kolaylaştırabilecek, kuvvetin bir öncü birliği gibi rol alabilecek bir uygulama için deneme çalışmaları yapıyoruz. Gürbağ Savunma ile işbirliği yaparak bu sistemi aracımıza entegre ettik.” dedi.

Bu ve benzer sistemleri geliştirdikleri Karma Sürü Operasyon Merkezi’ne entegre ederek geleceğin muharebe sahası konseptini oluşturmaya çalıştıklarını vurgulayan Ataoğlu, farklı firmaların bir dizi ürününü bu kapsamda değerlendirdiklerini ve entegrasyon faaliyetlerini tamamladıklarını bildirdi.

Ataoğlu, şöyle konuştu:

“Kuvvetimize kazandıracağımız bu yetenekler ile 100. yılımızda ‘daha güçlü ordu, daha güçlü bir Türkiye’ kavramını HAVELSAN olarak daha ileriye götüreceğiz.

‘Uluslararası platformlarda ilk defa Orta-1 sınıf bir insansız kara aracından dolanan mühimmat atışı yapıldı.’ diyebiliriz. Modüler bir yapıya sahip olan BARKAN aracımıza farklı tip faydalı yükler entegre etme noktasında çalışmalarımız devam ediyor. Buradaki ana hedefimiz HAVELSAN’ın yazılım kabiliyetlerini bu platform üzerinde daha iyi kullanabilmek, bu yazılım kabiliyetlerini ön plana çıkarmak. Özgün otonomi, özgün otopilot çalışmalarımız var ve bunları insansız sistemlerimize entegre ediyoruz. Bu insansız sistemler ileride Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir öncü birliği olarak kullanılacak ve bu kabiliyeti kuvvete kazandırmak bizim için mutluluk verici.”

Cumhuriyet’in 100. yılında tüm bu kabiliyetlerin sahada kendini gösterdiğini belirten Ataoğlu, bunları daha da geliştirmek için platform üreticisi alt yüklenicilerle çalışmalara devam edeceklerini, mevcut çözümlere yenilerinin ekleneceğini vurguladı. Ataoğlu, “Hedefimiz, geleceğin muharebe sahası dediğimiz alana özgün ürünlerimizle damgamızı vurmak.” diye konuştu.

“Karma sürünün” parçası olacak

Dolanan mühimmata aynı zamanda sürü kabiliyetleri kazandırılabileceğine işaret eden Ataoğlu, “karma sürü” konseptinde bu yetenekten yararlanarak caydırıcılığı artırmayı amaçladıklarını söyledi. Ataoğlu, “Hem karada hem havada hem denizde bütün sistemlerin sürü olarak kullanım konseptini sahaya yansıttık. Buradaki ikinci amaç da aslında 8-10 dolanan mühimmatın aynı anda atılması, havada bir sürü haline gelmesi ve diğer insansız araçlarımızla aynı anda görev yapabilmesini sağlamak.” bilgisini paylaştı.

BARKAN 2’ye biraz daha genişlediği, büyüdüğü, hareket kabiliyeti arttığı için daha ağır silahlar entegre edebildiklerini belirten Ataoğlu, “Ana hedefimiz, silaha entegrasyonundan çok, bunun otonom kabiliyeti. Sahada verilen görevi herhangi bir kullanıcı arayüzü olmadan, kullanıcı olmadan idame ettiriyor olabilmesi. Yani HAVELSAN’ın ana misyonu olan otonom kabiliyetini bu araçlara katmak. Bu otonom kabiliyeti diğer firmaların ürettiği araçlarda uygulamak için de görüşmeler yapıyoruz.” dedi.

Silah çeşidiyle fark yaratacak

Aracın aynı anda farklı silah sistemleri kullanabilmesine yönelik de çalışmalar yaptıklarını anlatan Ataoğlu, bu sayede tek bir silaha bağlı kalmadan birkaç çeşit silahla görev yapılabileceğini belirtti.

Yaptıkları testle silah sistemi ve aracın kabiliyetlerinin birbiriyle örtüştüğünü ortaya koyduklarını dile getiren Ataoğlu, gelecek taleplere göre nihai çözümlerin ortaya çıkacağını ve sahaya sunulacağını bildirdi.

Dolanan mühimmatın sürü kabiliyetiyle farklı konseptlerde kullanılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile yürüttükleri bazı projelerin bulunduğuna değinen Veysel Ataoğlu, “Bu silahı bir projemizde aktif olarak kullanacağız. Tek eksiğimiz, şu anda silah üzerinde bunların bir grup şeklinde atılması ve sürü olarak görev yapabilmesi. Buna da başladık. İnsansız araçlarımızdaki bu kabiliyeti kısa sürede onlar üzerinde de kullanıyor olacağız.” diye konuştu. (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kaspersky uzmanları, gölge Telegram kanallarını analiz etti

Anadolu Ajansı
Yayın: 05.07.2024 20:52
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Kaspersky Dijital Ayak İzi İstihbarat ekibi, gölge Telegram kanallarını analiz ederek siber suçluların Telegram'ı yeraltı pazarı faaliyetleri için giderek daha fazla kullandığını bildirdi.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, siber suçlular, Telegram'da dolandırıcılık planlarını paylaşmaya, sızdırılmış veri tabanlarını dağıtmaya, para çekme, sahte belge düzenleme, hizmet olarak DDoS saldırıları ile daha fazla suç hizmetlerinin ticaretini yapmaya adanmış kanalları ve grupları aktif olarak kullanıyor.

Kaspersky Dijital Ayak İzi İstihbarat ekibi analizlerine göre, bu tür paylaşımların hacmi mayıs-haziran aylarında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 53 arttı.

Telegram'da faaliyet gösteren siber suçlular, Telegram gölge topluluğuna giriş aşamasının düşük teknik beceri seviyesi gerektirmesinden dolayı daha kısıtlı ve daha az teknik gelişmişliğe ve uzmanlığa sahip olma eğilimindeler.

Kötü niyetli amaçları olan birinin bir hesap oluşturması ve suç topluluğunun bir parçası olduklarında bulabildikleri suç kaynaklarına aboneliği yeterli oluyor.

– “Tehdit aktörlerine güvenlik ve cezasızlık hissi veriyor”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Dijital Ayak İzi İstihbarat Analisti Alexey Bannikov, Telegram'da bir topluluk bulmanın veya oluşturmanın nispeten kolay olduğunu belirterek, “Bu da diğer faktörlerle birleştiğinde, siber suçlular da dahil olmak üzere çeşitli kanalların hızlı bir şekilde izleyici toplamasına olanak tanıyor.” ifadelerini kullandı.

Siber suç topluluğunun Telegram'a artan ilgisinin birkaç temel faktörden kaynaklandığını vurgulayan Bannikov, şunları kaydetti:

“İlk olarak, bu mesajlaşma programı genel olarak çok popüler. İkinci olarak, herhangi bir kullanıcı verisi toplamayan en güvenli ve bağımsız mesajlaşma programı olarak tanıtılıyor ve bu da tehdit aktörlerine güvenlik ve cezasızlık hissi veriyor. Telegram, çeşitli hacktivistlerin açıklama yaptığı ve görüşlerini ifade ettiği bir platform olarak ortaya çıktı. Geniş kullanıcı tabanı ve kanalları aracılığıyla hızlı içerik dağıtımı nedeniyle, hacktivistler Telegram'ı DDoS saldırılarını ve hedeflenen altyapılara karşı diğer yıkıcı yöntemleri kışkırtmak için uygun bir araç olarak görüyorlar. Ayrıca, gölge kanalları kullanarak saldırıya uğrayan kuruluşlardan çalınan verileri kamuya açık hale getirebiliyorlar.”