“24 Ocak 1993’te bombalı suikastla kaybettiğimiz araştırmacı-gazeteci Uğur Mumcu, bugün olsaydı, hala çözülemeyen faili meçhul cinayetleri, yolsuzlukları, devlet içinde ki yapılanmaları aydınlatmaya odaklanarak toplumu bilgilendirirdi. ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’ sözü, onun mirasıyla günümüzde de yankı buluyor.”
Türk basınının usta kalemi Uğur Mumcu’nun 1993’teki bombalı suikastının üzerinden tam 31 yıl geçti. Ancak, hala çözülemeyen bu cinayet ve benzer olaylardaki faili meçhuller, Türkiye’nin gazetecilik tarihinde karanlık bir iz bırakıyor.
Uğur Mumcu, hayattayken faili meçhul cinayetleri ve devlet içinde ki yapılanmalarla mücadelede ön saflarda yer almıştı. Eğer bugün aramızda olsaydı, muhtemelen bu süreçteki gizemleri çözmek için bütün enerjisini sarf ederdi. Spot ışığını, dosyaların tozlu raflarından indirerek, toplumu bilgilendirme misyonuna yönlendirirdi.
90’lı yıllarda yaşanan bir dizi gazeteci öldürmesi ve siyasi cinayet, hala aydınlatılamamış olmasıyla dikkat çekiyor. Uğur Mumcu’nun basın özgürlüğü ve adalet mücadelesinin izinde, bu dosyaların açığa çıkması için bir çağrı yapmak adeta bir zorunluluk halini alıyor.
Toplum, hala çözülemeyen bu cinayetlerin ardındaki perdeyi aralamak, adaletin yerini bulması için daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuyor. Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözü, bu bağlamda daha da anlam kazanıyor. Türk basını, bu karanlık dönemi aydınlatma ve Uğur Mumcu’nun mirasına sahip çıkma sorumluluğunu taşımaya devam ediyor.
Mirza Şahin
24 Ocak 2024