Üniversite Mahallesi Sakinlerinden Vergili’ye Teşekkür

Üniversite Mahallesi Sakinlerinden Vergili’ye Teşekkür

Yayın: 21.05.2015 10:01
Paylaş:
A+ A-

Gezici Başkanlık Ofisi uygulaması kapsamında Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili Makamını Üniversite Mahallesine taşıdı.

Üniversite Mahallesinde kurulan makamda Başkan Vergili vatandaşların istek ve şikayetlerini dinledi. Üniversite Mahallesi vatandaşları, mahallelerine yapımı devam eden Sosyal Yaşam Merkezi için Başkan Vergili’ye teşekkür etti. Mahalle sakinleri bazı yolların asfaltının olmadığını dile getirdi. Ayrıca mahallelerine yeni yol açmaları konusunda ve Balıklar Kayasına yapılan yaya köprüsüne inip çıkma konusunda sorun yaşadıklarını, buraya asansör yapılmasını istediler.

Başkan Rafet Vergili; “Karabük’te tüm mahalleler de 2 ay içerisinde asfalt sorunu kalmayacak. İstediğiniz yeni yollar konusunda bu olayı Fen İşleri Müdürüyle konuşurum. Açılacak yol yeri varsa açarız. Balık pazarında bulunan yaya köprüsü karayolların yaptığı üst geçit. Yapıldığı tarihte ben bir anlaşma yaptım, sonra iptal ettim. Biz ana yollarının orta refüjlere parke döşeyecektik. Çünkü karayolları çim istenmiyor. Çimleri sularken yollar kayganlaşıyor. Karayolları bize 100. Yıl – 5000 Evler arasındaki alt geçidi açacaktı, bende iki tane üst geçit yapacaktım. Bir tanesini terminalin oraya yaptım. Normalde Karayollarının işi. 100. Yıl – 5000 Evler arasındaki altgeçidi yolun ortasındaki refüjlere parkeleri döşedim halde baktım yapmıyorlar bende ikinci köprüyü yapmadım. Gördüğünüz gibi bu köprüyü yaptılar, bu köprünün asansörü neden yok diye sorduğumuz zaman biz asansör koymuyoruz diyorlar. Asansör koymuyorsunuz da neden yerlerini yaptınız. Biz yapalım dedik bu seferde Bölge Müdürü bizden taahhütname istiyor. Her türlü sorumluluğu, herhangi bir bir kaza olsa tüm sorumluluk sana ait diye taahhütname istiyor. 5 yıldır Karayolları Bölge Müdürlüğü yapıyor ve bu kişiye Karabük Milletvekilleri de dahil bir tek kişi bir kelime anlatamadı bu kişiye bu güne kadar. Bundan 4 sene önceki seçimlerde bir olay oldu. Yenice yolu kaydı. Karayolları Bölge Müdürünü, Vali ve Mehmet Ali Şahin bey çağırdı. Valilikte konuşuyoruz, dediler ki Müdüre, bu yol kaç günde biter. 15 gün sonrada vatandaş oy kullanacak. Bölge Müdürü dedi ki 45 gün sürer dedi. Karayolları Bölge Müdürü gittikten sonra Vali etraftaki müteahhitleri topladı. Bu yolu 10 günde açtırdı. Bir tane milletvekili de demedi sen ne iş yaparsın diye sormadı. Bu vatandaş her şeye bir engel koyuyor. Yarın yapalım diyeyim bu işi engel koyar. 100. Yıl Mahallesi Karayollarına ait yolların ortasındaki refüjleri görüyorsunuz rezalet içerisinde. Park Bahçeler Müdürlüğü’ne ben talimat verdim. Balıklar Kayasından Bostanbükü’ne kadar her tarafı çimlendirin dedim. Tam işe başladık Karayollarından elemanlar geldi burayı yeşillendiremezsiniz. Çünkü bize ait dediler. Biz Karabük için çalışıyoruz senin benim diye bir şey mi olur. Yağmur yağdığında yollar çamur oluyor. Bize ait olmadığı halde yapıyoruz. Bunlara ne oluyor anlamadım. Bir çalışma yapsak bunun sonu gelmiyor” dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tarihi yapılar kadın kalemkarlara emanet

Yayın: 26.04.2024 13:02
Paylaş:
A+ A-

Antalya’da Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde kalemkar olarak görev yapan Eylem Olgun ve Merve Ünsal, kentteki camiler gibi tarihi yapıların restorasyonlarında çalışıyor.

Geleneksel Türk sanatları arasında yer alan “kalem işi”, Uygur Türklerinden bu yana dini ve sivil mimaride kubbe, tavan, duvar süslemesinde kullanılıyor.

Türk göçleri ile Anadolu’ya taşınan bu kadim Türk sanatına, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimari eserlerinde sıklıkla rastlanıyor.

Bu resim ve süsleri yapan sanatçılar ise kalemkar olarak adlandırılıyor.

Kalem işi sanatını başarıyla yapan kalemkarlar sayesinde günümüzde camiler başta olmak üzere birçok tarihi yapılarda yer alan süslemelerin restorasyonu titizlikle gerçekleştiriliyor.

Önemli bir Selçuklu kenti olan Antalya’da da bu sanatı Antalya Olgunlaşma Enstitüsü’nde kalemkar olarak görev yapan 39 yaşındaki Eylem Olgun ile 33 yaşındaki Merve Ünsal, kadın titizliğiyle icra ediyor.

Antalya Kaleiçi’nde 1600’lü yıllarda inşa edilen Tekeli Mehmet Paşa Camisi’nin 4 yıl süren restorasyon çalışmalarında görev yapan kalemkarlar, sanatlarını yeni nesillere öğretmek istiyor.

Olgun ve Ünsal, bugünlerde Antalya Olgunlaşma Enstitüsü binasının koridorlarında bulunan Antalya’nın mimari eserlerinden uyarlanan kalem işlerinin tamiri ve yenileme çalışmalarını yürütüyor.

“Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz”

Eylem Olgun, AA muhabirine, 15 yıldır kalemkarlık yaptığını söyledi.

Geleneksel Türk sanatlarına ilgisinden dolayı hayalinde olan kalemkarlığı severek yaptığını ifade eden Olgun, Antalya’daki eserlerin yanı sıra İstanbul’daki Aziz Mahmut Hüdayi Türbesi, Yıldız Sarayı gibi özel köşk ve yalılarda da kalem işi yaptığını kaydetti.

Kalem işinin zorlu bir süreç olduğunu anlatan Olgun, “Kalem işi ahşap üzerindeyse ahşabın, duvar üzerindeyse sıvanın tamiratıyla başlıyoruz. Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz. Motifler ve zemin boyandıktan sonra tahrir adı verilen motif kenarlarındaki sınır çizgilerini çekerek işlemlerimizi tamamlıyoruz. Bizi tarihi camilerde görenler şaşırıyor. ‘Yine o kızlar çalışıyor’ diyenler oluyor. Erkeklerin işlerini ellerinden almışız gibi değerlendirenler de oluyor. Kalem işi, kadın titizliği ile daha güvenli yürüyen bir sanat.” dedi.

Tarihi yapılarda çalışırken büyük bir sorumluluk hissettiğini dile getiren Olgun, Türklerin köklerini yansıtan bu sanatın geleceğe aktarılmasına katkıda bulunmayı amaçladığını vurguladı.

“Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu”

Merve Ünsal ise geleneksel Türk sanatları bölümünden mezun olduktan sonra Ayasofya Camisi’nde görev yaptığını kaydetti.

Küçük yaşlardan itibaren resme hep yeteneğinin olduğuna dikkati çeken Ünsal, “Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu. Kalemkarlık mesleği ile hem tarihi yapılarda çalışıyor hem de yeteneğimi yansıtabiliyorum. Kalem işi benim için bir tutkuya dönüştü. Kadın olmanın titizlik gibi avantajlarını da yaşıyoruz. Metrelerce yükseklikteki iskelede durmak bazen zor oluyor ama zamanla alıştım.” diye konuştu.

Ünsal, kalem işlerinin cami ve türbelerin yanı sıra artık yalı, köşk ve villalarda da yapıldığına işaret ederek, “Kalem işlerinin Osmanlı döneminde olduğu gibi her yere taşınmasını ve hayatın içinde yeniden yer almasını istiyoruz. İnsanlar yaşadıkları yeri güzelleştirmek istiyor.” ifadelerini kullandı. (AA)