Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın aziz milletimiz için bir vatan haline dönüşmesi, şehit ve gazilerimizin canları pahasına verdikleri ulvi bir mücadele ile gerçekleşmiştir.
Şehitlik ve gazilik, milletimiz için şereflerin en büyüğü, makamların en yücesidir. Bin yıldır barış, kardeşlik ve huzur içinde yaşadığımız bu cennet vatan, bizlere şehitlerimizin ve gazilerimizin, tüm kahramanlarımızın emanetidir.
Şehitler ve gazilerimiz kahramanlığın, cesaretin ve fedakârlığın sembolleri olarak Türk milletine mal olmuş, gönüllerimizde taht kurmuşlardır. Onlar, milletimizin ortak hatırasına emanet edilmiş aziz varlıklarımızdır. Türk milleti şehitlerini, gazilerini ve onların ailelerini hiçbir zaman unutmamış; gönlünde daima özel bir yere koymuştur.
Bizler de şehit ve gazilerin kutsal emaneti olan vatanımıza, nesilden nesle yaşatılan bir ruh ve anlayışla sahip çıkacak, evlatlarımıza daha güzel bir hayat, daha müreffeh bir ülke bırakmak için milletçe sarsılmaz bir irade ile çalışmaya devam edeceğiz. Bunun için geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza başta Çanakkale savaşı olmak üzere Sakarya’da, Dumlupınar’da yaşanan destanları ve ardındaki ruhu iyi anlatmalı, aziz vatanımızın kıymetini öğretmeliyiz. Çünkü milletin ve vatanın bekası şehitlik ve gazilik bilincinin diri tutulmasıyla mümkündür.
Bu duygu ve düşüncelerle 19 Eylül Gaziler Günü’nde, Gazi Mustafa Kemal’i ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve aramızdan ayrılan gazilerimizi minnet ve rahmetle anıyor, hayatta olan gazilerimize sağlık ve esenlik diliyor, şükranlarımı sunuyorum.
