Karabük’ü anlatmaya çalıştığımızda karşımıza çıkan gerçeğin ne olduğunu biliyor musunuz?
Hemen söyleyeyim.
Kentte neredeyse herkesin bir doğrusu var.
Ne kadar ilginç değil mi?…
Neden mi?
Doğruları doğrultarak hedefe ulaşmak mümkün olmuyor da ondan.!
Doğruları doğrultmaya kalktığınızda bütün yanlışlar kendini ele veriyor.!
O zaman da bu kentte…
Gerçek nedir sorusu bir türlü yanıtını bulamıyor.
Neden.?
Çünkü ortada çıkarlara alet edilen o kadar doğru var ki.!
Onların içinden hangisinin gerçek olduğunu bilemiyorsunuz.
Bu durum Karabük’te sürekli oluyor.
Ama hiç kimse bunun sonunun nereye varacağını bir türlü hesap edemiyor.
Kent böylece…
Zaman kaybına yol açan…
Anlamsız tartışmalara kendini teslim ediyor.
Şimdi buradan hareket ederek ne demek ki istiyoruz?
Hemen belirtelim.
Öncelikle…
Kentin bir vizyonu olur.
Hedefi olur.?
Hedefleri gerçekleştirmeye yönelik bir stratejisi olur.
Bu kentte…
Öyle bir şey var mı?
Yok…
Sadece ne var?
Taşra siyasetine uygun…
Müthiş bir ağız dalaşı ve meydan okuma…!
Ve sürekli ahkam kesme…
Biz de bunları matah bir şeymiş gibi köşemize taşıyıp yazıyoruz.
Sonuç….
Hüsran…
Tekrar başa dönüyoruz ve manasızca yazmalarımıza devam ediyoruz.
Yani…
İşin gerçeği nedir sorusu hala kafalarda soru işareti oluşturmaya devam ediyor.!