Yaşa ve Yaşat Derneği ‘burs’ kampanyası başlattı

Yaşa ve Yaşat Derneği ‘burs’ kampanyası başlattı

Yayın: 27.09.2022 15:08
Paylaş:
A+ A-

13 yıl önce birkaç gönüllü Kardemir işçisinin bir araya gelerek 5 üniversite öğrencisine maddi destek sağlamak için kurduğu Karabük Yaşa ve Yaşat Eğitim Geliştirme Derneği adından övgüyle söz ettirmeye devam ediyor.

Hiçbir maddi zorunluluğa dayanmadan gönüllülük esasıyla yapılan yardımlarla geride kalan süreçte yüzlerce öğrenciye burs imkanı sağlayan, spor ve sosyal sorumluluk alanlarında yaptığı etkinliklerle de kamuoyunda takdir toplayan Abdullah Küçüktepe başkanlığındaki Yaşa ve Yaşat Derneği Karabük’ün örnek Sivil Toplum Kuruluşlarından biri olarak gösteriliyor.

Özellikle madde bağımlılığı ve uyuşturucu ile mücadele kapsamında üst üste düzenlediği etkinliklerle farkındalık yaratan Yaşa ve Yaşat Derneği yeni eğitim ve öğretim dönemine de burs kampanyası başlatarak girdi.

Dernek Başkanı Abdullah Küçüktepe ‘Bir Öğrenci de Sen Okut’ adını verdiklerini kampanyanın detaylarını paylaştı.

Yazılı açılama yapan Başkan Küçüktepe açıklamasında; “2009 yılından bu yana “Yaşa ve Yaşat” ailesi olarak Türk milletinin teminatı ve en önemli kaynağı olan gençlerimizin eğitim ve öğretimine, siz değerli destekçilerimizin maddi ve manevi yardımları derneğimiz tarafından ulaştırılmaktadır.

Destekçilerimizden ve hayırseverlerden gerekli ilgiyi göreceği inancıyla 2022/2023 eğitim öğretim döneminde “BİR ÖĞRENCİ DE SEN OKUT” kampanyası başlatmış bulunuyoruz.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yükseköğretime devam eden, derneğimize burs müracaatı yapan veya destekçimizin kendi belirlediği ihtiyaç sahibi öğrencilere sekiz ay aralıksız, aylık 350 lira olmak üzere burs verilecektir.

Kasım/2022 tarihinden Haziran/2023 tarihine kadar sekiz ay aralıksız devam edecek burs için aylık 350 TL olarak belirlenen kampanyaya duyarlı herkesi davet ediyoruz.

Kampanyamıza daha küçük miktarlarda bağış yapmak da mümkündür. Yapacağınız yardımlar tıp ve hukuk öğrencileri başta olmak üzere gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacaktır.

Katkı ve katılımlarınız için şimdiden teşekkür eder sağlıklı günler dileriz” ifadelerine yer verdi.

Yaşa ve Yaşat Eğitimi Geliştirme Derneği’nin ‘Bir Öğrenci de Sen Okut’ burs programına katkıda bulunmak için hesap numarası;

KUVEYT TÜRK – KARABÜK ŞB

TR53 0020 5000 0069 2008 3000 01

 

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

ÇÖP KONTEYNERLERİNDE ÜÇ ÖĞÜN YAŞAM..!

Yayın: 02.05.2024 15:14
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te son günlerde çöplerin yanında çoluklu çocuklu kadın veya bazı erkeklerin bireysel olarak çöpleri karıştıran görüntüleri artmaya başladı. Bu durum, vatandaşların psikolojisini de olumsuz etkiliyor.
Çöp karıştıran kişi veya kişilerin her gün belirli saatlerde belli çöp konteynerlerinin çevresinde olduğu görülüyor.
Vatandaşlar, bu durumun sadece bir yoksulluk belirtisi olmadığına inanıyor ve bu kişilere sosyal yardım ve psikolojik destek sağlanması gerektiğini düşünüyor. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının, bu konuda hassasiyetle harekete geçmesi ve çözüm bulması talep ediliyor.

Kısa süreli çözüm olarak da özellikle zincir “üç harfli” market ve süper marketlerin yanındaki çöp konteynerlerinin düzenlenmesi öneriliyor. İhtiyaç sahiplerine uygun bir şekilde sebze ve meyvelerin ayrı konulması, çözüm arayışlarının bir parçası olarak gösteriliyor. Çöpten yiyecek toplamak zorunda kalan insanların durumu ise derin bir üzüntü yaratıyor.
Çöplerin karıştırılması, hayat pahalılığı ile mücadele eden vatandaşları bile etkilemeye başladı. Artık bu eylemler gizlenmeden, gözler önünde yapılmaya başlandı ve insan olmanın paradoksunu yaşatıyor. Bu durumun önlenmesi ve çözüm bulunması gerekliliği her geçen gün daha da önem kazanıyor.
Karabük’te ve ilçelerinde son günlerde artarak yaşanan insanların çöpten yiyecek toplamak zorunda kalmaları, bu durumun nasıl önlenebileceği ve çözüm bulunabileceği üzerinde düşünülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Artık insanların çöplerden değil, düzenli bir şekilde yardım alarak yaşamlarını sürdürmeleri gerektiği görüşü ön plana çıkıyor. (Esra Oğuzkağan Özkan)