Yoksa…!

Yoksa…!

Yayın: 27.07.2015 09:51
Paylaş:
A+ A-

Şekilcilik…
Şekli yaşamın merkezine koymak.
Öze inememek.
Ya da onu görmezlikten gelmek.
Sizce…
Bu husus neyi ifade eder?
Bu hususu tartışmak gerekir.
Yeni değer yaratma çabasında olmak.
Var olanın yanlışlığını kanıtlamak.
Farklı algılar oluşturarak topluma biçim vermeye çalışmak.
Bunun üzerinden yaşam alanlarına müdahale etmek.
Yeni bir toplum inşa etmenin ideolojisini kurgulamak.
Şu anda geldiğimiz noktanın kısa bir özeti bu olsa gerek.
Var olanı yadsıyarak işin içinden sıyrılmaya çalışma çabası içinde olmak.
Şimdi…
Bu dönüşüm bize göre biçimsellikten başka bir şey değildir.
Çünkü her şeyden önce köksüzdür.
Tek düzedir.
Farklılıkları redetmektedir.
Bu durum hiç de iyi bir şey değildir.
Gelecek bu nokta da bize kaygıyla bakıyor dersek yanlış düşünmüş olmayız herhalde…
Bunu zaman gösterecek…
Demem o ki…
Bizim kısa zamanda kendimizi şekilcilikten/öze yabancılaşmış olmaktan kurtarmamız gerekiyor.
Bunun için eğitime el atmak zorundayız.
İnsan yetiştirme düzenimizdeki çatlakları kısa zamanda tamir etme çabasına girersek kaygılarımızı aza indirebiliriz.
Ama bunu nasıl başaracağız.?
Elimizde bu ülke insanın ruhuna uygun projeler olması gerekir.
Bir kere eğitim ve öğretim sürecinin üretimi konu alması gerekir.
Burada üretim dediğimiz şey bizim özümüz.
Bizi biz yapan esas değerler manzumesi…
Oysa şimdilerde öylemi…!
Öyle bir sistem ki bizlere sürekli tüketime özendiriyor.
O’nu da bir tarafa bırakın…
İnsanı keşfetmeyi,onu güzelleştirmeyi hedeflemiyor.
Öyle olunca öğretim özellikle genç nesil karşısında cazibesini kaybediyor.
Neden.?
Çünkü verilen bilgililerin öz ile bir ilişkisi yok.
Biçimle/şekille ilişkisi var.
Öyle olunca da yaşam taklitçiliği/şekilciliğe kendini teslim etmek zorunda kalıyor.
Bakın genç nesle…
Onların yaşamı kendileri dışında hayran olduklarıyla dolu.
Kendi olamamanın huzursuzluğu onları kimliksizleştiriyor.
İyi de böyle bir insan yaşadığı ortama nasıl faydalı olacak.
Kendi ve toplum adına ortaya bir değer koyamadıktan sonra…
O nedenle…
Bugünlerde insanlarımızın olup/biten karşısında kafasının karışık olmasını normal karşılamak gerekiyor.
Başkalarının kendi adına yaptığı analizlerle olup biteni anlama çabası içinde olma gerçeğin anlaşılmasını zorlaştırıyor.
Düşünce tuzağına düşürüyor.
Yanlışların içinde kulaç atma çabası sonuca ulaşmayı engelliyor.
Böyle bir insanın kıyıya ulaşması mümkün müdür.?
Mesele ne.?
Kendin olabilmekte…
Şekle kendini kaptırmamakta.!
Öze temayüz etmekte.
Yoksa…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kaymakam Yazıcı’dan Başkan Köse’ye Hayırlı Olsun Ziyareti

Yayın: 16.04.2024 10:10
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde tekrar Safranbolu Belediye Başkanı olarak seçilen Mimar Elif Köse’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Sohbet ortamında gerçekleşen ziyarette, Safranbolu Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı, Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse’ye hayırlı olsun temennisinde bulunarak, yeni dönemdeki çalışmalarında başarılar diledi ve filografi yöntemi ile hazırlanmış Türk Bayrağı’nın bulunduğu tablo hediye etti.

Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse ise, Safranbolu Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı’ya nazik ziyaretleri ve hediyelerinden dolayı  duyduğu memnuniyeti dile getirerek teşekkürlerini iletti.