Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 13.08.2018 21:37
Paylaş:
A+ A-

Hak-İş Konfederasyonuna bağlı Çelik-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Yunus Değirmenci, “15 Temmuz’da gökyüzünde F-16’ları uçurtarak milletimizin üstüne bomba yağdıranlarla, bugün dövizi uçurup Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenler aynı şer odaklarıdır. Emekçiler olarak milletimizin, devletimizin ve hükümetimizin sonuna kadar yanındayız. Gün, oynanan oyunları bozma günüdür” açıklamasında bulundu.

Çelik-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Değirmenci, Türkiye’ye karşı başlatılan ekonomik savaş ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.

Son yıllarda Türkiye’nin dünyada ve bölgesinde önemli bir güç haline geldiğini kaydeden Genel Başkan Değirmenci, “Türkiye’nin dizlerinin üzerinden ayağa kalkmasını hazmedemeyenler, Türkiye’ye istediğini yaptıramayanlar, dayatmalarına boyun eğdiremeyenler, bugün açıktan açığa ekonomik bir savaş başlatmışlardır. 15 Temmuz’da istediğini elde edemeyenler, yeni bir senaryo ile karşımıza çıkmışlardır. 15 Temmuz hain darbe girişiminde olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve milletimiz hedeftedir. Bu nedenle bu savaşa, partiler üstü bir mesele olarak bakmamız gerekmektedir. Birlik ve beraberlik içerisinde yaşamaya devam etmek, çalışmak ve üretmek, bu karanlık odaklara verilecek en güzel cevaptır. Şehitlerimizin kanıyla suladığımız bu topraklar için, ne fedakarlık yapmamız gerekiyorsa bizler 50 bine yakın çelik bilekli üyemizle, Çelik-İş Sendikası olarak fedakarlık yapmaya hazırız” diye konuştu.

“BU SAVAŞTAN GÜÇLENEREK ÇIKACAĞIZ”

ABD’nin başlattığı bu ekonomik savaşta verilen mücadeleden bir an bile tereddüt edilmemesi gerektiğini söyleyen Değirmenci, “Artık eski Türkiye yoktur. İstikrarsızlığın istikrar olduğu koalisyon dönemleri sona ermiştir. Bu millet, çok daha ağır günler yaşamıştır. Bugün ise Türkiye’nin ekonomisi güçlü temeller üzerine oturtulmuştur. Ülkemizin ekonomisine ve iktidarına güvenmemiz, aynı doğrultuda buluşmamız hayati önem taşımaktadır. Son yıllarda yapılan her saldırıdan güçlenerek çıkan ülkemiz, bu aşağılık saldırıdan da gücüne güç katarak çıkaracaktır” ifadelerini kullandı.

Özellikle bu süreçte yerli ve milli olan ne varsa milletimizin bu ürünlere yönelmesini isteyen Değirmenci, “Tüm üyelerimizi ve vatandaşlarımızı, Cumhurbaşkanımızın döviz ve altın bozdurma çağrısına uymaya davet ediyorum. Milletimiz de bu oyunun tekerine çomak sokmalıdır” şekilde açıklamada bulundu.

“ÇARKLARI DÖNDÜRMEYE DEVAM”

ABD’nin, Türkiye’den ithal edilen alüminyum ve çelik’e ek vergiler getirerek aynı zamanda emekçilerimizi de doğrudan hedef aldığı aldığını belirten Değirmenci, “Sanayicimiz, iş adamımız, bu ülkeye ve bu ülke insanına yatırım yapmaya devam etmelidir. Fabrikalarda çarklar her zamankinden daha hızlı dönmelidir. ABD pazarı olmazsa, yeni pazarlar bulmalıdır. İş adamlarımız, üretime ve istihdama her zamankinden daha fazla katkı sunmalıdır” diyerek iş adamlarını da elini taşın altına koymasını istedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türkiye’yi yine kavurucu bir yaz bekliyor

Yayın: 26.04.2024 11:52
Paylaş:
A+ A-

Türkiye’nin büyük bölümünde geçen yıl yaz aylarında günlerce etkili olan kavurucu sıcakların, bu sene de rekor seviyelerde seyretmesi bekleniyor.

Birçok ilde geçen yıl hazirandan eylüle kadar mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarıyla rekorlar kırıldı. Türkiye’de 2023’ün en yüksek sıcaklığı, 49,5 dereceyle Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde ölçüldü.

Küresel ısınmanın da etkisiyle yaşanan yüksek hava sıcaklıkları, bu yıl marttan itibaren etkili olmaya başladı. Martta bazı günlerde birçok ilde hava sıcaklıkları 30’lu dereceleri gördü.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, AA muhabirine, Türkiye’de beklenen sıcak hava dalgaları ve uzun vadede yaşanabilecek iklimsel kaymaların olası etkilerini anlattı.

Uzun süreli sıcaklık artışlarının dünyanın hemen her bölgesinde devam ettiğini belirten Türkeş, Türkiye’de de ortalama en yüksek ve en düşük sıcaklıkların arttığını söyledi.

Gece sıcaklıkları ve rekor sıcaklıklarda belirgin yükselişler olduğunu, sıcak hava dalgalarının süresi, uzunluğu ve sıklığında çok ciddi artışlar gözlendiğini vurgulayan Türkeş, “2023 yaklaşık 1,5 santigrat derece küresel ısınma eşiğine erişti, yıl içinde birkaç kez geçti. 2023 yazı çok sıcaktı, 2024’te de her ay rekor sıcaklıklar yani sanayi öncesine göre en yüksek sıcaklıklar yaşanıyor ve yeni yüksek sıcaklık rekorları kırılıyor.” dedi.

Türkeş, martta Türkiye’nin büyük bölümünde hava sıcaklıklarının, mevsim normallerinin çok üzerinde seyrettiğini anımsattı.

Bu ay ise genellikle mayıs sonu, haziran başında görülen, 30’lu derecelere ulaşan sıcaklıkların yaşanmaya başlandığına dikkati çeken Türkeş, “Hem mevsimlik hava tahminleri hem de kısa süreli iklim öngörülerine baktığımızda çok büyük bir olasılıkla bu yaz da Türkiye’nin büyük bölümünde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üstünde olacak. Güneydoğu Anadolu’da, İç Anadolu’nun mikroklima çukur alanlarında, Güneybatı Anadolu’da yüksek sıcaklık rekorlarının kırılacağını öngörüyorum.” diye konuştu.

“2070’e kadar Büyük Ağrı’nın tepesindeki buzul takkesinin erimesini bekliyoruz”

Türkeş, yaptıkları araştırmalara göre, Akdeniz havzasında yer alan Türkiye’de, gelecekte hava sıcaklıklarının daha da artmasının, yaz sıcağının 5 ila 7 derece daha yüksek olmasının, yıl boyunca uzun süreli ortalamalardan 3 ila 5 derece sıcak havaların yaşanmasının beklendiğini bildirdi.

Yağış rejiminin değişeceğini anlatan Türkeş, şiddetli, kuvvetli, aşırı gök gürültülü sağanaklar ve bunların yol açacağı seller, akarsularda taşkınlar, kentlerde su baskınlarının bundan sonra daha çok görülebileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Türkeş, yağış rejiminin değişmesinin, Akdeniz havzasında özellikle yılın soğuk dönemlerinde kuraklığın sıklığı, süresi ve şiddetini artırabileceği uyarısında bulunan Türkeş, şöyle devam etti:

“Türkiye’deki ana iklim bölgelerinde çok ciddi alansal kaymalar söz konusu. 50 yıl içinde Akdeniz ikliminin bugünkünden çok daha geniş alanları kaplayacağı öngörülüyor. Örneğin Batı Karadeniz’in büyük bölümü, Karadeniz’in iç bölgeleri, ‘yağmur gölgesi’ adını verdiğimiz vadi kuşakları, Akdeniz ikliminin etkisi altına giriyor. İç Anadolu’da egemen olan yarı kurak step iklimi de alanını genişletiyor. Dolayısıyla yüzyılın sonuna ulaşmadan büyük bir olasılıkla Türkiye, çok daha sıcak ve kurak Akdeniz ve step iklimlerinin egemenliğine girecek.”

Hava sıcaklıklarının Karadeniz Bölgesi’ndeki nemli ılıman iklimin, Doğu Anadolu’daki soğuk iklimin alanını daraltacağını dile getiren Türkeş, Kuzeydoğu Anadolu’nun kuzey bölümleri dışında soğuk iklim kuşağının tümüyle ortadan kalkacağını söyledi.

Buzulların hızla eridiğine dikkati çeken Türkeş, şunları kaydetti:

“Buzullar çok önemli. Buzulların oluştuğu dağlar aynı zamanda kalıcı karın bulunduğu alanlar. Orta ve kötümser iklim senaryoları gerçekleşirse gelecekte kar yağışı hemen hemen hiç düşmeyeceği için ilkbahar kar erimeleri yaşanmayacak. Aynı zamanda hızla erimekte olan dağ buzullarımız, hatta yüzyılın sonundaki kötümser senaryoda Büyük Ağrı’nın tepesindeki buzul takkesinin erimesini bekliyoruz. 2070’e geldiğimizde büyük bir olasılıkla çok ciddi bir değişiklik olmazsa bunları çoktan yaşamış olacağız. Artık çok daha sıcak, çok daha kurak, aşırı hava ve iklim olaylarına elverişli bir dünyaya kapıyı açtığımızı söyleyebilirim.” (AA)