“Çin’in Katlanan Çelik İhracatı, Dünya Ticaret Savaşına Yol Açabilir”
Son yıllarda kademeli olarak büyüme kaydeden Çin ekonomisinde, sanayi ürünlerine yönelik talebin hızla artış gösterdiği ve 2000’li yıllardan bu yana Çin genelinde endüstriyel üretimin desteklendiği, ancak Çin ekonomisindeki soğuma belirtileri ile birlikte, arz fazlası durumunun ortaya çıktığı ve dünya genelindeki dengeleri değiştirmeye başladığı bildiriliyor.
Yalnızca geçtiğimiz yıl Çin’de üretilen çimento miktarının, Amerika Birleşik Devletleri’ nin 20. yüzyıl boyunca gerçekleştirdiği üretimden daha fazla olduğu, ancak Çin ekonomisindeki çift haneli büyümenin sona erdiği ve bazı sanayi ürünlerinde olağanüstü oranlarda fazla kapasitenin meydana geldiği belirtiliyor.
Çin’deki durumun en fazla çelik endüstrisini etkilediği, dünyadaki 1.6 milyar tonluk çeliğin yarısının Çin’de üretildiği ve yatırım bankası UBS analizlerine göre, 2015 yılında Çin’de ihtiyaç fazlası 441 milyon ton çeliğin yapıldığı; bu durumun fiyatları baskı altına alarak tarihi ölçüde düşüşlere neden olduğu ve yılın ilk 11 ayında Çin’deki büyük 101 çelik üreticisinin 11 milyar dolarlık zarar açıkladıkları kaydediliyor.
Talebin üzerinde üretim gerçekleştiren Çin çelik endüstrisinde, tesislerin yoğun bir şekilde ihracat pazarlarına odaklandıkları ve Ocak-Kasım döneminde Çin’in çelik ihracatının 100 milyon ton barajını geride bırakarak tarihi bir rekora imza attığı; Çin’in çelik ihracatının, Japonya dışındaki ülkelerin üretiminden bile fazla olduğu biliniyor.
ABD çelik piyasasında lobi şirketlerinin, yasadışı olarak yorumladıkları dampingli mamul satışının önüne geçebilecek önlem arayışına girdikleri, aynı zamanda dampingli ithalattan birinci derece zarar gören Avrupa çelik sektöründe birçok tesisin kapatıldığı ve Çin’den yapılan çelik ithalatının mercek altına alındığı; aynı zamanda Çin’e piyasa ekonomisi statüsü verilmesinin de önüne geçilmesi için çalışmalar yapıldığı; Benzer çalışmaların Türkiye’ de de yapılmasının şart olduğunu bildiriyor.
Çin’in hızla artan çelik ihracatının, dünyanın birçok ülkesindeki sanayi kuruluşlarının kapasite kullanımında, üretim ve marjlarında düşüşe yol açtığı ve hatta birçok tesisin devre dışı bırakılarak binlerce kişinin istihdamına engel olunduğu; çelik sektöründeki bilek güreşinin, yakın tarihte bir “Ticaret Savaşı” na yol açabileceği gelen bilgiler arasında yer alıyor.
